Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Soykırım

Herkes Duysun - Soykırım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Soykırım haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gazze'deki hükümet: Gazze'de Filistin kimliğini silmeye çalışan İsrail, 206 arkeolojik alanı sistematik şekilde yıktı Haber

Gazze'deki hükümet: Gazze'de Filistin kimliğini silmeye çalışan İsrail, 206 arkeolojik alanı sistematik şekilde yıktı

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistinlilere yönelik 424 gündür devam eden soykırımı kapsamında Filistin'in tarihi ve kültürel mirasına yönelik ihlallerini anlattı. Gazze'deki kültürel varlıklar ve arkeolojik alanları hedef alan saldırılar hakkında bilgi veren Sevabite, "İsrail, Gazze'deki 325 arkeolojik alandan 206'sını sistematik bir şekilde yıktı. Bunlardan bir kısmı tamamen yok edildi, bir kısmı ise kullanılamaz hale geldi." dedi. Sevabite, "Filistin'e ait tarihi ve kültürel alanlar, İsrail güçleri tarafından yakıldı, yıkıldı, tahrip edildi. Tarihi eserler İsrail askerlerince çalındı ve yağmalandı." ifadesini kullandı. "FİLİSTİN KİMLİĞİNİ SİLMEYİ HEDEFLEYEN SİSTEMATİK BİR STRATEJİ" İsrail'in kültürel varlıkları hedef almasını, "Filistin kimliğini yok etmeyi amaçlayan sistematik bir strateji" olarak nitelendiren Sevabite, "Filistin'e ait tarihi ve kültürel alanlar, İsrail güçleri tarafından yakıldı, yıkıldı, tahrip edildi.Tarihi eserler İsrail askerlerince çalındı ve yağmalandı." ifadesini kullandı. Sevabite, İsrail ordusunun Gazze'de kökleri yüzlerce yıl öncesine dayanan ve kadim bir kültürel miras ögesi olan simge yapıları hedef aldığına dikkati çekerek, bölgenin en büyük ve en eski camilerinden biri olarak bilinen, Gazze kentindeki 14 asırlık 'Büyük Ömer Camisi', diğer bir adıyla 'Gazze Ulu Camisi'nin de İsrail saldırılarının hedefi olduğunu hatırlattı. Fenikeliler dönemine ait, Gazze kentindeki Şeyh Rıdvan Camisi'nin İsrail saldırısında büyük hasar aldığını ifade eden Sevabite, yine önemli tarihi eserler arasında sayılan Cibaliya kentindeki 'Ömer Camisi'nin de İsrail ordusu tarafından bombalandığını söyledi. Sevabite, Gazze şehrinin, "El-Belde el-Kadime" (Eski Şehir) olarak bilindiğini belirterek, kentin geçmişinin milattan öncesi döneme, Fenikeliler uygarlığına kadar uzandığı bilgisini verdi. Gazze kentinin güneyindeki Zeytun Mahallesi'nde bulunan ve 4. yüzyılda inşa edilen Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin de İsrail tarafından hedef alındığını hatırlatan Sevabite, "dünyanın en eski üçüncü kilisesi" olarak bilinen bu yapının da büyük zarar gördüğünü dile getirdi. Sevabite ayrıca Kudüs'teki Anglikan Kilisesi tarafından yönetilen Ehli Baptist Hastanesi'nin de büyük bir saldırının hedefi olduğunu anımsattı. "FİLİSTİN TARİHİNE VE KÜLTÜRÜNE ZARAR VERMEYİ AMAÇLAYAN SUÇ EYLEMLERİ" Gazze Şeridi'ndeki arkeolojik ve tarihi eserlerin yok edilmesi tehlikelerine değinen Sevabite, bunların "Filistin halkına, tarihine ve kültürüne zarar vermeyi amaçlayan suç eylemleri" kapsamında olduğunu söyledi. Sevabite, İsrail'in bu yolla "Filistin'in kültürel mirasını yok etmek, Filistinlilerin iradesini kırmak, Filistin topraklarını sakinlerinden boşaltıp yeni bir gerçekliği dayatma planının parçası olarak işgali güçlendirmek" için çalıştığını kaydetti. Tarihi eserlerin hedef alınmasını, "uluslararası hukuka göre cezalandırılması gereken bir savaş suçu" olarak değerlendiren Sevabite, Filistin'deki tarihi yerleri hedef alan İsrail'in ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından kınanması gerektiğinin altını çizdi. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında Filistin halkının tarihini ve kültürünü yansıtan arkeolojik ve kültürel miras alanlarını hedef aldığını kaydeden Sevabite, şöyle devam etti: "Filistinlilerin kendi toprakları üzerindeki haklarını doğrulayan, İsrail'in ise bu topraklarda kökleri olmayan işgalci bir varlık olduğunu kanıtlayan bu yapılar hedef alınmaktadır." UNESCO'nun, Gazze'deki Saint Hilarion Manastırı'nı, 7 Ekim'den bu yana devam eden İsrail saldırıları nedeniyle Tehlike Altındaki Dünya Mirasları Listesine aldığını hatırlatan Sevabite, İsrail'in bu manastırı da diğer Filistin tarihi eserleri gibi hedef alması ve yıkmasının kaçınılmaz olduğu öngörüsünde bulundu. ULUSLARARASI SORUMLULUK Gazze'deki hükümet yetkilisi Sevabite, "İşgal ordusunun tarihi eserleri hedef alıp yok etmesini ve Filistin tarihini ve coğrafyasını ortadan kaldırma girişimlerini" kınadı. "Uluslararası toplumu, bu çirkin ve kerih suçları kınamaya, işgal güçlerine hesap sormaya ve Filistin arkeolojik alanlarını korumaya çağırıyoruz." diyen Sevabite, İsrail'in suçlarını sürdürmesinden, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi İsrail'in planlarını hayata geçirmesi için ona gereken siyasi ve askeri desteği veren ülkelerin sorumlu olduğunu kaydetti. Uluslararası topluma ve ilgili uluslararası örgütlere de bu suçları kınamaları ve arkeolojik alanları hedef alan İsrail'e baskı yapmaları çağrısında bulunan Sevabite, İsrail'in Gazze Şeridi'nde Filistin tarihini silme girişimlerine rağmen Filistin halkının kendi mirasına ve tarihine son derece bağlı olduğunu vurguladı.

