Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Siyaset

Herkes Duysun - Siyaset haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Siyaset haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni eğitim modeli uluslararası standartlarda Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni eğitim modeli uluslararası standartlarda

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni müfredat için yapılan tanıtım töreninde konuştu. Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin milletin köklü tarihini ve kültürünü merkeze aldığını söyledi. “Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni müfredatla birlikte düşünen, araştıran nesiller yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Eğitim konusunun günlük siyasi tartışmaların konusu olmaması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlatlarımıza kazandırdıklarına bakmadan, sadece ön yargılarından dolayı yeni modelimize karşı çıkanların yapıcı davranmasını ümit ediyoruz. Eğitim öğretimde yılların hatta on yılların ihmallerini telafi etmenin çabasındayız. Öğrencilerimizi okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim öğretim sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: "Her yıl bütçeden aslan payını eğitime ayırdığımız gibi, bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik. Eğitime harcanın her kuruşun Türkiye’nin aydınlık yarınlarına yapılan muazzam bir yatırım olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Şartlı eğitim yardımından, barınma ve bursların artırılmasına, ücretsiz yemek hizmetinden, ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı adımlar attık. Sadece son bir yılda 19 milyon 600 bin öğretim materyalinin baskı ve dağıtımı yapıldı. Yine bu sene 20 milyon 385 bin adet yardımcı kaynak kitabı öğrencilerimize ulaştırdık. "OECD ORTALAMASINI YAKALAMIŞ BULUYORUZ" 2003 yılından bu güne kadar toplam 372 bin 995 adet yeni derslik yapımını tamamlayarak, eğitim camiamızın hizmetine sunduk. Geride bıraktığımız 1 yılda 13 bin 715 yeni dersliği ülkemize kazandırdık. Derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde ise 22’ye indirdik. Bu oranlarla OECD ortalamasını yakalamış bulunuyoruz. Bu sene atayacağımız 20 bin yeni öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz. Milli Eğitim Bakanlığımız süreci şeffaf bir şekilde yürütüyor. Sadece atama boyutunda değil, özlük hakları ve mali imkanlar açısından da öğretmenlerimizi destekliyoruz. Söz verdiğimiz üzere öğretmenlerin ek göstergelerini 3600’e çıkardık. Fatih Projesi'yle 619 bin etkilişimli tahtanın kurulumunu yaptık. Üniversiteye girişteki katsayı farklılıklarını giderdik. Meslek okullarına üvey evlat muamelesi uygulamasına son verdik. Mesleki eğitim politika belgesini oluşturduk. ÖĞRETMENLİK AKADEMİSİ MECLİS'E GELİYOR Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında Meclisimizde görüşmeleri başlayacak. "AİLE BİZİM İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİP" Bu sene seçimlik dersler havuzunu biraz daha genişlettik. Nezaket ve görgü kuralları, Türk toplumsal yapısında aile gibi dersleri ilave ederek ailelerimizden gelen talebi karşıladık. Aile konusu son günlerde altını çizdiğim üzere bizim için hayati öneme sahiptir. Çok erken yaşlardan itibaren çocuklar, küresel kültürün dayatmalarına maruz kalmaktadır. Bunların en başında da cinsiyetsizleştirme projeleri vardır. Çizgi filmlerden, sinema yapımlarına, dijital oyunlardan, sosyal medyaya kadar pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. Amerika başta olmak üzere birçok batı ülkesinde ailelerin temel endişe kaynağı, çocukları objeleştiren bu sapkın akımlardır. "KENDİNİ YENİLEMEYEN ÜLKELER YARIŞIN DIŞINDA KALMAYA MAHKUM" Değişimi kaçıran, gerisinde kalan değil, değişimi yakalayan bir anlayışla hareket etmek gerekir. Dünya değiştirken, Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa bütün unsurlarıyla eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Her gün yeni bir gelişme oluyor, yeni fikirler, buluşlar, yöntemler ortaya çıkıyor. Yapay zeka ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyen ülkeler dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkumdur. Eğitimin ömür boyu devam eden, yaşayan, canlı ve dinamik bir süreç olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Burada mühim olan yenilenmekle birlikte köklerden kopmamaktır. Önemli olan, bu ülkenin varlığını borçlu olduğu değerlerle olan bağının her şart altında muhafaza edilmesidir. "EN ÇETİN MÜCADELEYİ BASKICI ANLAYIŞA KARŞI VERDİK" Daha önce eğitimin alt yapısı gibi, temel değerlerinde de sorunlar vardı. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünde bizi yansıtan bir eğitim modelimiz malesef olmadı. Eğitim sistemimiz daha çok ezbere ve ezberciliğe dayanıyordu. Hayata hazırlamak yerine, sınava hazırlamayı önceleyen bir anlayış sisteme damgasını vurdu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen, soru sormayı yeterince teşvik etmeyen bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin bir başka özelliğiydi. Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının katsayı engeliyle önü kesildi. Başörtüsü sadece lisede değil, üniversitede, kamuda bile yasaktı. İktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi yasakçı ve baskıcı anlayışa karşı verdik. Birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemediler. Adaletsizliklerin giderilmesini istemediler. Göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarını, kendileriyle aynı imkanlara sahip olmasını hiçbir zaman istemediler. "KİMSEYİ ZORLAMA YOK, GÖNÜLLÜLÜK ESAS" İş dünyasından, siyasete, medyadan, akademiye uzanan bir yelpazede bu çevrelerin halen kümelendiğini biliyoruz. Eskisi kadar sesleri çıkmasa da bunlar buldukları her fırsatı kullanıyor. Buna geçtiğimiz günlerde Ankara’da yeniden şahit olduk. Öğrencilerimizin bir sınav öncesinde velileriyle birlikte camiye davet edilmesi, birilerini son derece rahatsız etti. Burada kimseyi zorlama yok. Sadece gönüllülük esasına göre bir davet var. Ama aralarında gazeteci, siyasetçi, sendikacı olan kimi çevreler buna bile tahammül edemiyor. Güya laiklik maskesiyle kendi zihin dünyalarındaki faşizmi gizlemeye çalışıyorlar. Laikliği din ve inanç karşıtlığı gibi anlayan ve bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına biz bugüne kadar boyun eğmedik, eğmeyiz. "KENDİLERİNİ SORGULAMAYA DAVET EDİYORUZ" Eski Türkiye’nin kötü alışkanlıklarının tekrar nüksettirilmesine müsade etmeyiz ve etmeyeceğiz. Şöyle geriye doğru baktığımızda inanın bazen içimiz kan ağlıyor. Geçmişte yapılan yanlışları düşündüğümüzde bu millete çektirilen acılara üzülüyoruz. Evlatlarımızın yıkılan hayallerine, karartılan geleceklerine üzülüyoruz. İnanç değerleriyle okulları, kariyerleri arasında tercihe zorlanan gençlerimizin yürek burkan hikayelerine üzülüyoruz. İnşallah milletimizin ve yarınlarımız olan evlatlarımızın haklarına, hukuklarına ve özgürlüklerine el uzatılmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Herhangi bir kısıtlama olmadan herkes eleştirisini, düşüncesini, kaygılarını özgürce ifade etti. Hiç kimse ben yaptım oldu anlayışıyla hareket etmedi. Tüm bu gerçekler ortadayken aynı zihin dünyasının ürünü olan argümanların tedavüle konulmasını iyi niyetli görmüyoruz. Maarif, bu kavramdan nem kapacak kadar milletle ve milletin kökleriyle bağlarını koparmış olanlara söyleyecek söz bulamıyoruz. Pedagojik değil tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyoruz. "EĞİTİM KONUSUNU SİYASİ TARTIŞMALARDAN UZAK TUTALIM" Eğitim, öğretim konusunu günübirlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım, yıpratmayalım istiyoruz. Bunda da samimiyiz. Evlatlarımıza kazandırdıklarına bakmadan, sadece ön yargılarından dolayı yeni modelimize karşı çıkanların yapıcı davranmasını ümit ediyoruz. Eğitim öğretimde yılların hatta on yılların ihmallerini telafi etmenin çabasındayız. Öğrencilerimizi okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim öğretim sistemini yerleştirmeye çalışıyoruz. Maarif modeli, milletimizin köklü tarihini, kültürünü merkeze alan bir bakış açısıyla hazırlandı. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin milli, manevi değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz. Çocuklarımızı demokrasiye, cumhuriyete, bizi millet olarak bir arada tutan temel değerlere sahip çıkan bireyler olarak geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz."

