Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tepki

Herkes Duysun - Tepki haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tepki haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan'dan Babacan'a sert tepki! Haber

Erdoğan'dan Babacan'a sert tepki!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan geçtiğimiz günlerde İHA ve SİHA'lar ile ilgili bir açıklama yapmış, bu açıklamar ise tepki toplamıştı. AK Parti Grup Toplantısı'nda gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Baykar'ın nezdinde tüm şirketlerin hedef alındığını söyleyerek Babacan'a sert tepki gösterdi. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle; Biz köprü, yol, havalimanı, baraj, fabrika inşa eden, petrol, doğalgaz ararken yatırımcılara 'gelmeyin' çağrısı yapanları iyi hatırlıyoruz. İnsan bir ülkenin ordusu, komutanları, savunma sanayi şirketleri kimler tarafından hedef alınır diye düşünmeden edemiyor. Bir ülkenin ordusuna ve savunma sanayine ancak kendisine tehdit olarak görenler saldırır. Yunanistan'ın feveranlarını yersiz bulmakla birlikte anlayabiliyoruz. PKK'nın feryatlarının sebebi yerindedir. Anlamakta zorlandığımız husus bu ülkenin bir partisinin, parti liderinin ordumuz ve savunma sanayine karşı sergilediği hazımsızlıktır. Bu işte bir terslik var demekten kendimizi alamıyoruz. Bu habis zihniyetin son eseri, küresel bir marka haline dönüşen Baykar şirketi oldu. Baykar'ın nezdinde tüm şirketleri, ürünleri ve başarılarıyla savunma sanayimiz hedef alınıyor. Bizimle olan akrabalık ilişkisi üzerinden Baykar'ı hırpalayabileceklerini düşünüyorlar. Bu alçak saldırıya hak ettiği cevabı vermek sorumluluğumuzun gereğidir. "BUNA DA BİRİLERİ ÇELME TAKMAYA ÇALIŞIYOR" Ülkemizde Milli Mücadele'nin de etkisiyle başlayan bir savunma sanayi hamlesi var. 2022 ve şu anda bu kardeşiniz Başbakanlık makamını da Cumhurbaşkanlığı makamını da milletimin lütfuyla gördü. Öyle bir yerden öyle bir yere geldik ki doğru dürüst helikopterimiz yoktu. Berlusconi ile yaptığımız görüşme ile Atak helikopterlerini hallettik. Şu anda Atak helikopterleri Türkiye'nin kendi ürünü olarak üretiliyor. Buna da birileri çelme takmaya çalışıyor. Şimdi biz Gökbey helikopterini üretmenin adımlarını atıyoruz. Bunlarla beraber biz bu İHA'ya, SİHA'ya, Akıncı'ya bu kızılötesi adımı nasıl attık... O dönem oğul Bush'a gittik. 'Hani siz İHA verecektiniz, hala vermediniz' dedik. O ziyaretimde bunlardan aldık. Bize iki günlüğüne verdiler. Bu ziyaretimin ardından Özdemir Bey hemen çocuklarıyla bu adımı attı. Süratle İHA'yı ürettiler. Ardından SİHA'yı da ürettiler. çocuklar Akıncı'yı üretti. İş bitmedi savaş uçağı noktasında çalışmalarını sürdürüyorlar. SİYASETTE 'ALKIŞ' POLEMİĞİ Bunlarla beraber olay sadece savaş aracı değil. Bunun ürünlerini de üreteceksin. Harp araç, gerek, mühimmatın olması lazım. Ülkemiz bu mühimmatı da üretmeye başladı. Bu muhalefetle çok uğraştığımız için adım atmakta zorlanıyoruz. En son Arifiye'deki olay. Arifiye'deki olaydan hemen sonra, Fırtına Obüsleri'nin teslim törenine gittik. Savunma Bakanımız, kuvvet komutanlarımızla... Muhalefetin başındaki adam, 'Siz siyasetçi değilsiniz' diyor. Neyi, neden alkışlıyorlar. Alkışladıkları şey Fırtına Obüsleri'nin teslim töreni. Konuşan kim, Başkomutan konuşuyor. Sen Savunma Bakanımıza ne kuvvet komutanlarımıza hakaret edecek çapta değilsin, haddini bil. Bu cibilliyet meselesi. Bu noktada karakter zaafı olan bir insan olarak kalkıp bizim şanlı ordumuzun komutanlarına saldırmak herkesin karı değil. Bunlarla ilgili hukuki boyutu devam ediyor. BABACAN'A ÇOK SERT TEPKİ: 16 YIL YANIMDA DURDU AMA... Biz yerli ve milli projelere destek verdikçe, kendi siyasi ve ekonomik programlarımızı uyguladıkça parasıyla savunma sanayi ürünü vermemeye başladılar. Bayraktar İHA'ları yetiştiremiyor. Aynı şekilde mühimmat yetiştiremiyorlar. Türkiye artık büyüdükçe, güçlendikçe birileri rahatsız oluyor. Onlar rahatsız oldukça yolumuza devam ediyoruz. Yeni bir güç, yeni bir performans, yeni bir tasarım.Yeni DS 7 çok yakında Türkiye’de.DS Automobiles Bu ahlaksız çıkmış, geleceklermiş de hesabını soracaklarmış. Rekabetin oluşması lazımmış. Sen git çocuk bezi satmaya devam et, senin işin değil bu. 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı. DEVLET BEY ONA 'SEROK AHMET' DİYOR Yanında bir tanesi daha var o da öyle. Bizden üniversite istediler, vakıflarına üniversite tahsisi yaptım. Kendisi ne zaman Başbakanlık koltuğuna oturdu, o tahsis yapılan yeri bilabedel vakfına mülk edindi. Türkiye'de başka örneği yok. Kalk bunu milletimize anlat. Devlet Bey ona 'Serok Ahmet' diyor, bu tür işler yapıyor. Helalinden ne yaptı? Kurduğunuz üniversiteyle başarı grafiğiniz ne, yok. Biz de bu üniversiteyi, yolsuzlukları nedeniyle aldık, devletimize mal ettik. Şimdi Şehir Üniversitesi, Marmara Üniversitesi'nin mülkü olarak devam ediyor. Biz bu millete yakışır eserler inşa ediyoruz, sen de ne yaptın bunu söyle bakalım. Bunlardan bir şey olmaz. SİHA'larımız, İHA'larımız inleri darmadağın etti, nice teröristleri yok ettiler. Biz pek çok savunma sanayi projemizde firmalarımızın ar-ge çalışmalarına destek veriyoruz. 50 firma devletten proje bazlı destek alıyor. Devletten nakit desteği almadan çalışmalarını sürdüren 4 firma var, birisi Baykar'dır.