Hollanda'da STK'lerden İsrail ile ilişkilerin kesilmesi için hükümete dava Haber

Hollanda'da STK'lerden İsrail ile ilişkilerin kesilmesi için hükümete dava

Aralarında Filistin ve Yahudi grupların da yer aldığı 10 STK’den oluşan koalisyonun, hükümete karşı açtığı davanın ilk duruşması bugün Lahey Bölge Mahkemesinde başladı. Hükümetin, "Gazze'deki soykırımı önlemede ve İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamada başarısız olduğu" gerekçesiyle açılan davada STK'ler, İsrail ile sürdürülen tüm ticari ve askeri ilişkilerin durdurulmasını ve silah ihracatının yasaklanmasını talep etti. Davaya taraf STK'lerden Al-Haq'ın hukuk danışmanı avukat Ahmed Abofoul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hollanda mahkemesinden hükümete İsrail'e yönelik tüm silah lisanslarının askıya alınması ve İsrail'in ihlallerine ve suçlarına katkıda bulunmanın durdurulması talimatını vermesini istiyoruz. Ayrıca hükümetin yasa dışı yerleşim birimleriyle tüm ticari ilişkileri durdurmasını talep ediyoruz." dedi. Abofoul, hükümetin bugün mahkemede "İsrail'in işgalinin ve Gazze'deki varlığının yasa dışı olduğunu" kabul ettiğini belirterek, "Eğer hükümet işgalin yasa dışı olduğunu kabul ediyorsa neden işgal altındaki Filistin topraklarındaki bu yasa dışı varlığı sürdürmeye katkıda bulunmaya devam ediyor?" diye konuştu. Gazze'deki durumun acil müdahale gerektirdiğini vurgulayan Abofoul, şunları kaydetti: "Özellikle Gazze'nin kuzeyinde bir imha kampanyasıyla karşı karşıyayız. Tüm Gazze Şeridi'nde kıtlık yaşanıyor ve açlık bir savaş yöntemi olarak kullanılıyor. İnsanlar son derece zor koşullarda yaşarken kış da yaklaşıyor. Batı Şeria'da da İsrail'in sömürge yerleşimlerini genişlettiğini, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürdüğünü, yasa dışı yerleşimcileri silahlandırdığını ve onlara cezasızlık sağladığını mahkemeye gösterdik. Mahkemenin hükümete bu uluslararası insancıl hukuk ihlallerine katkısını durdurması ve yasa dışı işgali sürdürmeye destek vermemesi talimatını vermesini umuyoruz." Davayı açan STK koalisyonunun avukatı Wout Albers de Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de teyit edilen ölü sayısının 44 bini aştığına vurgu yaparak gayriresmi olarak ise yaralanma, hastalıklar ve acil ihtiyaçların eksikliği nedeniyle hayatını kaybedenlerinin sayısının "200 binin üzerinde olduğunun tahmin edildiğini" söyledi. Hollanda'nın İsrail ile siyasi, ekonomik ve askeri bağlarını sürdürmesi nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmek için yeterli çaba göstermediğini ileri süren Albers, hükümetin, uluslararası hukukun ciddi ihlallerini etkili bir şekilde ele almadığını savundu. HOLLANDA HÜKÜMETİNİN SAVUNMASI Öte yandan, Hollanda hükümeti adına savunma yapan avukatlar ise İsrail'e yönelik ihracatın lisansların sürekli kontrol edildiğini ve gönderilen ürünlerin askeri amaçla kullanılma ihtimalinin hesaba katıldığını belirtti. İsrail'le yapılan askeri işbirliklerinin Hollanda ordusu için de yarar sağladığını kaydeden avukatlar, bunun bir dış politika meselesi olduğu savunmasında bulundu. Hükümet avukatları, İsrailli firmalarla süresiz ve kapsamı belli olmayan bir ticaret yasağı getirilmesinin Hollanda'nın savunması için tehlikeli olabileceğini belirterek taleplerin yeterince detaylandırılmadığı ve Hollanda'nın "İsrail'in işlediği suçlara nasıl katkı sağladığının" net olarak kanıtlanamadığını öne sürerek davanın reddini talep etti. Davacı STK'ler arasında Al Haq, Al-Mezan, Filistin İnsan Hakları Merkezi ile Hollandalı Een Ander Joods Geluid (EAJG), Avrupa Hukuki Destek Merkezi (ELSC) ve SOMO gibi kuruluşlar yer alıyor.

