Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Savaş

Herkes Duysun - Savaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Savaş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İsrail Meclisindeki Arap vekile göre, Haber

İsrail Meclisindeki Arap vekile göre, "idari gözaltının" kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamına geliyor

The Times of Israel gazetesinin haberine göre, Tıybi, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin yargılama olmadan gözaltına alınması veya alıkonulması uygulamasının durdurulması kararı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kararı duyuran Savunma Bakanı Yisrael Katz'ı eleştiren Tıybi, "Bu, Savunma Bakanı'nın Yahudi terörüne onay verdiğinin resmidir. Terör destekçisi bir hükümet." ifadelerini kullandı. Tıybi, "idari gözaltı" uygulamasının sadece Filistinliler için geçerli olduğunu belirterek, "Bu, Yahudi üstünlüğü rejiminin bir başka kanıtıdır. Daha sonra Lahey'de 'antisemitizm' diye ağlayacaklar." dedi. ESKİ İSRAİL GENELKURMAY BAŞKANI EİSENKOT'TAN KARAR İÇİN "VAHİM VE TEHLİKELİ BİR HATA" NİTELEMESİ Öte yandan, eski İsrail Genelkurmay Başkanı ve milletvekili Gadi Eisenkot da Katz'ın bugün duyurduğu kararı "vahim ve tehlikeli bir hata" olarak nitelendirdi. Söz konusu kararın işgal altındaki Batı Şeria'da "bedelini herkesin ödeyeceği ciddi bir tırmanışa doğru atılan bir başka adım" olduğu uyarısında bulunan Eisenkot, şunları kaydetti: "Bu tür emirlerin hedefi yasalara uyan Yahudi vatandaşlar değil, toplum olarak bizi lekeleyen ve tehlikeye atan aşırılık yanlısı terör unsurlarıdır." İsrail Savunma Bakanı Katz, sık sık Batı Şeria'nın belde ve köylerine düzenledikleri saldırılarla gündeme gelen Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin yargılama olmadan gözaltına alınması veya alıkonulmasını durduracaklarını açıklamıştı. FİLİSTİN BELDE VE KÖYLERİNE SALDIRIYORLAR İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise yaklaşık 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor. Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria'da sık sık köylere ve beldelere saldırıyor ve işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.

BM: İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişi Suriye'ye geçti Haber

BM: İsrail'in saldırılarını sürdürdüğü Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişi Suriye'ye geçti