CHP Lideri Özel: Yarın büyük bir zafer kazanacağız Haber

CHP Lideri Özel: Yarın büyük bir zafer kazanacağız

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir'in Balçova ilçesinde seçim otobüsünden halkı selamladıktan sonra basın açıklaması yaptı. Özel konuşmasında "Liderler son günlerini memleketlerinde geçirirler. Ben de doğduğum, yaşadığım memleketim Manisa ve büyüdüğüm memleketim İzmir'de geçirmeye karar verdim. Balçova'da genç adayımız Onur Yiğit ile Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay'la birlikte halkı selamlayarak son günü İzmirlilerle paylaşıyoruz" dedi. 'EZİLEN KESİM SESİNİ DUYURURSA 1 NİSAN'DAN SONRA BAMBAŞKA BİR TÜRKİYE OLACAK' Yarın 61 milyon seçmenin Türkiye'de sandık başına gideceğini aktaran Özel, "Seçmen 2 önemli karar verecek. Bunlardan birincisi, seçmen yerel yöneticilerine karar verecek. Geçen seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi bir büyük ittifakla çok sayıda belediyeyi kazanmıştı ve 5 yıl boyunca arkadaşlarımız hizmet ettiler. Şimdi artık ittifaklar yok ama İzmir'de görüyoruz ki, İzmir ittifakı var. Gönüller, vicdanlar sandıkta birleşiyor. Türkiye'de de Türkiye ittifakı var. Kampanya boyunca söyledik. Türkiye ittifakı gücünü milletinden, renklerini ay yıldızlı al bayraktan alıyor ve kırmızı beyaz renklerle geçirdiğimiz bir kampanyanın son günündeyiz. Büyük bir coşku içindeyiz. İsraf yerine hizmet yapan halkçı belediyeciliği ve halktan gördüğü teveccühü sandık sonuçlarında görmek isteriz. Genel seçimlerde montaj kasetlerle, videolarla, korkuları yöneterek, 'Eğer biz gelmezsek felaket olur' diyerek seçimi kazananlar, 10 aydır Türkiye'ye kan kusturuyorlar. Emekliler, emekçiler, esnaf, çiftçi perişan durumda ve bu genel yönetimdeki orantısız gücün yerelden dengelenip dengelenmeyeceği önemli. Eğer milletimiz yarın bu orantısız güce gösterdiği tepkiyi bir futbol deyimiyle sarı kart ile 'Yeter beni de fark edin' diyerek, başta emekliler ve bütün toplumun ezilen kesimleri sesini duyurursa 1 Nisan'dan itibaren bambaşka bir Türkiye olacak. Ama bu iktidar her şeye rağmen oy alıyorum hissiyatını sürdürürse kimsenin sesini duymamaya devam edecek" diye konuştu. 'ÖZGÜRLÜĞÜ İSTEYEN DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMALIDIR' "En önemli çağrım genç seçmenlerimizedir" ifadesini kullanan Özel, "Özgürlükleri kısıtlayan, hayat biçimlerine karışan, üniversitelerine kayyum atayan, konserleri, festivalleri yasaklanan ve her geçen gün istedikleri gibi değil, istemedikleri bir ülkeye zorlanan gençlerimiz bu iktidara tepkilerini yarın sandık başında gösterecekler. Özgürlükleri isteyenler, 'Bu ülke yaşanacak bir ülke olsun' isteyenler; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kendilerine emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkmak isteyen gençleri, yarın istisnasız, firesiz sandık başına bekliyoruz. Demokrasi, özgürlük demektir. Özgürlüğü isteyen demokrasiye sahip çıkmalıdır. Demokrasiye sahip çıkmak, sandığa gitmekle olur. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, tüm gençleri yarın sandık başına gelmeye ve geleceklerine sahip çıkmaya davet ediyorum” dedi. İzmir'de CHP’nin 30 belediye başkan adayından 12'sinin 40 yaşın altında olduğunu belirten Özgür Özel, “Bir tanesi de yanımdaki Onur Yiğit kardeşimdir. İzmir'in gençlerini her yaştan, ruhu genç İzmirlilere emanet ediyorum ve tüm belediye başkan adaylarımızı Cumhuriyet’in kalesi İzmirlilere emanet ediyorum. Takımın kaptanı yine kendisi de 50'li yaşlarının başında İzmir'in çok iyi tanıdığı, İzmir'deki en başarılı belediyecilik uygulamalarımızı hayata geçirmiş olan İzmir'i seven ve önümüzdeki 5 yılına projeleriyle, hizmetleriyle, bizlerin desteğiyle İzmir'i bir dünya kenti haline getirecek vizyona sahip Cemil Tugay'dır. Cemil Tugay Başkan’ın kaptanlığında genç, dinamik, İzmir'e yakışır, kadınlarıyla, gençleriyle ekibimizi bütün İzmirlilere emanet ediyoruz" diye konuştu. 'ZAFERİMİZ KİMSENİN HEZİMETİ DEĞİLDİR’ Tüm siyasi partilerin adaylarına bugüne kadar gösterdikleri demokratik olgunluk için teşekkür eden Özel, "Tüm siyasi partilerin yarınki adaylarına başarılar diliyorum. Tüm Türkiye'deki muhtar adaylarına arkalarında bir parti desteği, yakalarında bir parti rozeti olmaksızın verdikleri demokrasi mücadelesi için teşekkür ediyorum. Yarın sandık başındaki tüm görevlileri demokrasiye sahip çıkacakları için bir kez daha tebrik ediyorum. Partimizin görevlilerine bütün sonuçlar alınana, son ıslak imza teslim edilene, son seçim sandığından son sonuç kaydedilene kadar görev yerlerini terk etmemelerini bekliyorum. Bugüne kadar kazasız, belasız bir şekilde geldik. Herkes çok dikkatli olsun. Yarın ufak tefek gerginlikler olabilir. Mutlaka sabırlı olunsun, hoşgörülü olunsun. Yarın büyük bir zafer kazanacağız. Zaferimiz kimsenin hezimeti değildir. Galibiyetimiz kimsenin mağlubiyeti değildir. Mutlu olacağız, sevineceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi kazanacak. Türkiye'de Türkiye ittifakı kazanacak. Sonuçta Türkiye kazanacak. Bu seçimin kaybedeni kimse olmayacak. Türkiye'de demokrasi kazanacak, siyasete bir denge gelecek. Onun için sevinç gösterilerinde, kutlamalarda, ölçülülük prensibini asla terk etmemeyi, hastaları düşünmeyi, küçük çocukları, bebekleri düşünmeyi, belli bir saatten sonra yüksek ses gürültü yapmamayı, centilmenlik içinde galibiyeti karşılamayı bütün örgütümüze bir talimat olarak iletiyorum" açıklamasını yaptı. 'MİLLETİMİZ YİNE MİLLETE KAZANDIRACAK' Siyasetin insanla yapılan bir iş olduğunu vurgulayan Özel, "Ben veya herhangi bir adayım istemeden herhangi bir kişinin kalbini kırdıysak bundan üzüntü duyarız. Haklarını helal etsinler" dedi. “Devlet ile millet yarışıyor” diyen Özel, şunları söyledi: "Devletin güya tarafsız olacakları, kimliksiz olacakları, bürokrat ve teknokrat olacakları, siyaset yapmayacakları söylenen bakanları, var güçleriyle ve bakanlıkların bütün gücüyle siyasete geldiler, karıştılar. İstanbul'da da İzmir'de de Türkiye'nin her yerinde de orantısız bir devlet gücü olurken, bizim adaylarımız kendi öz güçleriyle mücadele etti. Ama bizim milletimiz, ne zaman devlet ile millet yarışsa hep millete kazandırmıştır. Kenan Evren seçim sonuçlarına müdahale ettiğinde de milletimiz millete kazandırmıştır. Bugün devletle millet yarışıyor. Bugün devletle Türkiye ittifakı yarışıyor. Milletimiz yine millete kazandıracak."