İsrail Meclisindeki Arap vekile göre, "idari gözaltının" kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamına geliyor Haber

İsrail Meclisindeki Arap vekile göre, "idari gözaltının" kaldırılması Yahudi terörüne onay anlamına geliyor

The Times of Israel gazetesinin haberine göre, Tıybi, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin yargılama olmadan gözaltına alınması veya alıkonulması uygulamasının durdurulması kararı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kararı duyuran Savunma Bakanı Yisrael Katz'ı eleştiren Tıybi, "Bu, Savunma Bakanı'nın Yahudi terörüne onay verdiğinin resmidir. Terör destekçisi bir hükümet." ifadelerini kullandı. Tıybi, "idari gözaltı" uygulamasının sadece Filistinliler için geçerli olduğunu belirterek, "Bu, Yahudi üstünlüğü rejiminin bir başka kanıtıdır. Daha sonra Lahey'de 'antisemitizm' diye ağlayacaklar." dedi. ESKİ İSRAİL GENELKURMAY BAŞKANI EİSENKOT'TAN KARAR İÇİN "VAHİM VE TEHLİKELİ BİR HATA" NİTELEMESİ Öte yandan, eski İsrail Genelkurmay Başkanı ve milletvekili Gadi Eisenkot da Katz'ın bugün duyurduğu kararı "vahim ve tehlikeli bir hata" olarak nitelendirdi. Söz konusu kararın işgal altındaki Batı Şeria'da "bedelini herkesin ödeyeceği ciddi bir tırmanışa doğru atılan bir başka adım" olduğu uyarısında bulunan Eisenkot, şunları kaydetti: "Bu tür emirlerin hedefi yasalara uyan Yahudi vatandaşlar değil, toplum olarak bizi lekeleyen ve tehlikeye atan aşırılık yanlısı terör unsurlarıdır." İsrail Savunma Bakanı Katz, sık sık Batı Şeria'nın belde ve köylerine düzenledikleri saldırılarla gündeme gelen Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin yargılama olmadan gözaltına alınması veya alıkonulmasını durduracaklarını açıklamıştı. FİLİSTİN BELDE VE KÖYLERİNE SALDIRIYORLAR İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 451 bin, Doğu Kudüs'te ise yaklaşık 230 bin İsrailli, Filistin topraklarını gasbediyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki bu gasplar yasa dışı sayılıyor. Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler, Batı Şeria'da sık sık köylere ve beldelere saldırıyor ve işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.