Llosa ve BMMYK Lübnan Temsilcisi Ivo Freijsen, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisinin haftalık basın toplantısına çevrim içi katılarak değerlendirmelerde bulundu. İsrail saldırılarının yoğunlaştığı 24 eylülden bu yana Lübnan'dan yaklaşık 560 bin kişinin Suriye'ye geçtiğini kaydeden Llosa, bunlardan yüzde 65'inin Suriyeli, yüzde 35'inin ise Lübnanlı olduğunu söyledi. Llosa, 2017 ile 2024 yılları arasındaki dönemde 400 bin Suriyelinin Lübnan'dan ülkesine geri döndüğünü hatırlatarak, İsrail'in saldırıları nedeniyle benzer sayıya 8 haftada ulaşıldığını aktardı. İsrail hava saldırılarının sınır kapılarına ve yollara verdiği hasarlara rağmen insanların Lübnan'daki yoğun bombardımanlardan çoğunlukla yürüyerek kaçmayı sürdürdüğünü ifade eden Llosa, bunların yaklaşık yüzde 80'inin kadın ve çocuk olduğunun altını çizdi. Llosa, Suriye'ye geçenlerin birçoğunun yiyecek, barınak, sağlık hizmeti, hukuki yardım ve giyim gibi acil ihtiyaçlardan mahrum olduğuna dikkati çekti. Suriye'nin genelindeki durumun acil müdahaleden daha fazlasına ihtiyaç duyduğuna vurgu yapan Llosa, "Acil insani ihtiyaçları ele alırken, geçim kaynaklarını yeniden tesis etmek, insanları kendilerine yetebilir hale getirmek ve geri dönen mültecilerin dönüşünü sürdürülebilir ve onurlu hale getirmek için dayanıklılık oluşturmaya öncelik veren farklı bir yaklaşıma ihtiyacımız var." diye konuştu. "LÜBNAN'DAKİ ÇATIŞMALARDAN 1,3 MİLYON KİŞİ DOĞRUDAN ETKİLENDİ" BMMYK Lübnan Temsilcisi Freijsen de son birkaç haftada yaşananların Lübnan ve halkı için son dönemin "en ölümcül ve yıkıcı" süreci olduğunu söyledi. Freijsen, devam eden çatışmaların "sayısız hayatların mahvolmasına" yol açtığını kaydederek, "Lübnan'daki çatışmaların tırmanmasından bu yana geçen iki aylık süreçte, 3 bin 500'den fazla kişi öldürüldü, 15 bin kişi yaralandı ve tahminen 1,3 milyon kişi doğrudan etkilendi ve evlerinden ayrılmak zorunda kaldı." diye konuştu. Sıcaklıkların düşmesiyle yerinden edilenlerin karşılaşacağı zorlukların artmasından endişe ettiklerini vurgulayan Freijsen, şu anda onlar için en acil ihtiyaçlar arasında yeterli barınak ve kış yardımlarının olduğunu söyledi. Freijsen, BMMYK'nın Lübnan'da ihtiyaç sahibi kişilere yardımlarını sürdürdüğünü belirterek, Ekim 2023'ten bu yana 450 bin kişiye temel yardım, barınak ve diğer hayati hizmetleri ulaştırdıklarının altını çizdi.

BM: 2024, Gazze'deki savaşın da etkisiyle insani yardım çalışanları için en ölümcül yıl oldu Haber

BM: 2024, Gazze'deki savaşın da etkisiyle insani yardım çalışanları için en ölümcül yıl oldu

