Seçim Haberleri - Son Dakika Seçim Haber Güncel Gelişmeler

Almanya'da Sosyal Demokrat Partide başbakan adayının kim olacağı tartışmaları sürüyor

SPD'nin üst yönetimi, Başbakan Olaf Scholz'un aday olmasını isterken, parti teşkilatında buna karşı sesler daha etkin çıkıyor. Partinin bir bölümü, Scholz'un yerine halk arasında daha yüksek popülariteye sahip Savunma Bakanı Boris Pistorius'un başbakan adayı olmasını talep ediyor. SPD yönetimi dün akşam erken seçime ilişkin toplantı yaptı. Ülke basınına göre, toplantıda başbakan adayının kim olacağı konusunda somut sonuç çıkmadı. SPD'nin Eş Genel başkanları Lars Klingbeil ve Saskia Esken öncülüğündeki yönetimin, Scholz'un aday olacağını ifade etmesine rağmen parti içinde tartışmalar sonlanmadı. SPD'de önemli etkiye sahip Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Teşkilatı üyesi olan Federal Meclis milletvekilleri Dirk Wiese ve Wiebke Esdar, yaptıkları ortak açıklamada, partide başbakan adaylığı konusunda Savunma Bakanı Pistorius için daha fazla destek gördüklerini belirtti. Birçok yerel siyasetçi de Pistorius'un başbakan adayı olması yönünde açıklama yaptı. Eski SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel ise partinin, başbakan adayı konusunda hızlı karar vermesi çağrısında bulundu. "Parti yönetimi ile tabanı arasında bir uçurumun bulunduğunu" aktaran Gabriel, bunun kapatılması gerektiğini kaydetti. Başbakan Scholz, seçimlerde başbakan adayı olacağını belirterek, tüm partinin kendisine destek vereceğini savundu. Eski Başbakan Gerhard Schröder de Scholz'a destek vererek, bu tartışmaların uzatılamaması gerektiğini belirtti. Scholz ile ilgili her tartışmanın herkese zarar vereceğini ifade eden Schröder, partinin kendi başbakanına zarar vermemesi gerektiğini vurguladı. ANKETLERE GÖRE, PİSTORİUS'UN BAŞBAKAN ADAYI OLMASI İSTENİYOR Forsa araştırma şirketinin anketinde "SPD'nin başbakan adaylığı için kim daha iyi olur?" sorusuna, katılımcıların yüzde 66'sı Boris Pistorius yanıtını verirken, Başbakan Scholz diyenlerin oranı yüzde 18'de kaldı. Ülkede yapılan anketlerde de SPD'nin oy oranı yüzde 15-16, ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin oy oranı ise yüzde 32-33 bandında bulunuyor. SPD yönetiminin başbakan adayı konusunda 30 Kasım'a kadar karar vermesi ve 11 Ocak'taki parti genel kurulunda bunun oylanması bekleniyor. Başbakan Scholz, 6 Kasım'da Almanya'daki hükümet ortaklarının temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı da olan Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden almış ve hükümet dağılmıştı. SPD, Yeşiller ve CDU/CSU partilerinin meclis grupları, erken seçimin 23 Şubat'ta yapılması konusuna anlaşmaya varmıştı. Scholz, erken genel seçimin yolunu açacak güven oylamasının 16 Aralık'ta Federal Meclis'te yapılacağını belirtmişti. Scholz'un güven oylamasını kaybetmesi durumunda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'in meclisi feshetmesi ve erken genel seçimin 23 Şubat'ta yapılmasına karar vermesi bekleniyor.

Sri Lanka'da parlamento seçimini Devlet Başkanı Dissanayake'nin partisi kazandı

Sri Lanka Seçim Komisyonu tarafından paylaşılan ve kesin olmayan sonuçlara göre, NPP partisi oyların yaklaşık yüzde 62'sini alarak parlamentoda çoğunluğu elde etti. Bu sonuçlara göre, NPP, 225 sandalyeli parlamentonun, halk oylamasıyla seçilen 196 sandalyenin üçte ikilik çoğunluğunu garantiledi. Yerel basın, partilerin aldıkları oylarla orantılı olarak dağıtılacak diğer sandalyelerin paylaşılmasının ardından NPP'nin sandalye sayısının 150'yi geçeceğini öngörüyor. NPP'nin üst düzey bir yetkilisi, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, sonuçların kesinleşmesinin ardından parlamentoda 158'den fazla sandalye sayısına ulaşmayı beklediklerini söyledi. Devlet Başkanı Dissanayake, dün oy kullandıktan sonra yaptığı açıklamada, "Güçlü bir parlamento oluşturmayı hedefliyoruz ve halkın bize bu konuda destek vereceğine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı. Eylülde devlet başkanı seçilen Dissanayake, kasımda erken parlamento seçimi kararı almış ve parlamentoyu feshetmişti. Seçimler, Dissanayake için önem arz ediyor. Sri Lanka tarihinde ilk kez, 21 Eylül'de yapılan seçimlerde hiçbir adayın oyların mutlak çoğunluğunu, yani yüzde 50'den fazlasını alamaması üzerine devlet başkanı, ikinci tercihlerin sayımıyla belirlenmişti. Marksist eğilimli Dissanayake, ikinci tercihlerin sayımında en yakın rakibi muhalefet lideri Sajith Premadasa'yı geride bırakmış ve böylece Sri Lanka'nın 10. Devlet Başkanı olmuştu.

