Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türk

Herkes Duysun - Türk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Fahrettin Altun'da Yunanistan açıklaması: Sorunları üçüncü taraflarla değil birbirimizle konuşmalıyız Haber

Fahrettin Altun'da Yunanistan açıklaması: Sorunları üçüncü taraflarla değil birbirimizle konuşmalıyız

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul'da bir otelde düzenlenen Türk-Yunan Medya Akademisi Forumu'ndaki konuşmasında, bugünkü panelin forum kapsamında gerçekleştirilen paneller serisinin üçüncüsü olduğunu anımsattı. Bu buluşmaların, son dönemde iyi komşuluk ve diyalog temelinde ivme kazanan Türk-Yunan ilişkilerini daha da güçlendireceğine, pekiştireceğine ve derinleştireceğine inandığını ifade eden Altun, panelin ülkelere ve halklara, vatandaşlara büyük faydalar sağlamasını temenni etti. Altun, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinin her şeyden önce bir komşuluk ilişkisi olduğunu ve coğrafi yakınlığa bağlı olarak şekillendiğini belirterek, bu iki ülkenin bununla birlikte, jeopolitik anlamda dünyanın en çetin bölgelerinden birinde konumlanmış durumda bulunduğunu vurguladı. Türkiye ve Yunanistan'ı bir araya getiren coğrafi yakınlığın ve her ikisinin birden muhatap olduğu jeopolitik zorlukların, meydan okumaların, iki ülke ilişkilerini ele alırken sıklıkla referans verdikleri unsurlar olduğunu dile getiren Altun, Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde dikkate değer çok önemli bir başka hususun da iki ülke arasındaki tarihsel, kültürel ve toplumsal bağlar olduğunu söyledi. Bu bağları birçok konuda asırlarca ve hala müşahede ettiklerinin altını çizen Altun, sofralardaki yemeklerden, söylenen şarkılara kadar benzeşen zevklerin, kültürlerin iki ülkeyi çoğu kez bir araya getirdiğini ifade etti. "KARŞILIKLI SERGİLENECEK SAMİMİ GAYRETLER BARIŞ VE GÜVENLİĞE KATKI SAĞLAYACAK" Türk ve Yunan toplumları arasındaki bu bağların kültürleri ve kültürel varlıkları çeşitlendirdiğine, gündelik hayatı zenginleştirdiğine dikkati çeken Altun, "Hiç şüphesiz, bu durum hem Türkiye hem de Yunanistan için büyük bir fırsattır, büyük bir imkandır. Bu bağların ne denli güçlü olduğunu, yakın bir zamanda yaşadığımız acı tecrübelerde hep birlikte gördük. Gerek Türkiye'de yaşadığımız 6 Şubat depremleri sürecinde, gerekse Yunanistan'da meydana gelen büyük orman yangınları esnasında ülkelerimizin karşılıklı olarak sergiledikleri dayanışma ruhu bu yakınlığın somut bir nişanesi oldu. Türkiye ve Yunanistan arasındaki bu dostluk ve dayanışma iradesi, diplomatik girişimlerle hiç kuşkusuz daha da geliştirilmesi, daha da ileriye taşınması gereken bir kazanımdır. Öyle inanıyorum ki, Türkiye ve Yunanistan arasında karşılıklı olarak sergilenecek samimi gayretler, sadece ülkelerimize de kazandırmayacaktır. Aynı zamanda bölgemizin barış, istikrar ve refahın gelmesine de katkı sunacaktır. Böylelikle küresel barış, istikrar ve güvenliğe de katkı sağlayacaktır." diye konuştu. Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023 yılı aralık ayının başındaki Atina ziyaretlerinde Türkiye ve Yunanistan arasında "Tüm dünyaya örnek gösterilecek" işbirliklerinin kurulmasının önemini vurguladığını anımsatarak, şöyle devam etti: "İkili ve bölgesel faydalarının yanı sıra bu işbirliği girişimlerinin küresel anlamda da ne denli kıymetli, anlamlı olduğunu söylemeye bile gerek yok. Sadece 2020 yılından bu yana yaşadığımız krizlere dönüp bakalım... Pandemi, ekonomik krizler, gıda krizleri, tedarik zinciri krizleri, enerji arzı krizleri, afetler vesaire... Yine bunlara eklenen Rusya-Ukrayna savaşı... Yine 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de fütursuzca sürdürdüğü ve sadece Ortadoğu'yu değil, tüm dünya barışını tehdit eden saldırıları... Bugün bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda, şunu açık ve net bir şekilde söylememiz gerekir ki, biz tam anlamıyla bir küresel belirsizlik çağında yaşıyoruz. Ve bu ortamda yine küresel olarak baktığımızda, önümüzde iki çıplak gerçeğin olduğunu görüyoruz. Birincisi, küresel barış ve istikrarın son derece kırılgan olduğu bir dünyada yaşadığımız gerçeği. İkincisi ise insanlık olarak barış ve istikrarı korumaya muktedir bir uluslararası sistem içinde yaşamadığımız." Küresel aktörlerin etkisiz, siyasetsiz ve nüfuz yoksunu oldukları bir uluslararası sistemi tecrübe ettiklerini belirten Altun, "Böyle bir ortamda bölgesel anlamda istikrarlaştırıcı güçlere ihtiyaç olduğu, gün gibi ortadadır. Güçlü, istikrarlı ve müreffeh bölgesel aktörlerin etkin olması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye ve Yunanistan gibi bölgesel aktörlerin kendi sorunlarını karşılıklı anlayış ve ulusal menfaatleri çerçevesinde, üçüncü tarafların yönlendirmesine, vesayetine, baskısına ihtiyaç duymadan çözmeleri gereken bir dönemdeyiz. Tam da bu yüzden, Türkiye ve Yunanistan'ın ortaya koyacakları işbirliği girişimleri bugün, düne göre çok daha anlamlıdır ve değerlidir." dedi. YUNANİSTAN BAŞBAKANI KİRYAKOS MİÇOTAKİS'İN ZİYARETİ Altun, bu tür girişimlerin büyük bir gayret ve samimiyetle teşvik edilmesi ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Biz Türkiye olarak Yunanistan'la olan iyi komşuluk ilişkilerimizin bu potansiyellerini de göz önünde bulundurarak devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve buna büyük bir önem atfediyoruz. 7 yıl sonra ilk kez 7 Aralık 2023 tarihinde Atina'da gerçekleştirilen 5'inci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısıyla iki ülke bu potansiyellerden faydalanma iradesini bizzat liderler düzeyinde ortaya koymuştur. Orada imzalanan 15 farklı işbirliği anlaşması ve Atina Bildirgesi bu gerçeğin en önemli göstergesidir. Yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis'in ortaya koydukları mevcut sorunlarımızın yapıcı diyalog, iyi komşuluk ilişkileri ve uluslararası hukuk çerçevesinde çözüme kavuşturulması yönündeki irade de çok önemli bir unsurdur." 2021 yılından itibaren başlatılan "pozitif gündem" girişiminin, karşılıklı ziyaretlerle, işbirliği anlaşmalarıyla ve bugün düzenledikleri panel gibi organizasyonlarla kökleşmekte ve kurumsallaşmakta olduğunu söyleyen Altun, bunun kendileri için büyük bir memnuniyet vesilesi olduğunu ifade ederek, "Yunanistan Başbakanı Sayın Kiryakos Miçotakis'in 13 Mayıs Pazartesi günü ülkemize gerçekleştireceği ziyaretin de yine ikili ilişkilerimizin güçlendirilmesi açısından son derece önemli olduğunu, ciddi bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte, bölgesel ve küresel krizlere karşı ortak çözümler geliştirme potansiyellerinin ötesine geçmek için tüm koşullar oluşmuş durumdadır. Türkiye ve Yunanistan ilişkileri, ekonomi, güvenlik, sağlık, çevre, eğitim, medya, iletişim, sosyal güvenlik, kültür-sanat, ticaret ve turizm gibi birçok alanda son derece verimli işbirliği potansiyelleri barındırmaktadır." şeklinde konuştu. KAPIDA VİZE UYGULAMASI Fahrettin Altun, bahse konu işbirliği alanları içerisinde küresel salgınla birlikte büyük aksamaların yaşandığı ticaret ve turizm alanlarına, bugünkü toplantının ana teması olduğu için dikkatleri çekmek istediğini belirterek, "Pandeminin ardından geçen süreçte, dünya hem ticaret hem de turizm noktasında bir toparlanma gayreti içerisine girmiştir. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Turizm Örgütü verilerine baktığımızda, 2023 yılında turizm amaçlı seyahat edenlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 34 oranında artmıştır. Uluslararası turizm, yüzde 88 oranında neredeyse pandemi öncesindeki seviyeye gelmiştir. 2024 yılında ise bu performansın daha da iyileşmesi ve tamamıyla pandemi öncesi seviyeye gelmesi beklenmektedir. Turizm sektörünün çok gelişmiş olduğu Türkiye ve Yunanistan için bu durum, hiç kuşkusuz büyük bir fırsattır. Biz, Türkiye olarak kapıda vize uygulaması gibi seyahat kolaylıklarının hayata geçmesini bu anlamda önemli bir gelişme olarak görüyoruz. İki ülke arasında varılan bu uzlaşı ile Türk ve Yunan halkları arasındaki dostluk ve etkileşimin daha da artması mümkün olmuştur." diye konuştu. Fakat turizm alanında her iki ülkeyi de bekleyen fırsatların sadece karşılıklı seyahatlerin daha kolay hale getirilmesiyle sınırlı olmadığını ifade eden Altun, "Turizm konusunda her iki ülkenin potansiyelini de sektörel işbirlikleriyle genişleterek dünya turizminden aldığımız payın oranını daha yukarıya taşımalıyız. Sektörel bazda karşılıklı ve daha yoğun tecrübe paylaşımı için çeşitli birliktelikler ihdas etmeliyiz. Benzer şekilde turizm alanında karşılaştığımız sorunlara karşı ortak çözümler geliştirebileceğimiz mekanizmaları da hızla hayata geçirmeliyiz." dedi. Altun, diğer yandan, tedarik zincirleri bakımından dünya ticaretinin kavşak noktası bir coğrafyada yer aldıklarını, bu durumun ülkelerin ekonomik refahı ve kalkınması için önemli bir avantaj, fırsat olduğuna işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu itibarla 7 Aralık'ta gerçekleşen resmi ziyarette de, ikili ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılması yönünde bir mutabakat sağlanmış, yine liderler düzeyinde bir irade ortaya konmuştur. Hem Türkiye’nin hem de Yunanistan'ın, dünyanın en cazip turizm destinasyonlarına, Akdeniz bölgesinin önemli iki aktörü olarak ticaret ve enerji sevkiyatları bakımından küresel bir öneme sahip olması, karşılıklı doğrudan yatırımların yanı sıra üçüncü ülkelere yönelik ortak yatırımlar yapma noktasındaki coğrafi avantajlara sahip olmaları ülkelerimizin önündeki başlıca ekonomik fırsatlardır. Kara yolu ulaşımında uygulanan kotaların kaldırılması ve geçiş rejiminin serbest bırakılması da Türkiye ve Yunanistan arasındaki ticarete ivme kazandıracaktır." "İKİ ÜLKE ARASINDA İLETİŞİM VE MEDYA ALANINDA KURULACAK ORTAKLIKLARI ÖNEMSİYORUZ" Bu fırsatlardan en doğru ve en verimli şekilde istifade etmenin, mevcut diyalog, eşgüdüm ve işbirliği kanallarının devam ettirilmesi ve sıhhatli bir zeminde geliştirilmesiyle sıkı sıkıya irtibatlı olduğunu belirten Altun, "Bu noktada dikkatinizi bir diğer önemli noktaya çekmek istiyorum. İki ülke ilişkilerinde istikrar ve barışın muhafazası birçok yönüyle iletişim ve medyada sağlıklı bilgi üretimine ve üretilen bilgilerin sağlıklı dağıtım kanallarından dağıtılmasına bağlıdır. Hakikat zemini, bireyler arası ilişkilerde olduğu gibi ülkeler, devletler, hükümetler ve milletler arasındaki ilişkinin de en sağlam dayanağıdır. Dolayısıyla iletişim ve medya alanında doğru bilgiye dayalı enformasyon akışlarının temini, karşılıklı güven ortamının tesisi açısından olmazsa olmazdır. Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi için iletişim ve medya alanında kurulacak ortaklıkları biz bu yüzden çok önemsiyoruz. Muhataplarımızla bu anlamda ortak adımlar atma gayreti içerisindeyiz." ifadelerini kullandı. Fahrettin Altun, iletişim ve medya alanında kuracakları işbirlikleriyle karşılıklı olarak daha yoğun tecrübe aktarımları gerçekleştirebileceklerini, ortak sosyo-kültürel değerlerin küresel topluma tanıtılmasında daha geniş imkanlara sahip olabileceklerini, örneğin böylece ülkelerin muazzam turizm potansiyelini daha da geliştirebileceklerini vurguladı. Medya ve iletişim alanında işbirliği yapabilecekleri bir diğer konunun dezenformasyonla mücadele meselesi olduğuna işaret eden Altun, "Günümüzün en büyük sınamalarından biri haline gelen dezenformasyon, sistematik yalan bilgi üretimi kendileriyle mücadele edilmesi gereken ciddi tehditlerdir. Bunlarla mücadele etmek, kamuoylarımızın yanlış bilgiyle zehirlenmesinin önüne geçecek, bu da iki ülke ilişkilerinin olumsuz etkilenmesini engelleyecektir. Hiç kuşkusuz, iletişim ve medyanın tüm imkanlarından istifade ederek Türk ve Yunan toplumları arasındaki etkileşimin yoğunluğunu arttırmak, yeni diyalog ve işbirliği fırsatlarını da karşımıza çıkaracaktır." dedi. Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak katkı sağlamaktan büyük bir memnuniyet duydukları Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumu'nun bu anlamda çok kıymetli bir girişim olduğunu belirterek, bu tür girişimleri, ikili ilişkilerdeki pozitif gündemin nitelikli bir şekilde sürdürülmesini temin edecek güçlü ve kararlı adımlar olarak gördüklerini ve daha önce Atina'da gerçekleştirilen panel kapsamında da vurgulandığı üzere bu girişimin kurumsal bir diyalog zeminine oturmasını çok önemsediklerini, bu yönde gerçekleştirilecek bütün çalışmalara da katkı vermeye hazır olduklarını söyledi. Forum kapsamında hayata geçirilen panellerin ikili ilişkilerinde yeni fırsatları keşfetmelerine ve yeni ufuklar kazanmalarına büyük katkılar sağlayacağının altını çizen Altun, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Unutmayalım ki, bu ilişkilerin iki tarafa kazandıracağı fayda, üçüncü tarafların çıkarlarından çok daha üstündür. Türkiye ve Yunanistan olarak ilişkilerimizi, bu ilişkilerdeki sorunları başkalarıyla, üçüncü taraftarlarla değil, birbirimizle konuşmalıyız. Ve bunu yapıyoruz. Tarihsel tecrübe birbirimizle konuştuğumuzda iki ülke arasında olumlu bir havanın oluştuğunu, ilişkilerimizin yapıcı bir diyalog çerçevesinde ilerleme kaydettiğini ve nihayetinde iki devletin ve iki milletin de bundan fayda sağladığını göstermiştir. İki ülke de birbirlerinin hassasiyetlerine saygı duymalı, Türk ve Yunan toplumları arasındaki güvenin oluşmasına katkı sunmalıdır. Biz Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın belirttiği gibi, 'Düşmanları değil, dostluğu artırmanın' tarafındayız, gayretindeyiz. Yunanistan'la da dostluğumuzu pekiştirecek ve güçlendirecek her türlü girişime destek vermeye hazırız. Bundan sonra da iyi komşuluk ilişkilerimizi kökleştirip diyalog kanallarımızı geliştirmek, genişletmek ve çeşitlendirmek suretiyle bunu sürdüreceğimize net bir şekilde vurguda bulunmak istiyorum. Yeter ki samimi olalım. Yeter ki hakikatin tarafında bulunalım. Yeter ki adalet ve hakkaniyetli bir şekilde ilişkilerimizi sürdürelim."