CHP'nin Bursa adayı Bozbey: “Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamalıyız” Haber

CHP'nin Bursa adayı Bozbey: “Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamalıyız”

Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da anılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa İl Başkanlığı da deprem saatinde Kent Meydanı’nda bir araya gelerek bir anma töreni gerçekleştirdi. CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey’in katıldığı anma töreni saygı duruşu ile başladı. Defne ilçesinde 22 gün görev yaptığını belirten CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, “Orada şunu gördüm, insanlara hizmet etmesi gereken personel kendi acılarıyla bir araya gelmişlerdi. Aslına baktığımızda demek ki depremle ilgili çalışmalarda dirençli kenti oluşturmak zorundayız. İkincisi sadece depreme hazırlık değil, deprem olduktan sonra nelerin yapılacaklarını, onu yaşamış insanlardan elde ettiğimiz bilgi şunu gösteriyor ki; ilk gün tuvalet, ikinci gün su, üçüncü gün gıdaya ihtiyaç duyulduğunu paylaştılar. Kent yöneticileri olarak, belediye başkanları olarak bunlara hazırlıklı olmak zorundayız. Toplanma alanlarını herkese duyurmak ve bu ihtiyaçları oluşturmak sorumluluğumuzdur” şeklinde konuştu. “Deprem bilinci ile yaşamak zorundayız” Bursa’nın birinci deprem bölgesi olduğuna işaret eden Bozbey, “Depremle birlikte yaşamak zorundayız. Burada yaşayanlara bunu hazırlayacaklar şehrin yöneticileridir. Deprem bölgesinde çalışması gereken personelin belediyelere gelemez olduğunu biliyoruz. Yönetim zafiyetleri oluşmuş. Bunun sebebi de hazırlıklı olmayışlarından kaynaklıdır. Deprem gerçeği ile depremden korkmadan hazırlık yapmalıyız. Deprem anında yapacaklarımızı bilerek onları yerine getirmek ve sonrasında o alanı terk edip insanlara destek olmak zorundayız. Bunun için eğitim şart. Nilüfer örneğine bakalım. Bütün mahallelerde ‘Afet Gönüllüleri’ oluşturuldu. Afet konteynıları koyuldu. Bunlar tüm mahallelerde olması gerekiyor. Konteynırlarda delici, kesici alet olmalı. Bunları kullanacak gönüllüler, ehil insanlar gelinceye kadar müdahale etmesini sağlayacaktır. Orada bir canın dahi kurtarılması inanılmaz bir şeydir” dedi. “1999 depreminden de ders almadık” “Dayanıklı şehirler için kentin tamamını planlamamız gerekiyor. Hatay’da gördüğüm manzara, fay üzerindeki tek katlı yapıların nasıl çöktüğüne şahit oldum” diyerek sözlerini sürdüren Bozbey, “Bursa’da fay üzerinde yapıların olduğunu biliyoruz. Buraların güvenli olarak dönüşmesi şarttır. Vakti iyi kullanmamız gerekiyor. Acıların üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, kentimizde önlem faaliyetlerinin olmadığını, olamadığını üzülerek görüyoruz. Sadece 1 yıl öncesi değil. 1999’da da kapımızda bu acıyı yaşadık ama ondan da ders almadık. Önümüzdeki süreç, hepimiz açısından son derece önemlidir. Sahada bunları paylaşacağız. Biz bilime inanan insanlarız. Bilimsel anlamda ön görülenleri yapsak, birçok insanımız şu anda aramızda yaşıyor olacaktı. Ben tüm vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun” diye konuştu. “Sorunlar tam çözülemedi” CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş yaptığı konuşmada, “Ne yazık ki güzel ülkemiz bundan 1 yıl önce Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 7.7, ardından yine Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde büyük bir depremle sarsıldı. 5 Şubat 2023 akşamı yüreğinde nice umutlarla yastığa başına koyan binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Sayısız vatandaşımız eşini, çocuğunu, annesi, babası, en sevdiklerini kaybetti. Bu depremler 11 ilimizde çok büyük yıkımlara neden oldu” dedi. Depremzedelerin sorunlarının tam anlamında çözülemediğini belirten Yeşiltaş, “Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, bu dinmeyecek bir acıdır. Hepimiz biliyoruz ki giden canları geri getiremeyiz. Ama bu felaket bizleri bir kez daha doğal afetlere karşı dirençli kentler oluşturmamız gerektirdiğini acı şekilde hatırlattı. Biz depremleri bu kadar büyük kayıplarla kapatırken, 2024’ün ilk günü Japonya’da 7.5 şiddetinde olan depremde 238 kişi hayatını kaybetti. Buradan Ahmet Mete Işıkara’yı rahmetle anıyor ve onun şu sözleri ile konuşmamı bitiriyorum; “Deprem değil, binalar öldürür” diye konuştu.