Somali'den tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland'da halk sandık başına gitti

Somali'den 1991 yılında tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Somaliland'da, dördüncü kez doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor. Erken saatlerde sandık başına giden halk, 5 yıl boyunca ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını seçecek. Somaliland anayasasına göre, cumhurbaşkanlığı seçimleri her beş yılda bir yapılıyor. Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan 3 isim arasında mevcut Cumhurbaşkanı ve Kulmiye Partisi'nden Musa Bihi Abdi, Wadani Partisi'nden Abdirahman Mohamed Abdullahi Irro ve UCID Partisi'nden Faisal Ali Warabe yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde mevcut Cumhurbaşkanı Abdi, en güçlü adaylardan biri konumunda olsa da diğer aday Irro'nun da güçlü bir destekçi kitlesi bulunuyor. Sabah erken saatlerde oyunu kullanan Abdi, seçim sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Abdi, demokratik sürece saygı duyduğunu belirterek, seçimden ne sonuç çıkarsa kabul edeceklerini ifade etti. Wadani Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Abdirahman Irro ise yaptığı açıklamada, seçimde en fazla oyu alarak halkın kendisini cumhurbaşkanı seçeceğine inandığını söyledi. Sosyal medyada yer alan görüntülerde, Somaliland'da halkın seçimlere büyük ilgi gösterdiği ve sandıklarda yoğunluk olduğu görülüyor. Basına açıklama yapan Somaliland Seçim Komisyonu Başkanı Muse Hassan Yusuf, önceki seçimlere göre seçmen sayısında artış olduğunu belirterek, sandığa giden seçmen sayısının 1 milyon 227 bin 480, sandık sayısının ise 24 bin 650 olduğunu açıkladı. Somaliland güvenlik güçleri, seçim süresince güvenliği sağlamak için önemli önlemler aldı. Büyük şehirlere kısıtlı sokağa çıkma yasağı getirilirken, her bölgede polis devriyeleri yoğunlaştırıldı. Seçimler 2022'de yapılması gerekse de çeşitli sebeplerle ertelenmiş ve Cumhurbaşkanının görev süresi iki yıl daha uzatılmıştı. Bu durum, ülkede bazı tartışmalara yol açmıştı. Abdi, yeniden seçilmesi durumunda 1 Ocak 2024'te Etiyopya ile Kızıldeniz'de imzaladıkları mutabakat zaptının geçerliliğini koruduğunu, anlaşmayı hayata geçireceğini ve bu adımın ülkesinin uluslararası kamuoyunda tanınmasına büyük katkı sağlayacağını kaydetmişti.

Morityus'ta muhalefet genel seçimleri kazandığını açıkladı

Morityus'ta 10 Kasım'da yapılan genel seçim sonuçları dün itibarıyla açıklanmaya başlandı. Kesin olmayan sonuçlara göre, Başbakan Pravind Jugnauth liderliğindeki iktidardaki Morityus İttifakı seçimlerde parlamentodaki mevcut 62 sandalyeden hiçbirini alamadı. Başbakan Jugnauth, resmi sonuçlar duyurulmadan yenilgiyi kabul ettiğini açıkladı. Resmi sonuçların bugün açıklanması beklenirken, muhalefetin kurduğu Değişim İttifakı Koalisyonu seçimlerde tüm sandalyeleri kazandığını duyurdu. İngiltere'den 1968 yılında bağımsızlığını kazanmasından bu yana Morityus'ta 10 Kasım'da yapılan 12. seçimde 1 milyon kişi sandık başına gitti. Başbakanlık görevinde 2017'den bu yana bulunan Jugnauth, 5 yıllık bir dönem daha görevde kalmayı planlıyordu. Ancak seçimden kısa bir süre önce hükümet, siyasetçiler ve iş insanlarının ses kayıtlarının internete sızması üzerine yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Seçimlerden zaferle çıkan Trump, ABD tarihinde bir ilke imza attı

