Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sinanateş

Herkes Duysun - Sinanateş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sinanateş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sinan Ateş cinayetinde aynı kişiye 3. gözaltı! Haber

Sinan Ateş cinayetinde aynı kişiye 3. gözaltı!

Tolgahan Demirbaş kimdir? Daha önce Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş'in cinayeti kapsamında göz altına alınıp serbest bırakılan isimlerden Tolgahan Demirbaş yeniden gözaltına alındı. Doğukan Çep de daha önceden gözaltına alınmıştı! Şimdi de Tolgahan Demirbaş ve 2 kişi daha gözaltına alındı. Peki Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi olduğu iddia edilen Tolgahan Demirbaş kimdir, nereli ve kaç yaşında? İşte Tolgahan Demirbaş biyografisi! TOLGAHAN DEMİRBAŞ KİMDİR?  Tolgahan Demirbaş eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisidir. Tolgahan Demirbaş daha önce Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Olcay Kılavuz'un evinde gözaltında alınıp daha sonra serbest bırakılmıştu. Tolgahan Demirbaş Ülkü Ocakları Eski Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinde tetikçilik yaptığı iddiasıyla gündemde! TOLGAHAN DEMİRBAŞ NEDEN GÖZALTINA ALINDI? Emniyet kaynaklarına dayandırılan haberlere göre, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma kapsamında Tolgahan Demirbaş hakkında da gözaltı kararı çıkarıldı. Bu ismin yeri tespit edilerek, o adrese gidildi. Adreste polisin karşısına Olcay Kılavuz’un çıktığı ileri sürüldü. Buna rağmen Demirbaş gözaltına alındı. Ama bir süre sonra serbest bırakıldı. Bugün flaş bir gelişme yaşandı. Tolgahan Demirbaş yeniden gözaltına alındı. DOĞUKAN ÇEP KİMDİR? Gülsuyu Çetesi olarak bilinen oluşumun üyesi olan Doğukan Çep'in adı ilk olarak 2013 senesinde uyuşturucu aleyhine gerçekleştirilen bir yürüyüşe ateş açılması sonucu hayatını kaybeden Hasan Ferit Gedik'in davasında görüldü. Söz konusu davada 10 sanık hakkında beraat kararı verilirken, Şahin Eren, Hakan Taşhan ve Doğukan Çep kasten öldürme suçundan 25'er yıl hapis cezası aldı. İlgili dava haricinde çete kurma, fuhuşa zorlama, gasp ve uyuşturucu ticareti gibi suçlamalardan yargılanan Doğukan Çep total olarak 35 yıl hapis cezası aldı. 2015 yılında tahliye edilen ve 2018'de hakkında yakalama kararı çıkartılan Çep, bu tarihten itibaren kaçaktı. Güvenlik güçleri, Gürcistan'a kaçtığı ve daha sonra Türkiye'ye döndüğü ileri sürülen Doğukan Çep'i bir türlü bulamamıştı.