Muhtarlardan AKP'li Milletvekiline tepki! Haber

Muhtarlardan AKP'li Milletvekiline tepki!

Hiçbir milletvekilinin bugüne kadar böyle bir uygulama yapmadığını söyleyen bazı muhtarlar, "Milletvekilleri seçimleri var. Muhtarları yanına toplamaya çalışıyor" diyerek böyle bir etkinliğe katılmayacaklarını açıkladılar. AK Partili Milletvekili Ahmet Çolakoğlu tarafından muhtarların Ankara'ya götürüleceği ve bazı ziyaretler gerçekleştirileceği hafta sonuna kadar gelmek isteyenlerin isim belirtmesi gerektiği yönünde mesajlar alan muhtarlardan bazıları duruma tepki gösterdi. Daha önceki Çaycuma Muhtarlar Derneği kongresine de siyaset karıştığı yönündeki iddiaları hatırlatan muhtarlar, daha önce hiçbir milletvekilinin böyle bir uygulaması olmadığını ifade ederek böyle bir etkinliğe katılmayacaklarını ifade ettiler. Çolakoğlu'nun güç gösterisi yapmak istediğini öne süren muhtarlar, "Şimdi güç gösterisi yapmak istiyor. Muhtarları davet ediyor. Anladığımız bu. Bugüne kadar hiçbir vekil bizi davet etmedi. Milletvekili seçimleri var. El altından kılıçlar çekildi. Güya yanına muhtarları toplamaya çalışıyor. Çoğu muhtar arkadaşımız da bu olayları bildiği için gitmeyecek. Daha önce de biliyorsunuz Çaycuma Muhtarlar Derneği kongresi yaşanmıştı. Benzer durumlar da orada olmuştu. Kongreye siyaset karıştı denildi" ifadelerine yer verdiler. Muhtarlar, Çolakoğlu'nun adaylık sürecinde de muhtarları toplayıp Ankara'ya götürdüğünü öne sürerek "Adaylık sürecinde de benzer durum yaşanmıştı. Muhtarlar kişiye değil halka hizmet ediyor" dediler.