ABD’nin ikinci kez yeni başkanı olarak koltuğa oturacak olan Donald Trump, yönetimindeki isimleri belirlemeye başladı. Trump, seçimi kazanmasında önemli bir etkisi olan kampanya eş başkanı 67 yaşındaki Susie Wiles'ı özel kalemi seçerek ABD tarihinde bir ilke imza attı. Wiles, ABD tarihindeki ilk kadın Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü olarak göreve başlayacak. Trump yaptığı açıklamada, “Wiles Amerikan tarihinin en büyük siyasi zaferlerinden birini elde etmeme yardımcı oldu” dedi. Wiles’ın sert, zeki, yenilikçi ve evrensel olarak hayranlık duyulan ve saygı duyulan biri olduğunu ifade eden Trump, "Susie'nin ABD tarihindeki ilk kadın özel kalemi olması hak edilmiş bir onurdur. Ülkemizi gururlandıracağından hiç şüphem yok" şeklinde konuştu. ABD SİYASETİNDE ÖNEMLİ BİR İSİM Susie Wiles, Amerikan siyasetinde en çok korkulan ama ismi en az bilinen bir figür olarak nitelendiriliyor. Wiles kariyerine başlamasından yaklaşık bir yıl sonra 1980 seçimlerinde önce Ronald Reagan'ın kampanyasında görev almıştı. Yaşadığı Florida eyaletinde siyasette önemli bir rol oynayan Wiles, 2010’da iş adamı olan ve çok az siyasi tecrübesi olan Rick Scott'ın yalnızca 7 aylık bir sürecin ardından Florida valisi olmasını sağlamıştı. Wiles, 2015 Cumhuriyetçi başkanlık ön seçimleri sırasında Trump ile çalışmaya başlamış ve Florida’daki kampanyasının eş başkanı olmuştu. 2016'da ise Hillary Clinton'a karşı eyalette galip gelmesini sağlamıştı. 2020’de de Trump’ın eyaletteki kampanyasını yürüten Wiles, 2022'den bu yana Trump’ın kampanyasında görev yapıyordu. ABD’de başkanın en önemli yardımcısı olarak görülen Özel Kalem Müdürü, yönetimde önemli bir rol oynuyor. Beyaz Saray'ın yöneticisi olarak görev yapan ve başkanın programlarını oluşturmaktan sorumlu özel kalem müdürü, ayrıca başkana siyasi tavsiyelerde bulunuyor, siyasi sürecini yönlendiriyor ve denetliyor.