Sinan Ateş'in eşinden açıklama Haber

Sinan Ateş'in eşinden açıklama

BURSA (İGFA) - Sinan Ateş'in ailesinden yapılan #SinanAtesİcinAdalet etiketiyle yapılan kamuoyu açıklamasında, 30 Aralık 2022 günü Cuma namazı çıkışı hain bir suikast sonucu şehit edilen eşim Sinan Ateş'in cenazesine ve ardından okutulan Kur'an-ı Kerim tilavetlerine katılım sağlayan, memleketin dört bir yanında gönülden dua eden, Kur'an-ı Kerim okuyan-okutan, hayırlar dağıtan herkese Ateş ailesi olarak teşekkür edildi. "En başından beri hassasiyet gösterdiğimiz üzere sürecin hukuki ve vicdani bir şekilde yürütülmesinin sağlıklı olacağını düşünüyoruz" denilen Ateş ailesi adına eşi Ayşe Ateş tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Devletimizin bu süreci Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğuna daire inançları yaralamak yerine pekiştirecek şekilde yürütüldüğüne inanıyoruz. Mücadelemiz hukuki zeminde olacaktır. Aile olarak, üzerinde gizlilik kararı bulunan dosyaya dair haklılığımızdan, hukuka ve devlete olan güvenimizden kaynaklanan suskunluğumuzu korumaya gayret ediyoruz. Her şeyden önce Allah'ın adaletinin tecellisine iman ediyoruz. Devletimizin, vicdanları yaralayan bu kahredici cinayeti tüm yönleriyle aydınlatacağından şüphe etmiyoruz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tüm delilleri eksiksiz bir şekilde ve ivedi olarak ortaya koyacağına olan inancımız tamdır: "Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun." Hukuki süreçleri ilk günden beri aile avukatımız Av. Ali Yücel takip etmektedir. Aile adına yaptığımız bu iki açıklama dışında söylenen hiçbir söz aile adına söylenmiş değildir. Bundan sonraki süreçte ihtiyaç hasıl olması halinde tarafımca ya da aile avukatımız tarafından açıklama yapılacaktır. Ülkücü Şehit Sinan Ateş'in katilleri ve bu cinayeti azmettirenler muhakkak ki her iki dünyada da hesap verecektir. Şüphesiz ki Allah; hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır. Dua ile..."

Sinan Ateş davasında şok gelişme! Haber

Sinan Ateş davasında şok gelişme!

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç.Dr. Sinan Ateş cinayetine ilişkin olarak yürütülen soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmada ikinci bir savcı görevlendirirken, dosya milliyetçi kesime yakınlığıyla bilinen Başsavcıvekili Durdu Özer’in koordinatörlüğüne verildi. Soruşturmanın emniyet ayağına ilişkin olarak da önemli bir iddia gündeme geldi. MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındıktan sonra hızla serbest bırakılan Tolgahan Demirbaş hakkında savcılığın “polis eşliğinde getirilmesi” talimatı verdiği, buna karşın emniyetin Demirbaş’ın “adresinde bulunamadığı” yanıtı verdiği öne sürüldü. Yaşanan kriz sonrası dosya için önceki gün ikinci savcı görevlendirilmesinin ardından, “tetikçillik”le suçlanan firari Eray Özyağcı’yı cinayet sonrası Ankara dışına çıkardığı iddia edilen Demirbaş, bugün adliyeye getirildi. Yeni savcı tarafından ifadesi alınan Demirbaş, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Demirbaş’ın yanı sıra bir kişinin daha adliyeye getirildiği belirtildi, ancak savcılık kaynakları bu isme ilişkin bilgi vermedi. Eray Özyağcı’nın aranmasına ise devam edildiği kaydediliyor. Tutuklu sayısı 13 oldu Doç.Dr Sinan Ateş’in geçen 30 Aralık Cuma günü Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da silahla vurularak öldürülmesine ilişkin olarak yürütülen soruşturma kapsamında, bugüne kadar aralarında tetikçiyi taşıyan motosikleti kullanan Vedat Balkaya ile MHP İl Yönetimi listesinden çıkarılan Ufuk Köktürk’ün de bulunduğu 13 kişi tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında “firari tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan bir transporter araçla Ankara’ya getirdikleri” ortaya çıkan iki Özel Harekât polisi de yer almıştı. Tolgahan Demirbaş krizi Soruşturma sürerken, eski Ülkü Ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un kullandığı bir evde gözaltına alındığı, ancak adliyeye getirilmeden savcılık kararıyla serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Bu gelişmelerin ardından “firari tetikçi Eray Özyağcı’yı cinayet sonrasında Ankara dışına çıkardığı” öne sürülen Demirbaş konusunda adliye ve emniyet arasında kriz çıktığı öne sürüldü. İddiaya göre savcılık, emniyetten, olay yerinde keşif yaptığı da öne sürülen Demirbaş’ın polis eşliğinde adliyeye getirilmesini talep etti. Ancak emniyet Demirbaş’ın adresinde bulunamadığı yanıtı verdi. Demirbaş’ın ifadesini yeni savcı aldı Bunun üzerine dosyada ikinci bir savcı görevlendirilirken, olayın başından beri soruşturmaya bakan savcı ise izne ayrıldı. Yeni savcının dosyayı devralmasının ardından Demirbaş, bugün polis eşliğinde adliyeye getirildi. Demirbaş’ın ifadesi de yeni savcı tarafından alındı. Dosya için yeni görevlendirilen savcı, “tetikçiyi Ankara dışına çıkardığı” öne sürülen Demirbaş hakkında tutuklama talep etmedi. Savcı, Demirbaş’ı “adli kontrol” talebiyle hâkimliğe sevk etti. Dosya üzerinden talebi değerlendiren nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği de Demirbaş’ı “adli kontrol” kararı vererek serbest bıraktı.