Ak Parti İzmir, sahada! Haber

Ak Parti İzmir, sahada!

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, ‘30 İlçe Eş Zamanlı Ziyaret’ programı çerçevesinde, önce ittifak ortağı MHP İl Başkanı Veysel Şahin’i ziyaret etti. İl ve ilçelerin ana kademe, gençlik ve kadın kolları gün boyu esnaf, sivil toplum kuruluşu, muhtar, vatandaş, üye ziyaretleri gerçekleştirirken, Sürekli de Karşıyaka’da Çorum Dernekleri Federasyonu, Karşıyaka Lisesi Eğitim Vakfı, Cem Vakfı ve Muharip Gaziler Derneği yöneticileri ile bir araya geldi. Yaptığı ziyaretleri ve gündemi değerlendiren AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, “Seçim tarihinin açıklanmasıyla birlikte muhalefetin telaşı arttı. 6’lı masa, zaten sallanıyordu. Şimdi söylemleriyle çelişkiler yumağına, aday açıklamaları ise muammaya dönüştü. Birbirlerinden haberi olmayan siyasi liderler, bu ülkeyi nasıl yönetecek? Cumhur İttifakı; AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi ile yoluna güçlü bir şekilde devam ediyor. Cumhur İttifakı; birlik beraberliğin, milli iradenin, icranın tek adresidir. Bu ittifakta, pazarlıkların, kişisel hırsların yeri yoktur. İzmir’de de Cumhur İttifakı olarak en başarılı sonucu alacağımıza inanıyorum” diye konuştu. "Biz Türkiye yüzyılına yelken açtık" 6’lı masanın "Dağ fare doğurdu" sözünü hatırlattığını belirten Sürekli, şunları söyledi: “Büyük söylemlerle yola çıktılar, aylardır aynı yere yumruk vuramadılar. Suni gündemlerle millette karşılıkları giderek azaldı. Açıkladıkları mutabakat metninden Cumhurbaşkanımızın adaylığını sorgulamalarına kadar, ‘Yeter söz milletindir’ sloganını kullanmalarına kadar her hamleleri, bir acizlik yansıması. Milletimiz, bu masadan hiçbir tutarlı iş çıkmayacağını gördü. Cumhur İttifakı gücünü milli iradeden alır. AK Parti, bu ülkenin bekası için ortaklarıyla yol yürür. En güçlü ortağının ‘13 Şubat’ta adayımızı açıklayacağız’ dediği yerde, diğeri ‘Böyle bir şey yok’ diyorsa, orada birlikte hareket etme becerisi yoktur. Birlikte hareket edemeyenlerin de ne söylemine ne eylemine güvenebilirsiniz. Orada tablo buyken, biz Türkiye yüzyılına yelken açtık. Milletimizi küresel krize ezdirmeyecek tedbirler aldık. Hiçbirinin dünyada olup bitenlere dair bir fikir beyanı yok; yaşanan sürece ilişkin bir vaadi, çözüm önerisi yok. Varsa yoksa Cumhurbaşkanımız, varsa yoksa algı operasyonu.” "Tek adres AK Parti’dir, Cumhur İttifakı'dır” MHP İl Başkanı Veysel Şahin’le sık sık bir araya geldiklerini ifade eden Başkan Sürekli, “Kendileriyle istişarelerde bulunuyoruz. Saha çalışmalarımızda birlikte oluyoruz. Halkın da Cumhur İttifakı’na olan güvenini görüyoruz. Siyaset, tutarlılık gerektirir. Sözünün arkasında durmayı gerektirir. AK Parti, bunu 21 yıldır yapıyor. Gelinen noktada geleceği örecek, millete hizmet etmeye devam edecek tek adres AK Parti’dir, Cumhur İttifakı'dır” dedi. "Sahada teşekkür alıyorsak doğru yerdeyiz" Gönül Seferberliği çerçevesinde 'Karınca Modeli' ve 30 ilçede yürüttükleri eş zamanlı ziyaretleri 4 yıldır yürüttüklerini söyleyen AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, şöyle konuştu: “Son eş zamanlı ziyaretimizde Muharip Gaziler Derneğimizi ziyaret ettim. Cumhurbaşkanımızın Yardımcısı Fuat Oktay’ın girişimleri ile şeref aylığı meclise geliyor. 12 yıldır hayal ettikleri yeni binalarına kavuşmuşlar. Gazi ve yakınlarının mutluluğunu gördük. Gençlik merkezlerimize gittiğimizde çocuklarımızın, tarlaya gittiğimizde çiftçimizin, esnafımızın umutlarının yine bizden yana olmasından mutlu oluyoruz. Teşekkürler alıyoruz. Demek ki doğru yerdeyiz. Dokunduğumuz her yerde bunu görüyoruz. Kim ne derse desin; biz kendimizi ve yaptığımızı biliriz. Haftanın her günü sahadayız. Samimiyetimizi ve yaptığımız işleri, yatırımları İzmir de görüyor. Seçimden seçime sahaya inenlerin, suyu bulandıran söylemlerine de prim vermedik, vermeyiz. 14 Mayıs sandığında, yine milli iradenin, büyüyen ve yüzyılını planlayan Türkiye’nin hedeflerinde birleşenlerin dediği olacak.”

“Uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlık” Haber

“Uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlık”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) gönderilecek tırları uğurlama töreninde “Barış Gücü'nün görev süresi uzatılırken Rum kesiminden tek taraflı rıza alınmasının ne insani, ne diplomatik ne de hukuki bir karşılığı yoktur. Yani Uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlık devam ediyor“ dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Türkiye-KKTC El Ele Daha İleriye” projesi çerçevesinde Ankara'nın Elmadağ ilçesindeki Ders Aletleri Yapım Merkezi'nde düzenlenen KKTC’ye eğitim malzemelerini taşıyacak tırların uğurlama törenine katıldı. Eğitim altyapısının iyileştirilmesi öğretmen kadrosunun güçlendirilmesi, yeni yöntemlerin uygulamaya konulması ve öğrenci yeteneklerinin geliştirilmesi gibi hedefler istikametinde geliştirilen proje çerçevesinde KKTC’ye gönderilmek üzere 14 tır eğitim malzemesi uğurlandı. Törenin açılışında konuşan Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde eğitimden sağlık, ulaştırma ve altyapıya; enerjiden tarıma her alanda Kıbrıs Türkü’nün yanında olduklarını ve olmaya da devam edeceklerini belirterek, “Kıbrıs Türk Devletinin geleceği bugün eğitim çağında olan çocuklarımız, gençlerimizdir. Kıbrıs Türkü gençlerimizin nitelikli olması, kaliteli eğitim alması, bilimde, sanatta, kültürde, sporda gelişmesi son derece önemlidir. Amacımız, okuyan, araştıran, sorgulayan, katma değer üreten aynı zamanda ahlaklı ve erdemli gençler yetiştirmektir. Onlara ne kadar eğitir; analitik ve bilimsel gelişimlerinin yanında milli manevi yönlerden de onları ne kadar güçlendirirsek, Kıbrıs Türk Devleti’nin yarınları o kadar aydınlık olacaktır” şeklinde konuştu. "Kıbrıs Türkü’nün nitelikli eğitime erişmesi için destek veriyoruz" Kıbrıs Türk Devleti’nde mevcut eğitim yapısına baktıldığında öğretmenlerin mesleki gelişimi ile müfredattaki eksikliklerin öne çıktığını aktaran Oktay, “Kıbrıs Türk Devleti’nde diğer pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da yapısal reforma ihtiyaç olduğu ama arzu edilen seviyede mesafe alınamadığı da bir gerçektir. Eğitim konusu ihmal edildiği takdirde her yönüyle bedeli çok ağır ve yıkıcı olabilir. Bu şuurla; Kuzey Kıbrıs’ta bilgiyle kuşanmış, teknolojiyle bütünleşmiş nesiller için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız. Bu çerçevede; okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde Kıbrıs Türkü’nün nitelikli eğitime erişmesi için destek veriyoruz. Kıbrıs Türk Devleti Milli Eğitim Bakanlığıyla Milli Eğitim Bakanlığımızın mesleki eğitimden hayat boyu öğrenmeye farklı birimleri arasında sıkı eş güdüm ve tecrübe paylaşımı devam etmektedir” açıklamasında bulundu. “Biz 6’lı masadakilerin yaptığı gibi Kıbrıs Türkü’nü bir kıyıya köşeye koyup, iki yüzlü uluslararası toplumun gözlüğünden bakacak değiliz” Oktay, bugün gönderilen eğitim materyali desteklerinin Türkiye ile Kıbrıs Türk Devleti eğitim işbirliğinin güzel bir örneği olduğunu ifade ederek, “Bugün Kuzey Kıbrıs’a uğurlayacağımız 14 tırın içinde okul öncesi eğitim setlerinden akıllı tahtalara, mesleki eğitim donanım sistemlerinden yardımcı kitaplara binlerce eser ve materyal bulunuyor. Ama asıl önemlisi bu tırlar; milletimizle Kıbrıs Türkü’nün gönül birlikteliğini, kültür birliğini ve ses bayrağımız Türkçeyi taşımaktadır. Ülkemizin desteğiyle Kuzey Kıbrıs’ta yükselen hastaneler, yollar, tarım tesisleri gibi Türkiye’nin milli davasına olan inancını sembolize etmektedir. Biz 6’lı masadakilerin yaptığı gibi Kıbrıs Türkü’nü bir kıyıya köşeye koyup, iki yüzlü uluslararası toplumun gözlüğünden bakacak değiliz. Kıbrıs Türkü’nün dimdik varolması, Kıbrıs Türk Devleti’nin güçlenmesi bizim olmazsa olmazımızdır” diye konuştu. “Uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlık devam ediyor” Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin, 30 Ocak'ta aldığı Kıbrıs Adası'nda konuşlu BM Barış Gücü'nün görev süresini bir yıllığına uzatan kararı hakkında da konuşan Topçu, Kıbrıs konusunda yıllardır yapılan yanlışlara bir yenisi eklendiğini açıkladı. Topçu açıklamasında şunları kaydetti: “Barış Gücü'nün görev süresi uzatılırken Rum kesiminden tek taraflı rıza alınmasının ne insani, ne diplomatik ne de hukuki bir karşılığı yoktur. Konsey bu kararıyla, denenmiş ve başarısızlığı ispatlanmış çözüm modelleri üzerindeki ısrarından vazgeçmediğini göstermektedir. Yani Uluslararası toplum kılıfında Akdeniz’de korsanlık devam ediyor. BM Güvenlik Konseyi Maraş konusunda da at gözlüğünü çıkarmamış. Kararda, Kıbrıs Türk Devleti toprağı olan Maraş’ta atılan ve atılacak adımlara dair kullanılan tehditkar ifadeler, Rumların çarpık zihniyetinin Konseyi nasıl rehin aldığını da gösteriyor. Bu tehditler ne Kıbrıs Türk Devleti makamlarını, ne bizi korkutabilir. Herkes bunu böyle bilsin.” "KKTC’deki tüm okullarımızın ihtiyacını karşılama ile ilgili söz verdiğimiz her şeyi bugün 14 tırla Kıbrıs’ımıza uğurluyoruz” Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise KKTC ile etkileşimlerin çok yoğun bir şekilde devam ettiğini bildirerek, “25 ocak itibarıyla Kıbrıs’a bir ziyaret gerçekleştirdik. Çok hararetli bir toplantı oldu ve KKTC’deki tüm okullarımızın ihtiyacını karşılama ile ilgili söz verdiğimiz her şeyi bugün 14 tırla Kıbrıs’ımıza uğurluyoruz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve beraberindeki heyet, KKTC’ye doğru yola çıkan tırları uğurladıktan sonra Ders Aletleri Yapım Merkezi'ndeki çalışmaları inceledi. Törene Oktay’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu Ankara Valisi Vasip Şahin ve birçok bürokrat katılım sağladı.

Taşdoğan konuştu! "6’lı masa teröre teslimiyet vadediyor" Haber

Taşdoğan konuştu! "6’lı masa teröre teslimiyet vadediyor"