Amerikalı Müslüman liderlerden Harris'e Gazze tepkisi

ABD'de 5 Kasım'da yapılan ve Cumhuriyetçi Donald Trump'ın açık farkla kazandığı başkanlık seçimlerinin yansımaları devam ederken Gazze konusundaki hassasiyetlerini seçimlere yansıtan Amerikalı Müslüman liderler, kameraların karşısına geçti. Başkent Washington'daki Ulusal Basın Binası'nda ortak basın toplantısı düzenleyen çeşitli Müslüman sivil toplum kuruluşlarına mensup katılımcılar, seçim sonuçlarını değerlendirdi. Amerikan İslam ilişkileri Konseyi (CAIR) Minnesota Temsilcisi Hussein Jaylani, kendileri uzun yıllardır Demokrat Parti tabanında yer almalarına rağmen İsrail'in, son bir yıldır Gazze'de yürüttüğü soykırım karşısında Biden-Harris yönetiminin sessiz kaldığını belirtti. Demokrat yönetimin soykırıma silah sağlayarak destek olduğunu ve bu "tarihi leke" ile hatırlanacağını vurgulayan Jaylani, "Seçimleri zaten kaybettiniz, kaybedecek bir şeyiniz yok, Gazze'de ateşkes için somut bir şey yapın. Soykırım sandıkta kazanamaz." dedi. Diğer konuşmacılar da ortak bir vurguyla Amerikalı Müslümanların oylarının hiçbir parti için "koşulsuz" olmadığını ve bu oyların 5 Kasım seçim sonuçlarına çok büyük bir etki yaptığını dile getirdi. AMERİKALI MÜSLÜMANLAR SONUCA DOĞRUDAN ETKİ ETTİ Programın ardından AA muhabirine açıklama yapan, Michigan'daki Müslüman toplumun temsilcilerinden biri olan Rex Nazarko, Amerikalı Müslüman seçmenlerin bu seçimde sonuca doğrudan etki ettiğinin altını çizdi. Nazarko, "İnsanlar bizden şüphe duydu ancak biz ortaya çıktık. Bu seçimlerde Amerikalı Müslümanların etkisine ilişkin spot ışıkları üzerimizdeydi ve biz dediğimizi yaptık." diye konuştu. Biden yönetiminin kalan 2 aylık görev süresinde ne yapacağı kadar Trump'ın görevi devralmasından sonra ne yapacağına da bakacaklarını kaydeden Nazarko, "Amerikalı Müslümanlar olarak temkinli şekilde ümitliyiz." ifadelerini kullandı. Trump yönetiminin Gazze'deki soykırımı durdurup durdurmayacağı konusunda atacağı adımları yakından takip edeceklerini belirten Nazarko, Biden-Harris yönetimine öfkeli olduklarını ancak Trump kazandı diye kutlama yapacak noktada da olmadıklarını vurguladı. Nazarko, pek çok Amerikalı Müslümanın bu seçimde sandığa gitmeyerek tavrını ortaya koyduğunu ve özellikle Michigan, Pensilvanya ve Georgia gibi eyaletlerde bu farkın net görüldüğünü söyledi. ABD'nin kendi içinde birçok sorunla yüzleşirken İsrail'e milyarlarca dolar aktarmasını kabul etmediklerini vurgulayan Nazarko, "Bu seçimler 'önce Amerika, İsrail değil' seçimleri oldu." dedi. "DEMOKRAT PARTİYİ, KAYBEDECEKLERİ KONUSUNDA UYARMIŞTIK" Pensilvanya bölgesinde faaliyet gösteren Yaqeen İslami Araştırmalar Enstitüsü temsilcisi Imam Tom Facchine de Amerikalı Müslümanlar olarak Biden yönetimini uzun zaman önce uyardıklarını ancak sözlerinin dikkate alınmadığını belirtti. Facchine, şöyle devam etti: "Şu anda biraz acı tatlı bir durumdayız çünkü bir yönüyle bu bir zafer zira biz Demokrat Partiyi uyarmıştık, eğer İsrail'i bu şekilde koşulsuz desteklemeye devam ederseniz sizi kasım ayındaki seçimlerde sandıkta cezalandıracağız ve kaybedeceksiniz demiştik. Tam olarak dediğimizi yaptık." Seçimleri kazanan Trump'ın Gazze konusunda neler yapacağı hususunda temkinli olduklarını kaydeden Facchine, "Gelecek olan Trump yönetimi konusunda heyecanlı olmamız gerekiyor mu? Tam olarak değil. Fırsatlar da var zorluklar da." diye konuştu. Facchine, Trump'ın şahin bir kabine yerine daha dengeli bir kabine kurması durumunda biraz daha umutlu olabileceklerini, Amerikalı Müslümanların sandıktaki gücünü ortaya koymalarının bu seçimlerdeki en önemli başlıklardan biri olduğunu vurguladı.

Mozambik'te muhalifler seçim sonuçlarını protesto etti

Yerel basındaki habere göre, seçimleri protesto eden göstericilere polis biber gazıyla müdahale etti, bazı göstericiler yaralandı. Sosyal medyada, muhalif göstericilerin ellerindeki pankartlarla yolları trafiğe kapadığı ve bazı yerlerde ateş yaktığı görüntüler paylaşıldı. İnsan hakları örgütleri ise ülkedeki durumun endişe verici olduğuna dikkati çekerek itidal çağrısı yaptı. Öte yandan, gösteriler nedeniyle Mozambik ile Güney Afrika sınır kapısı geçici olarak kapatıldı. - MOZAMBİK'TE SEÇİMİ İKTİDAR PARTİSİNİN ADAYI CHAPO KAZANDI Mozambik'te 9 Ekim'de düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimini, iktidardaki Mozambik Kurtuluş Cephesinin (FRELIMO) adayı Daniel Chapo kazanmıştı. Oyların yüzde 71'ini alan Chapo birinci olurken, en yakın rakibi Podemos Partisinden Venancio Mondlane, oyların yüzde 20'sini almıştı. Seçimlerde ve oy sayım işleminde hile yapıldığını savunan muhalefet partileri, ülke çapında protesto çağrısında bulunmuş ve protestolarda en az 10 gösterici hayatını kaybetmişti. Gösteri çağrıları sonrası Mondlane'nin danışmanı ve Mozambik Kalkınma İyimser Partisinin avukatı Elvino Dias ile parti üyesi Paulo Guambe 18 Ekim'de başkent Maputo'da vurularak öldürülmüştü. Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Mahamat, 21 Ekim'de yaptığı açıklamada, seçim sonrası şiddet ve son dönemde yaşanan cinayetlerden dolayı "derin endişe" duyduğunu ifade etmiş ve yaşananları kınamıştı.

#Seçim