Ülkü Ocakları Başkanı'nın otomobili yakıldı! Sinan Ateş... Haber

Ülkü Ocakları Başkanı'nın otomobili yakıldı! Sinan Ateş...

Mersin’in Anamur ilçesine bağlı Yeşilyurt Mahallesi’nde gece saat 03:00 sularında Anamur Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Satar ait otomobil kimliği belirsiz kişi ya da kişiler ateşe verilerek kundaklandı. Satar’ın evinin önünde park halinde iken kundaklanan otomobil bir anda alevler içinde kaldı. Kullanılamaz hale gelen araç çevrede bulunanlar tarafından cep telefonu ile görüntülendi. Araçta zaman zaman patlama yaşanması çevredeki vatandaşlar arasında korku yaşanmasına neden oldu. İtfaiye ekiplerince kısa sürede söndürülen araçta yapılan ilk incelemede kundaklanma bulgularına ulaşıldığı öğrenildi. Kundaklama olayı ile ilgili polisin inceleme ve araştırması ise çok yönlü sürüyor. Sinan Ateş suikasti Mersin'deki olayın intikamı iddiası Geçtiğimiz günlerde Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş Ankara'da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmişti. Sinan Ate'le birlikte hareket ettiği belirtilen Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel, Adana'ran gelen bir grup Ülkü Ocağı temsilcisinin saldırısına uğramış a da silahla bir Emrullah Kaplan isimli ülkücüyü öldürmüştü. Sinan Ateş suikastının Emrullah Kaplan’ın ölümüne karşı bir misilleme olduğu iddia ediliyor. Sinan Ateş'le ilgili ilk açıklama oradan geldi Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin ardından MHP'den ilk tepki, Mersin Ülkü Ocakları tarafından verilmişti. Ülkü Ocakları Mersin İl Başkanı Yavuz Akgül’ün imzasıyla yapılan açıklamada, "olayın iç yüzünü bilmeden MHP ve Ülkü Ocakları’nı suçlayanların pişman olacağı" ifadelerine yer verilmişti.  İsim vermeden, Mersin'de Emrullah Kaplan isimli ülkücünün ölümünün de hatırlatıldığı açıklamada, "Mersin'de yaşanan olayda, ülküdaşımız hayatını kaybetti. Peki neden ona başsağlığı dilenmedi? Neden sosyal medyadan ağzını açanlar o gün sessiz kaldılar? Öldürülen arkadaşımız değersiz miydi?" denilmişti.