TBMM Başkanı Şentop'tan tepki Haber

TBMM Başkanı Şentop'tan tepki

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun düzenlediği '21’inci Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği' konulu uluslararası konferans Ankara'da başladı. Konferansa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Faruk Kaymakcı, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc, davetli ülkelerin ombudsmanları ve büyükelçiler katıldı. TBMM Başkanı Şentop, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun önemine değinerek, "Bir taraftan idarenin denetimi konusunda Kamu Denetçiliği Kurumu idari yargının bulunmadığı ülkelerde gelişmiş bir kurum olarak anlatılmaktadır. Bu ayrımın önceki dönemlerde yayılmış bir ayrım olduğunu görüyoruz. Bu ayrımın da artık çok anlamlı olmadığını söylemek isterim. Bugün Akdeniz'i bir göçmen kabristanına çevirmek için harcanan paraların çok büyük meblağlar tutuğunu biliyoruz. Yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, dünyada birçok ülkede ciddi sorunlar üretecek noktaya geldi. Şimdi dünyadaki her şeyin küreselleştiğini gördük. İnsan dediğimiz zaman dünyada yaşayan bütün insanları anlayan, bu anlamda bir eşit insan hakları kavramına somut olarak sahip miyiz? Mesela Berlin'de yaşayan bir insanla Paris'teki bir beyaz insanı eşit olarak düşünebiliyoruz ama Paris'teki beyaz bir akademisyenle Uganda'daki ten rengi farklı bir kişiyi aynen hukuk önünde, insan hakları bağlamında eşit olarak zihnimizde canlandırabiliyor muyuz" dedi. İNGİLİZ PRENSE TEPKİ Şentop, Prens Harry'in kitabındaki ifadelere de tepki göstererek, "İngiliz Kraliyet Ailesi’nden istifa eden, ayrılan prensin otobiyografik bir kitabı çıkıyor. O kitaptan bazı bölümler basına sızdı. Orada bir yerde 'Afganistan'da görev yaptım. 25 kişiyi öldürdüm. Onları insan olarak görmüyordum. Eğer insan olarak görsem zaten öldüremezdim. Onları insan olarak görmememiz konusunda eğitim aldık' diyor. Bu genç, beyaz Avrupalının bir görüşü değil sadece, keşke öyle olsa. Bu bir kültürü, bir yaklaşımı, bir anlayışı ifade ediyor. Avrupalı beyaz bir insan Afganistan'da yaşayan 25 insanın insan olmadığına karar veriyor, kendisini ikna ediyor, onları öldürebiliyor ve bundan hiç utanç duymadığını ifade ediyor. Temel meselemiz; insan haklarıyla ilgili ne yazarsak yazalım, hangi kurumları oluşturursak oluşturalım, temel meselemiz bir paradigma meselesi. Biz, dünyada yaşayan 8 milyon kişi hangi ten rengine, hangi inanca, hangi ırka sahip olursak olalım, her birinin diğeriyle tam anlamıyla, gerçek anlamda hukuk konusunda eşit olduğunu kabul etmek ve zihnimizi, kültürümüzü de paradigmamızı da bunun üzerine oturtmamız gerekir. Bunu yapmadığımız taktirde küreselleşen bir dünyada gerçek anlamda insan hakları uygulamasını yerleştirebilmek mümkün olmaz" ifadelerini kullandı. BAKAN YARDIMCISI KAYMAKCI: SÜRECİN AB'YE ÜYELİĞİMİZ İÇİN KATKILARI VAR Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı ise Kamu Denetçiliği Kurumu ile gurur duyduklarımı belirterek, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne (AB) aday ülke olarak AB mali iş birliğinden yararlanan bir ülke. Temel haklar başlığı altında biz de bu önemli