OCHA'dan yapılan yazılı açıklamada, bu yıl dünya genelinde 281 yardım görevlisinin ölümünün kayıtlara geçtiği belirtilerek, "2024, Gazze'deki savaşın da etkisiyle insani yardım kuruluşları için kayıtlara geçen en ölümcül yıl oldu. Bu acı bir dönüm noktası." ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, 2023'te de 33 ülkede 280 yardım görevlisinin öldürüldüğü hatırlatılarak, bu yılki sayının önceki "rekorları" geride bıraktığı belirtildi. Gazze'deki saldırıların başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana 320'den fazla insani yardım personelinin öldürülmesinin söz konusu artışta etkili olduğu vurgulanan açıklamada, "Bunların birçoğu insani yardım sağlarken görev başında öldürüldü. Öldürülenlerin geneli BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) personeliydi." ifadelerine yer verildi. Yardım çalışanlarına yönelik tehditlerin Gazze'nin ötesine uzandığı kaydedilen açıklamada, Afganistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Güney Sudan, Sudan, Ukrayna ve Yemen'in de aralarında bulunduğu birçok ülkede yüksek düzeyde şiddet, kaçırma, yaralanma, taciz ve keyfi gözaltı olaylarının yaşandığına işaret edildi. Açıklamada, öldürülenlerin çoğunun, sivil toplum örgütleri, BM ajansları ve Kızılhaç/Kızılay kuruluşları personeli olduğuna dikkati çekilerek, "İnsani yardım çalışanlarına yönelik şiddet, çatışma bölgelerindeki sivillere yönelik de daha geniş çaplı zarara yol açıyor. Geçen yıl, 14 silahlı çatışmada 33 binden fazla sivil ölümü kaydedildi. Bu sayıda 2022'ye göre şaşırtıcı olarak yüzde 72'lik artış yaşandı." değerlendirmesinde bulunuldu. Tehlikelere rağmen insani yardım kuruluşlarının hayati yardımları ulaştırmayı sürdürdüğü belirtilen açıklamada, geçen yıl ihtiyaç sahibi yaklaşık 144 milyon, Kasım 2024 itibarıyla ise dünya genelinde 116 milyondan fazla insana ulaşıldığı bilgisi paylaşıldı. "İNSANİ YARDIM ÇALIŞANLARI BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ORANDA ÖLDÜRÜLÜYOR" Açıklamada görüşlerine yer verilen BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, "İnsani yardım çalışanları benzeri görülmemiş bir oranda öldürülüyor. Onların cesaretleri ve insanlıkları kurşun ve bombalarla karşılanıyor." ifadelerini kullandı. Bu şiddet olaylarının acımasızca ve yardım operasyonları için yıkıcı olduğunu kaydeden Fletcher, "Ülkeler ve çatışma tarafları, insani yardım çalışanlarını korumalı, uluslararası hukuku uygulamalı ve (şiddet) sorumluları yargılamalı. Bu cezasızlık dönemine son vermeli." açıklamasında bulundu.