Bakan Bozdağ'dan Sinan Ateş açıklaması Haber

Bakan Bozdağ'dan Sinan Ateş açıklaması

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ankara'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek, soruları cevapladı. Bakan Bozdağ, hakaret suçlarında cezai yaptırımın siyasi yasakla bağının kesilmesine ilişkin değerlendirmeler sorulması üzerine, cezasızlık algısını ortadan kaldırmak amacıyla yürüttükleri bir çalışma olduğunu söyledi. Bozdağ, "Ceza miktarı düşük olan suçlarda farklı bir yöntem belirledik; çünkü miktar çok düşük. 'Hakaret' bir suç, cezası da var; ama yatarı yok. Cezası düşük suçlar işlendiğinde caydırıcı bir yaptırımla karşılaşılmadığında daha nitelikli bir suçla karşı karşıya kalınıyor. Hakaret de bu açıdan değerlendirilecek konulardan bir tanesi ve diğer bazı suçlar da bu açıdan değerlendirilecek" dedi. 'SİYASİ YASAĞI ANAYASA KOYUYOR' Bozdağ, 'taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alan kişi milletvekili olamaz' şeklindeki Anayasa'nın 76'ncı maddesini hatırlatarak, "Siyasi yasağı Anayasa koyuyor, kanun koymuyor. Anayasa koyduğu için 'hakaret' suçu cezası 1 yıl olduğu zaman siyasi yasağı Anayasa koyuyor. Hakim sadece Anayasa’nın bu hükmünün kararını yazıyor. Farz edin yazmadı hakim, uygulanmayacak mı? Yine uygulanır. Çünkü o, hakimin yazmasına bağlı bir sonuç değil. Hakimlerin hiçbiri kendisinden kanunda yazmayan Anayasa’nın emretmediği bir şeyi kararına yazamaz. Bu 'cezasızlık' algısını ortadan kaldırmak için atacağımız adımın Türkiye'de pek çok tartışmayı sona erdireceğine de ben inanıyorum. Çalışma sürüyor. Dünyayı da inceliyoruz. Şu anda aldığımız veriler çok güzel. Bu konuda bir bilim komisyonu kurduk. Komisyon çalışıyor" dedi. 'YAPMAMIZ GEREKEN KARARA SAYGI DUYMAKTIR' Bakan Bozdağ, HDP'nin kapatılması davasıyla ilgili sorular üzerine, yargı sürecinin devam ettiğini belirterek, "Mahkemenin kararı her ne yönde olursa olsun bizim yapmamız gereken o karara saygı duymaktır. Bundan daha fazla söylememiz de yanlış olur" diye konuştu. Bakan Bozdağ, cezaevlerinde yönetmelik değişikliğine gittiklerini belirterek, "Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin özel olarak kullandıkları araç, gereç ve malzemenin elektrik ücretini mesken tarifesi üzerinden onlardan biz tahsil edeceğiz. Ama bakanlık olarak ilgili yere yine ticari tarifeden ödemesini biz yapacağız. Bundan sonra elektrik ücretleri ne olursa olsun hepsi mesken tarifesine tabi olacaktır" ifadelerini kullandı. 'İADE TALEPLERİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ' Bakan Bozdağ, İsveç ve Finlandiya'dan örgüt mensuplarını iade taleplerine ilişkin soru üzerine, "Özellikle Amerika ve Avrupa Konseyi ülkeleri, Avrupa Birliği ülkeleri FETÖ, PKK, DHKP/C ne kadar terör örgütü varsa bunlardan Türkiye’nin iadesini istediği kişilerin bu güne kadar bize doğrudan iadesi söz konusu değil. Bunları özel olarak bu ülkeler himaye ediyorlar. Hiçbir ülkede yargı dış politikayı belirlemez. O yüzden de siyasi irade bunu verme taraftarı olmadığı için topu yargıya atıyor. Biz  Amerika’ya şunu da söyledik; 'FETÖ ele başı başta olmak üzere diğerlerinin dosyalarını siz gönderin yargıya.' Amerika bir tanesinin dosyasını yargıya dahi bizim talebimize rağmen göndermedi. FETÖ ile ilgili bizim gönderdiğimiz dosyalar delil bakımından en kuvvetli dosyalar. Buna rağmen iade yapılmıyor. Yani burada çok açık bir şekilde ülkelerin bu konuda himayesi var. Biz bunu görüyoruz. Ona göre de politikaları üretiyoruz. Israrlı bir şekilde Türkiye bu iade taleplerini somuta dönüştürüp, bunların iadesini sağlamaya devam edecektir. Onlar reddetti diye biz vazgeçmedik, vazgeçmeyiz" dedi.  