"Adım Adım 2023 Ahilerle Gününüz Bereketli Olsun" programı nedeniyle partililerle bir araya gelen MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde 6’lı masa tarafından yayınlanan ortak mutabakat metnini de eleştiren MHP’li Taşdoğan, "Karşımızda bir ‘Zillet İttifakı’ oluştu. Onun hakkında çok konuşmaya gerek yok, ne olduğunu görüyorsunuz. Türkiye’ye ne vadediyorlar? Geçen vaatlerini yayınladılar, teröre teslimiyet vadediyorlar. Ne diyor? KHK’yla atılanları FETÖ’cülerle PKK’lıları, DHKP-C’lileri yeniden iade edeceğini söylüyor. Türkiye’yle ilgili uluslararası güçlere teslimiyetten bahsediyor. Beyefendi Davos’a gidiyor, Türkiye’yi şikâyet ediyor. Biri diyor ki 6’mız birden kabul etmezsek seçime gideriz; kaos vadediyor, terörizm vadediyor, Türkiye’yi durağanlaştırmaktan bahsediyor. Türkiye’yi Cumhuriyet öncesine çevirmekten bahsediyorlar. Seçime 100 gün kalmış, bir adayları yok. Türkiye’yi bunlara mı teslim edeceğiz? Milli iradeyi bunlara mı teslim edeceğiz? Bunlara teslim etmemek için ekonomik şartlardan dolayı kızgın veya başka sebeplerden kızgın, üzgün vatandaşlarımız varsa ulaşıp anlatın ve bunlara Türkiye’yi teslim etmeyin. Hep beraber çok güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacımız var. Bu anayasa 1982 Anayasası, Kenan Evren’in çıkardığı bir Anayasa. MHP’de diğer partiler de bu Anayasa’dan memnun değiller. O zaman Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu bize verin; biz 48 vekille bunu yaptık, bize 148 vekil yapın ne yapacağımızı seyredin, 248 yapın ne yapacağımızı hayal edin. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Genel Başkanımızın tabiriyle kararımız belli, adayımız net diyoruz" ifadelerini kullandı. "Devlet Bahçeli Gümüşhane’ye ayrı bir muhabbet besliyor" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gümüşhane’yi çok önemsediğinin altını çizen MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, "Liderimiz Devlet Bahçeli, Gümüşhane’ye gelirken emir ve talimatlarını almak için yanına uğradığımızda Gümüşhane deyince gözlerinin ışıldadığını ve Gümüşhane’yi ne kadar muhabbetle sevdiğini karşısındakine hissettiriyor. Onun için bugün burada a takımından 4 arkadaşıyla birlikte sizinle beraberiz. Bizim burada bulunma amacımız, Türkiye yeni bir yüzyıla, ikinci bir yüzyıla giriyor; biz buna Türk ve Türkiye Yüzyılı diyoruz, lider ülke Türkiye diyoruz. 2023’e girerken tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’dan Cumhuriyet’i birinci gününde kurarken, Amasya, Sivas, Erzurum, Ankara ve İzmir gibi adım adım yürüdüğü; 1919’dan 1923’e adım adım yürüdüğü gibi biz de buradan aldığımız şevkle 2023’e adım adım yürümeye karar verdik. İlk olarak bölge toplantıları yaptık, daha sonra il il Türkiye’yi gezdik. İl İl Anadolu Adım Adım 2023 programıyla beraber MYK üyelerimiz ve partililerimizle beraber ülkemizin her köşesine giderek gidilmedik yer bırakmadık. Sonra ilçe ilçe anlatma ve aydınlatma toplantılarına devam ettik. Arkasından Köyüm Benim projesiyle devam ettik ve bugün de Ahi Evran’dan kökünü alan esnafımızın Ahilik nedeniyle esnafımızı ziyaret etmek için buradayız. Gördüğünüz gibi biz milletimizle kucaklaşıyoruz, milletimizle gelecek yüzyıla Türkiye’yi hazırlamak istiyoruz. Diğerlerinin nerede hamburger yiyerek hazırlandığını zaten seyrediyorsunuz" dedi. "Gümüşhane bizim için kıymetlidir" MHP’ye olan desteğin 14 Mayıs seçimlerinde artacağına inançlarının tam olduğunu vurgulayan MHP’li Taşdoğan, "Burası 150 bin nüfuslu Anadolu’nun en güzide illerinden birisi. Burası Evliya Çelebi’nin gümüş şehri diye tabir ettiği bir şehirdeyiz, gümüş ve altınla dünyaya nam salmış bir ildeyiz. Onun dışında MHP’ye her zaman teveccüh etmiş bir şehirdeyiz. 2018 Haziran seçimlerinde yüzde 20,73’le bize Türkiye ortalamasının üzerinde bir destek verdiler, Allah razı olsun. Mahalli idare seçimlerinde 6 ilçemiz var, 4’ünü MHP kadrolarına emanet ettiniz, insanüstü bir hizmet veriyorlar. Gümüşhane bizim için kıymetlidir, Gümüşhane MHP’ye ve yüzde 78 ile Cumhur İttifakı’na ciddi bir destek vermiş bir şehrimiz, burada olmaktan mutluyuz. Bu desteğin 14 Mayıs’ta daha da artacağını, Cumhur İttifakı’nın adayı olan Cumhurbaşkanı'na olan teveccühün artacağına inanıyoruz; MHP’nin 48 vekille neler yaptığını, 148 olursa neler yapabileceğini, 248 vekille yapacaklarımızı anlatacağız" diye konuştu. Devlet Su İşleri (DSİ) Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirilen programa MHP Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan ile birlikte MHP MYK üyeleri Musa Küçük, İdris Aydın Ali Uçak ve Mustafa Aksoy, MHP il yönetimi, MHP’li belde belediye başkanları ve partililer katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.