Güney Kore, Rusya'nın, asker desteği karşılığında Kuzey'e hava savunma füzesi sağladığını iddia etti Haber

Güney Kore, Rusya'nın, asker desteği karşılığında Kuzey'e hava savunma füzesi sağladığını iddia etti

Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Ulusal Güvenlik Direktörü Shin Won-sik, ülkedeki ulusal radyo ve televizyon ağı kuruluşu SBS'ye mülakat verdi. Kuzey Kore'nin, Ukrayna ile savaşmaya devam eden Rusya'ya destek amacıyla Ukrayna'da asker konuşlandırmasının karşılığında ne alacağının sorulması üzerine Shin, "Rusya'nın, Pyongyang'ın savunmasız hava savunma sistemini güçlendirmek için ekipman ve hava savunma füzeleri sağladığına inanılıyor." dedi. Rusya ve Kuzey Kore arasında çeşitli alanlarda yardımlaşma yapıldığına inandığını kaydeden Shin, "Kuzey Kore'nin 27 Mayıs'ta başarısızlıkla sonuçlanan askeri casus uydu fırlatışının ardından Rusya'nın (Kuzey'e) uyduyla ilgili teknolojileri destekleme niyetini açıkladığı ve çeşitli askeri teknolojiler sağladığı bildirilmişti." ifadesini kullandı. Öte yandan, Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansı (KCNA), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Kuzey Kore'ye aslan ve bozayı dahil 70'ten fazla hayvan hediye ettiğini bildirmişti. KUZEY KORE VE RUSYA İŞBİRLİĞİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, haziranda Kuzey Kore'ye resmi ziyarette bulunmuş, taraflar arasında "kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması" imzalanmıştı. ABD ve NATO'dan ekim sonunda yapılan açıklamalarda, Kuzey Kore'nin Rusya'ya asker gönderdiği ve bunların Ukrayna sınırına yakın Kursk bölgesinde konuşlandırıldığı kaydedilmişti.

Zelenskiy: “ABD yardımları keserse savaşı kaybederiz” Haber

Zelenskiy: “ABD yardımları keserse savaşı kaybederiz”