'CHP GENEL MERKEZİNDEN HAKİM Mİ BULACAĞIZ' Bozdağ, kamuoyunun takip ettiği davalarda iktidarın yargıya müdahale ettiği eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mahkum edildiği davayı hatırlatarak, "Hakimi kim değiştirmiş? Adalet Bakanı'nı mı değiştirmiş? Hakimi Hakimler ve Savcılar Kurulu 1'inci Dairesi değiştiriyor. Bizim bir alakamız yok. Siyasetle irtibatlandı. Bu hakimi Sayın İmamoğlu ve avukatları reddettiler; 'bize karşı tarafsız değil' diye. Üç defa reddedildi, itiraza götürdüler. Şimdi kendi reddettikleri, 'tarafsız değil' dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar. Ondan sonra yerine gelen hakim karar verdiğinde de ona da yapmadıkları hakareti, yapmadıkları saygısızlığı bırakmıyorlar. Bu hakimi de reddettiler. Ne yapacağız? CHP Genel Merkezi'nden hakim mi bulacağız? Böyle şey mi olur? Hakimler bu milletin hakimleridir. Kanunları uyguladı diye linç edilen bir hakimi görüyoruz. Bunu biz kabul edemeyiz" dedi.  'HER YÖNÜYLE AYDINLATILACAKTIR' Bakan Bozdağ, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesiyle ilgili soruşturmaya ilişkin soru üzerine, "Şu ana kadar 13 kişi hakkında tutuklama kararı verildi ve tutuklandılar. 3 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi. 1 kişi aranıyor. İnşallah yakın bir zamanda o da kolluk güçlerimiz tarafından yakalanıp adalete teslim edilecek. Bu konuda  Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve kolluk güçleri büyük bir titizlik ve itinayla  soruşturmayı yürütmektedir. Kısa süre içerisinde soruşturmayla ilgili adı geçenlerin tamamına ulaşıldı. Biri de ismi tespit edildi. Bu konu bütün boyutlarıyla soruşturuluyor. Karanlıkta kalan hiçbir yön olmayacaktır. Ve konu her yönüyle aydınlatılacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmamalıdır. Yargı işliyor. Meselenin üzerine ciddiyetle gidildiği çok açık ortada. Ama buna rağmen bu konu üzerinden de bir istismar siyaseti üretiliyor. Bu da fevkalade yanlış bir şey. Burada kolluğun yapması gerekip, veyahut da yargının yapması gerekip de yapmadığı bir şeyi kimse iddia edemez. Önümüzdeki günlerde de inşallah bu tetikçi olduğu iddia edilen kişi de yakalanıp adalete teslim edilecektir" diye konuştu. Bozdağ, şüphelinin yurt dışına kaçıp kaçmadığına yönelik soru üzerine, "Şu anda bir bilgi yok bu yönde elimizde. Ama resmi yollardan çıkması mümkün değil. Zaten tabii hakkında yakalama kararı olduğu için resmi yollardan çıktığına dair hiçbir veri yok. Ama kaçak yollardan çıkmış olabilir mi? Onunla ilgili de bir bilgi elimizde yok. O yüzden arama-tarama kolluk tarafından titizlikle yürütülüyor. Ben yakın bir zamanda kolluğun ona da ulaşacağına inanıyorum" dedi. 'SİVİL BİR DARBEDİR' Bozdağ, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ortak imza ile karar alınacağına ilişkin açıklamasıyla ilgili "Bu sistemsizlik önerisi. Sistem yok ortada. Çünkü bizim Anayasamızın 8’inci maddesi çok açık; 'yürütme yetkisi ve görevi Anayasa ve kanunlara göre Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır' diyor. 104’üncü madde de 'Cumhurbaşkanı, devletin başıdır, yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanına aittir.' Dolayısıyla Cumhurbaşkanına ait yetkileri başkalarının kullanmak istemesi ve 'kullanacağız, imzamız olmadan olmaz, protokole yazacağız' demesi bana darbecileri hatırlatıyor. 