projenin parçası olmaktan gurur duyuyoruz. İnsan haklarının tanınmasında, gelişmesinde, korunmasında siz ombudsmanlara çok önemli görevler düşüyor. Kamu Denetçiliği Kurumumuz ile gurur duyuyoruz. Ombudsmanlık kültürümüz Osmanlı'ya kadar gidiyor. Bu kültürün ülkemizde yeni şekliyle de yaygınlaştığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Maalesef günümüzde halen nefret söylemleri var, ayrımcılıklarla, İslamofobi ile karşılaşıyoruz. Bunların hepsinde çözüm demokrasi ve hukukun üstünlüğü, insan haklarının geliştirilmesi ve korunması, biz de bu süreci ilerletmekte kararlıyız. Bu sürecin AB'ye üyeliğimiz için de büyük katkıları var. Bu adaylığımız çerçevesine Türkiye önemli reformlar gerçekleştirdi. Son dönemde de reform çalışmaları devam etti. AB’ye katılım için eylem planı 2021-23 döneminde gerçekleştireceği reformların yol haritasını çizdi. Önemli adımlar atıldı. Son olarak da İnsan Hakları Eylem Planını kararlı olarak yürütüyoruz" dedi. 'AB VERDİĞİ 4 SÖZÜ TUTMALI' Kaymakcı, Türkiye'nin göç konusuna insansı yaklaştığını vurgulayarak, "Toplam 4,2 milyon göçmen Türkiye’de misafir ediliyor. Uluslararası toplumdan beklentimiz; düzensiz göç konusunda iş birliği yapılması ve külfet paylaşımına gidilmesi. Ne Türkiye ne de başka bir ülke tek başına bu kadar ağır bir yükün altında bırakılmamalı. 18 Mart mutabakatı çerçevesinde AB ile bir anlaşmamız var. Mutabakatın göç boyutundan bahsedersek, AB verdiği 4 sözü tutmalı. Öncelikle 1 artı 1 sözü vermişti. Yunan adalarına yasa dışı geçmiş herhangi bir göçmenin Türkiye’nin alması karşılığında bir göçmen alınacaktı, bu söz tutuldu; ama yaklaşık 2 bin 200 kişi geri alındı. Bunun karşılığında 34 bin kişi AB tarafından alındı. 34 bin rakamı 3,7 milyon Suriyeli ile karşılaştırılamayacak düzeyde. İkincisi AB’nin Türkiye’ye değil; ama Türkiye’deki göçmenlere mali kaynak sözü vardı. 3 artı 3,6 milyar, 2018 yılına kadar bu tutarın bir şekilde aktarılması gerekiyordu, AB maalesef bu konuda da yeterince hızlı davranmadı. 4,7 milyar euro Suriyelilere harcanmış durumda; ama kaynağın geri kısmı harcanmamış durumda, bunun hızlanması önemli. Bu kaynak Türkiye’ye değil, Türkiye’deki göçmenlere verilen bir kaynak. Gönüllü kabul programı başlatılacaktı. Üye ülkeler Türkiye’den belirli sayıda Suriyeliyi gönüllü olarak kabul edecekti, bu program hiçbir zaman yürürlüğe konulmadı. 2 yıl müzakere edip anlaşmaya varılmasına rağmen bunu sağlamak mümkün olmadı. Bir başka konu Türkiye sınırına yakın Suriye’nin kuzey bölgelerinde koşullarını iyileştirilmesi ve gönüllü dönüşlerin kolaylaştırılması" diye konuştu. Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ise konferansın 2 gün süreceğini belirterek, "Ombudsmanların çalışma alanı, idare ile insanlar arasında ihtilaflar çıktığından bunu mahkemeye intikal etmeden dostane olarak çözüme ulaştırmak. Bu anlamda 10 yılda 207 bin 403 yazılı şikayet başvurusu aldık. Bunlardan 205 bin 63'ünü karara bağladık. Bunun yanı sıra mail, mektup, telefon ile 1 milyona yakın insan bize müracaatta bulundu, onlara hukuki destekte bulunduk, yol gösterdik, yardımcı olduk" ifadelerini kullandı. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.