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD merkezli Fox haber kanalına açıklamalarda bulundu. Bin günü aşan Ukrayna’daki savaşla ilgili son durumu değerlendiren Zelenskiy, Rusya’ya karşı oluşan birliğin dağılmasından endişe ettiğini ifade etti. Savaşın ilk zamanlarının en zor dönem olduğunu belirten Zelenskiy, "Ancak içinde bulunduğumuz dönem bence Ukrayna'daki birliğimize bağlı. Şu an en tehlikeli olan şey, Avrupa'daki birliği ve en önemlisi Ukrayna ile ABD arasındaki birliği kaybetmemiz" dedi. Savaşı bitirmenin tek yolunun diplomasi olduğunu savunan Zelenskiy, "Bugünden itibaren savaşın sona ermesinin Putin'e bağlı olduğundan gerçekten eminim. Bunu yapabilir. İsteyebilir ve bu savaşı sona erdirebilir" şeklinde konuştu. Savaşın sona ermesinin Amerika Birleşik Devletleri'nin tutumuna daha fazla bağlı olduğuna dikkat çeken Zelenskiy, “Putin, ABD’den daha zayıf. ABD Başkanı'nın gücü, yetkileri ve silahları var. Enerji kaynaklarının fiyatını düşürebilir. Medyada Trump'ın enerji kaynaklarının, petrolün fiyatlarını düşürebileceğine yönelik sinyaller duydum ve bunun yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.   "TRUMP, PUTİN'DEN DAHA GÜÇLÜ" ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump'ın savaşı sona erdirme ihtimalini değerlendiren Zelenskiy, "Bu basit olmayacak, ancak ABD’nin elinde olan tüm meseleleri kullanırsa, evet, yapabilir. Çünkü o Putin'den çok daha güçlü. Amerika Birleşik Devletleri daha güçlü. Ekonomi daha güçlü. ABD’nin çok büyük bir etkisi var" şeklinde konuştu. ABD'nin Kiev'e yaptığı askeri yardımlarla ilgili konuşan Zelenskiy, "Eğer yardımları keserlerse, bence kaybedeceğiz. Elbette, her durumda kalıp ve savaşacağız. Üretim yapıyoruz ancak kazanmak için yeterli değil. Hayatta kalmak için yeterli değil. Ancak, bu ABD’nin seçimi olacaksa, ne yapmamız gerektiğine karar vereceğiz" dedi.

G20 Liderler Zirvesi'nin bildirisinde Gazze, Lübnan ve Ukrayna'ya dikkat çekildi Haber

G20 Liderler Zirvesi'nin bildirisinde Gazze, Lübnan ve Ukrayna'ya dikkat çekildi

Bildiride, İsrail'in Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi ve Lübnan'a yönelik saldırıları nedeniyle insani durumun felaket boyutlarına ulaşmasının derin endişelere yol açtığı belirtildi. İnsani yardımların ulaştırılmasındaki tüm engellerin kaldırılması gerektiği vurgulanan bildiride, "İnsani yardımların artırılması ve sivillerin korunmasının güçlendirilmesi yönündeki acil ihtiyaç ifade edildi. Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı ve iki devletli çözüm vizyonuna sarsılmaz bağlılık teyit edildi." değerlendirmesinde bulunuldu. Bildiride, İsrail saldırıları sonucunda Gazze Şeridi'nde yaklaşık 45 bin kişinin, Lübnan'da ise 3 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşanan insani acılara da değinilen bildiride, savaşın küresel gıda ve enerji güvenliği, tedarik zincirleri, makro-finansal istikrar, enflasyon ve büyüme üzerindeki olumsuz etkilerine işaret edildi. "SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE REFAHA ANCAK BARIŞLA ULAŞABİLİRİZ" Bildiride, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesinin önemi vurgulanarak, "Kapsamlı, adil ve kalıcı barışı destekleyen tüm ilgili ve yapıcı girişimler memnuniyetle karşılandı. Çatışmaların ve krizlerin sona erdirilmesine yönelik çabaların yanı sıra diplomasi ve diyalog elzemdir. Sürdürülebilirlik ve refaha ancak barışla ulaşılabilir." ifadesi kullanıldı. İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE VE KÜRESEL İŞBİRLİĞİ İklim kriziyle mücadelede G20 ülkelerinin kararlılığına dikkatin çekildiği bildiride, şunlar kaydedildi: "Yoksul ülkeler için daha fazla finansman gereklidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik kamu ve özel iklim finansmanı ve yatırımlarının arttırılması amacıyla uluslararası işbirliğinin ve desteğin artırılması gerektiği vurgulandı. Sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması için uluslararası ekonomik sistemin teşvik edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, uluslararası ticarette haksız kısıtlamalar gibi iklim tedbirlerinin kullanılmaması gerektiği konusunda uyarılar yapıldı." Bildiride, ormanların korunmasına ve sürdürülebilir şekilde muhafaza edilmesine yönelik çabaların yoğunlaştırılmasının önemli olduğuna işaret edildi. Yerel topluluklar ve yerli halkların karşılaştıkları zorluklara değinilen bildiride, ormanlar için yeni fonların harekete geçirilmesi taahhüt edildi. Paris İklim Anlaşması hedeflerinin hatırlatıldığı bildiride, üye ülkelerin temiz, sürdürülebilir, adil, uygun fiyatlı ve kapsayıcı enerji geçişlerini hızlandırma taahhüdü ve yüzyılın ortasına kadar karbonda sıfıra ulaşma hedefi yinelendi. SÜPER ZENGİNLERE VERGİ KONUSU TARTIŞILDI Diğer yandan zirvede, Brezilya'nın süper zenginlere yönelik küresel bir vergi oluşturulmasına ilişkin önerisi tartışıldı. Zirvede, dünyadaki 3 bin 300 milyarderin, bulundukları ülkelerdeki servetlerinin yüzde 2'sini küresel bir vergi olarak ödemeleri halinde, yoksulluk, açlık ve iklim değişikliğiyle mücadele projelerini finanse etmek için yılda 200 ila 250 milyar dolar toplamanın mümkün olacağı vurgulandı.