27 mayıs darbesinde Milli Birlik Komitesi vardı, 12 Eylül darbesinde Milli Güvenlik Konseyi vardı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Yurtta Sulh Konseyi vardı. Şimdi bu bunlar darbecilerin 27 Mayıs’ta ve 12 Eylül'de yaptıklarını demokratik bir seçimle Cumhurbaşkanı adaylarına şimdiden kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu, Anayasa’nın yürütmeye ilişkin hükümlerinin, kısmen askıya alınmasıdır ve hükümetin görevinin başkaları tarafından Anayasaya aykırı, fiilen gasp edilmesidir. Ve o anayasayı ihlal olur ve sivil bir darbedir. Bu darbe teşebbüsü değil sivil darbe. Halkın yetki vermediği yetki kullanamaz. Millet bunlara itibar etmez" dedi. 'CUMHURBAŞKANIMIZIN ADAYLIĞI HAKKI' Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı üzerinden yapılan tartışmalarla ilgili "Bunlar hukuk uydurmaya çalışıyorlar. Ya böyle bir şey yok. Sayın Cumhurbaşkanımızın adaylığı Anayasa'ya da, yasalara da uygundur. Aday konusunda hukuken herhangi bir şüphe yoktur. Adaylık Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanımızın anayasal hakkıdır. Siz yürürlüğünü 2018’de başlatan Anayasa hükmüne rağmen 'geçmiştekinin adı da Cumhurbaşkanıydı, o da iki defa seçiliyordu, sizin bu yeni hakkınızı geçmişteki hakkınızdan mahsup ederiz' diyen bir yorum yapılıyor. Bu kabul edilemez. Hiçbir hak bir defa geçmişte kullanıldı diye mahsup edilemez. Herkesin Cumhurbaşkanımızın adaylığını tartışma konusu yapmayı bırakıp önüne bakması lazım. Boş yere orada enerji harcamalarına hacet yok. Engelleyecekleri bir şey yok. Çünkü Anayasa açık. Yasa açık. Anayasa Mahkemesi kararı açık. Burada herhangi bir Anayasa’ya aykırılık kesinlikle söz konusu değil. Cumhurbaşkanımızın adaylığı hakkıdır. 2028’i düşünsünler onlar. Bunu da yanlış anladılar. Yani 2028’de biliyorsunuz parlamento karar alırsa Cumhurbaşkanı 3'üncü defa da aday oluyor, 4'üncü defa da aday olma hakkı var. Ama parlamento karar almadığı takdirde 2 ile sınırlamışlar" dedi. 'COVİD İZNİNİ KALICI HALE GETİRME DÜŞÜNCEMİZ YOK' Bozdağ, hükümlülerin Covid-19 izinleri ile ilgili, "Covid iznini kalıcı hale getirme gibi bir düşüncemiz yok. 31 Temmuz'da bakacağız şartlara. Eğer Covid'le ilgili durum varsa ona göre bir değerlendirme yapacağız. Ama şu anda da Covid'le ilgili durum oldukça olumlu bir duruma doğru seyrediyor. Bizim öngörümüz bu alanda yeni bir uzatma yönünde değil" dedi. '2 KİŞİ HAKKINDA RAPOR ÇIKTI' Bakan Bozdağ, cezaevlerinde yaşı ilerlemiş ve hasta hükümlülerle ilgili yönetmeliğe ilişkin soru üzerine, "Biz genelgemizi güncelledik. Adli Tıp Kurumu sadece sürekli hastalık, sakatlık ve kocama hali olup olmadığına dair teşhis ve tespit yapacak. Derecesini de yazmayacak. 'Kocama vardır' o kadar, 'sakatlık vardır' o kadar, 'sürekli hastalık vardır' o kadar. Onun dışında geri kalan konu Cumhurbaşkanının takdirine aittir. Onu affeder etmez, veyahut cezasını azaltır azaltmaz onun takdirinde. Bundan sonraki süreçlerle ilgili konu devam edecek" diye konuştu. Bozdağ, cezaevinde bulunan Kenan Deniz ve İlhan Kılıç'la ilgili bu raporların çıktığını belirterek, "Bunların kocama haline ilişkin raporları adli tıptan çıkmış durumda. Bu süreç devam ediyor. Tabii o Ceza İşlerine gelecek, Ceza İşlerinden Cumhurbaşkanına iletilecek, süreç işliyor" dedi. 'ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARINI DEVLET KARŞILAYACAK' Bozdağ, cezaevinde annelerinin yanında kalmak zorunda olan çocuklarla ilgili de yeni karar aldıklarını belirterek, "Bunların A'dan Z'ye bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanacak. Bundan sonra çocuklarla ilgili ne varsa tamamı devlet tarafından karşılanacak" dedi. 