BM Filistin Özel Raportörü Albanese, İsrail'in Filistin'de soykırım yaptığından emin Haber

BM Filistin Özel Raportörü Albanese, İsrail'in Filistin'de soykırım yaptığından emin

İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımının önlenmesi amacıyla "Rescop" adlı sivil toplum kuruluşunun girişimiyle başlatılan İsrail'e silah satışının durdurulmasıyla ilgili kampanya kapsamında İspanya Meclisi'nde "Barış inşası süreçlerinde askeri ambargoların rolü" başlıklı oturum düzenlendi. Bazı milletvekillerinin de dinlemeye geldiği oturuma konuşmacı olarak, İnsan Hakları için Filistin Merkezi (PCHR) Başkanı Raji Sourani, Kolombiya'nın Madrid Büyükelçisi Eduardo Avila Navarrete, Johannesburg Üniversitesi Eğitim Fakültesi Profesörü Salim Vally, eski İspanya Yüksek Mahkeme Hakimi Jose Antonio Martin Pallin ile çevrim içi bağlantı ile BM Filistin Özel Raportörü Albanese ve Filistin Kamu Diplomasi Enstitüsü Başkanı Ines Abdel Razeq katıldı. Albanese, "Son bir yılımı İsrail'in Filistin'deki soykırımını belgeleştirmeye adadım. İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına, yoğunlaştırılmış bir yıkım gerçekleştirdiğine dair hiçbir şüphe yok." dedi. BM'den 30 uzman ile yaptığı çalışmalarda ve temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanının aldığı kararda İsrail'in işgal altındaki Filistin'de soykırım yaptığının açık şekilde belirtildiğini kaydeden Albanese, "Bu soykırım Gazze'de yaşayan insanlarda onarılamaz bir hasar bıraktı." dedi. Uluslararası Adalet Divanının kararlarına uymanın tüm üye ülkeler için zorunluluk olduğunu vurgulayan Albanese, soykırım yapan bir ülkeyle silah ticareti yapmanın da BM sözleşmelerini ihlal ettiğine dikkati çekti. HAMAS'IN SALDIRISI İSRAİL'İN YAPTIĞI SOYKIRIMI ASLA HAKLI ÇIKARMAZ Albanese, "7 Ekim'deki Hamas'ın saldırısı, daha sonrasında İsrail'in yaptığı soykırımı asla haklı çıkarmaz." diyerek, "İsrail'in yaptıkları karşısında silah ambargosu uygulanmasının tek başına yeterli olmadığını, bir sonraki adımın bu ülkeyle tüm askeri, akademik, diplomatik ilişkileri kesmek olması" gerektiğini ifade etti. Albanese, İsrail'in özellikle işgal altındaki Filistin topraklarında "savaş suçu ve insanlık suçu" işlediğini vurguladı. RAJİ SOURANİ: TÜM DÜNYANIN GÖZLERİ ÖNÜNDE BİR SOYKIRIM GERÇEKLEŞTİRİLİYOR Diğer yandan PCHR Başkanı Sourani de konuşmasında "İsrail, canlı olarak tüm dünyanın gözleri önünde, sanki normalmiş gibi yapılan, kimsenin tepki göstermediği bir soykırım gerçekleştiriyor. Kimse parmağını bile kımıldatmıyor. Gazze'de hiçbir şey kalmadı. Her şey, hastaneler, çocuk hastaneleri bile haritadan silindi." dedi. İsrail'in saldırılarında şimdiye kadar 17 bini çocuk olmak üzere 44 binden fazla insanın öldürüldüğünü aktaran Sourani, "120 bin kadar da yaralı var ve bunun yarısı ölecek çünkü sağlık malzemesi, ilaç yok. Bunları ulaştıracak bir yol da yok. Buna kim tahammül gösterebilir." diye konuştu. AVRUPA VE ABD'YE "İKİYÜZLÜLÜK" SUÇLAMASI Avrupa ve ABD'yi, Rusya'nın işgalindeki tutumunu İsrail'in Filistin'i işgalinde göstermeyerek "ikiyüzlülükle" suçlayan Sourani, "Tüm Avrupa ve ABD 'İsrail elbette kendini savunma hakkına sahip' diyor. Ama İsrail'in yaptığı soykırımcı bir işgal. Bunu ben demiyorum. Bunu dünyanın en önemli mahkemesi diyor. 'Bu bir soykırım' diyor. Tanımı bu. Roma Statüsü böyle diyor. İşgal durumunda kendini savunma hakkı olduğunu söylüyor." şeklinde konuştu. "Ukrayna'nın kendini savunma hakkı nasıl tamamen meşru ise Filistinlilerin de meşrudur." diyen Sourani, "Avrupa ve ABD, Ukrayna'nın onurunu savunmak için birlikte çalışıyor, Rusya'ya yaptırımlar uyguluyor. Uluslararası mahkemeleri harekete geçirdiler, ekonomik, silah ve diplomatik olarak Ukraynalılara yardım kararı aldılar. Bu bence olması gereken bir şey. Rusya cezalandırılmalı. Ama aynı şey İsrail'e yapılmıyor. Uluslararası insan hakları derneklerinin tamamı, mahkemeler Gazze'de neler olduğunu söylüyor. Bu soykırım durmalı ve İsrail bunun hesabını vermeli." açıklamasında bulundu. Sourani, "İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki soykırımının siyasi değil hukuki bir mesele" olduğunu dile getirerek, "Gazze'deki işgal altındaki topraklarda olanlar uluslararası hukukun tam anlamıyla çiğnenmesidir." dedi. AB'nin İsrail ile arasındaki ortaklık anlaşmalarını askıya almasını, İspanya, İrlanda, Lüksemburg, Belçika, Norveç gibi farklı pozisyon alıp, soykırımı, insanlık ve savaş suçu işlendiğini kabul eden ülkelerin örnek alınması gerektiğini belirten Sourani "Yapılması gereken İsrail'e destek veren ülkelerin ikna edilmesi değil, bunların boykot edilmesi, yaptırım uygulanmasıdır." ifadelerini kullandı. Oturumda yapılan diğer konuşmalarda da İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımının durdurulması için İsrail'e askeri malzeme ve silah taşıyan gemilerin geçişine izin verilmemesi, bu ülkeyle tüm askeri anlaşmaların askıya alınmasının zorunluluk olduğu vurgulandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.