Bahçeli'den Sinan Ateş cinayeti açıklaması! Haber

Bahçeli'den Sinan Ateş cinayeti açıklaması! "Tamam demeyeceğiz"

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları; - (6 lı masa toplantısı): Kriminal siyaset ittifakı yine aday belirleyememiştir. Yaklaşık 9.5 saat toplantı yapıp da cumhurbaşkanı adayını tespit edemeyen zillet partileri, bir bakıma iflas bayrağını çekmişlerdir. Ortak aday çıkarmak için altılı masadaki parti başkanları görüşmelere başlayacaklarmış. Peki bugüne kadar neleri konuştunuz? 12 Şubat 2022'den bu tarafa toplanıp toplanıp dağılıyorlar, patırtı kütürtü çıkarmaktan başka bir şey yapmıyorlar. - (Ali Babacan'ın Türklük ifadesi): İngiliz mühipler Cemalettin'e üye Deva Partisi'ndeki zat anayasanın 66. maddesini tartışmaya açma cüretinde bulunmuştur. Açıkladıkları eylem planı sömürgecilerin siparişidir. - (Sinan Ateş cinayeti) "Herkes eteğindeki taşları döktü. Şimdi konuşma sırası bize geldi. Güpe gündüz işlenen bir cinayet vardı. Cinayetin gölgesi MHP'ye düşürülmek istendi. Düşman oklarını takip ettik. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz. Düşmanca senaryolara taviz vermeyeceğiz. MHP'yi sosyal medyaya yuvalanmış teröristlerin eliyle fitne anaforuna çekmeye çalışan namussuzlara 2023'ü zilletle karalamak isteyen namertlere müsaade etmeyeceğiz. -  Tek başıma da kalsam davayı çiğnetmeyeceğim. Bir cinayet üzerinden siyasi kurgu yapanlara tekrar haykırıyorum ki, Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. MHP'yi suç örgütleriyle ilişkilendirenlerin, son neferimize, son nefesimize, son damla kanımıza kadar karşısındayız. Açığımızı kollayan, ensemizde boza pişiren, bizi köşeye sıkıştırma amacımızı güden kim varsa bugüne kadar konuştu. Şimdi sıra bizdedir. Adına zafer denilen yenilmiş bir partinin ümitsiz vakası, 'hepimiz katilin kim olduğunu biliyoruz' açıklamasıyla savcıların görev alanına giren açıklamada bulundu. Bu istihbarat fosiline bildiklerini sormak şerefli savcılarımızın ana görevidir. Şimdi de parti binalarına 'yerli ve milli katil kim' afişleri asacak kadar yerin dibine geçtiler. Cinayet müfterilik şovuna dönüştü.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.