Türk Dünyası Spor Konseyi Onursal Başkanı seçildi Haber

Türk Dünyası Spor Konseyi Onursal Başkanı seçildi

Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı bünyesinde kurulan Türk Dünyası Spor Konseyi'nin Onursal Başkanı belli oldu.  Ülkemizin olimpiyatlarda birçok madalya almasında büyük emek ve fedakârlığı olan Mehmet Baykan, Onursal Başkan seçildi. Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı Genel Başkanı Dr. Abdullah Çalışkan, Türk Dünyası Spor Konseyi Onursal Başkanlığı görevini kabul eden Mehmet Baykan'a teşekkür etti. "Bilgi ve tecrübesiyle önemli projeye imza atacağız" Baykan’ın bilgi ve tecrübesi sayesinde birlikte birçok önemli projeye imza atacaklarını söyleyen Çalışkan, Türk Dünyası gençlerinin spor alanında birlik ve beraberliğine yönelik çalışmalar yapmaya başlayacaklarını ifade etti. Türk Dünyasının birbirine yakınlaşması ve karşılıklı etkileşimin artması için sporun çok önemli ve etkili olduğunu söyleyen Çalışkan, bu amaçla Konsey olarak Vakıf çatısı altında gelecekte birçok başarılı proje ve faaliyete imza atacaklarına inandığını belirtti. "Birlik, beraberlik ve dayanışma bilincine sahip bir nesil yetiştirmek amacıyla hareket edeceğiz" Türk Dünyası 2040 Vizyonu çerçevesinde Türk Dünyasında birlik, beraberlik ve dayanışma bilincine sahip bir nesil yetiştirmek amacıyla gençlik hareketliliği, değişimi ve eğitimi konularında projeler hayata geçirdiklerini söyleyen Çalışkan, gençlik iş birliğinin kapsamlı bölge içi iş birliğinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu ifade etti. Gençleri radikalleşme ve şiddet içeren aşırıcılık tehdidinden korumak için sporun çok önemli olduğunu belirten Çalışkan, bu kapsamda ortak çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini söyledi. Baykan: Elimden gelen gayreti göstereceğim Türk Dünyası toplumlarını daha da yakınlaştırmak için sporun birleştirici gücünden yararlanmak gerektiğini belirten Baykan, bu amaçla Vakfın gelecekte sporun farklı alanlarında çeşitli turnuvalar, şampiyonalar ve benzeri etkinlikler düzenlemesi ve çeşitli projeler geliştirmesi için elinden gelen gayreti göstereceğini söyledi.  Mehmet Baykan kimdir 1964 yılında Konya’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezunu oldu. 1988 yılında Konya Taşkent Spor Kulübü yönetiminde görev aldı. Konya Futbol İl Temsilciliği ve Konya Spor Kulübü Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlendikten sonra 1998-2011 yılları arasında 13 yıl aralıksız Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanlığı, 2 yıl süreyle Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Spor Danışmanlığı görevlerinde bulundu. 2001 yılında Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçilip 2009-2012 yılları arasında Genel Başkanlık yaptı. Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunda çeşitli dönemlerde görevler üstlenen Baykan, 2004-2015 yılları arasında Amatör ve Profesyonel Kurul Başkanlıklarının yanı sıra Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü. 2019-2022 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekilliği yaptı. Londra 2012 Yaz Olimpiyat Oyunları, Rio De Janeiro 2016 Yaz Olimpiyat Oyunları, Sochi 2014 Kış Olimpiyat Oyunları, PyeongChang 2018 Kış Olimpiyat Oyunları ve ülkemizin en fazla madalya sayısına ulaştığı 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları başta olmak üzere Mersin'de gerçekleştirilen 17. Akdeniz Oyunları, 2017 Samsun 23. Yaz Deafolimpik Oyunları ve Erzurum’da yapılan 2017 Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivalinde Kafile Başkanı olarak görev aldı. Geleceğin olimpiyat şampiyonlarını yetiştirmek için başlatılan son yıllarda ki sonuç odaklı en önemli proje olan Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri (TOHM)’nin kuruculuğunu yaptı. Türkiye Futbol Federasyonundaki görevleri sırasında futbolun ülke geneline yaygınlaşması adına Bölgesel Amatör Lig (BAL LİGİ)’in kurulmasını sağladı. 9 Eylül 2011 tarihinde Spor Genel Müdürü olarak atandı.

"Almanya Türklerin 2. evidir" Haber

"Almanya Türklerin 2. evidir"

Bakan Kirişci, Türk-Alman İşverenler Derneği (TDU) Yeni Yıl Resepsiyonu'na katılarak bir konuşma yaptı. Kirişci, "Küresel Gıda ve Tarım Forumu sebebiyle Berlin'i ziyaretinin, Türk Alman İşverenler Derneği'nin yeni yıl toplantısına tesadüf etmesi vesilesiyle sizlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. 2023 yılının hem Türkiye hem Almanya için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Rusya -Ukrayna savaşıyla birlikte bütün dünya bir anda gıda milliyetçiliğini konuşmaya başlamış ve gıda krizinin kapıda olduğuna karar vermiştir. Özellikle Cumhurbaşkanımızın lider diplomasisiyle birlikte Türkiye, Ukrayna ile Rusya arasında arabuluculuk rolü üstlenmiş yanına Birleşmiş Milletleri de alarak 28 Temmuz'da tahıl koridoruyla ilgili süreci başlatmıştı. 20 Ocak 2023 tarihi itibariyle koridordan 667 gemi geçmiş ve bu gemilerle 18.2 milyon ton tahıl ve gıda ürünleri ilgili ülkelere taşınmıştır. Bu tahıl ve gıda ürünlerinin yüzde 53.8'i Almanya'nın da içinde bulunduğu Avrupa ülkelerine taşınmıştır. Bu koridorla ilgili anlaşma sadece tahıl ve gıda ürünlerinde dünyanın rahatlamasını sağlamakla kalmamış, Türkiye'nin bu diplomasi başarısının, savaşın sonlandırılmasını sağlayabileceği bir yöne evrilebileceğini ortaya koymuştur" dedi. Türkiye ve Almanya'nın, kökleri uzun bir geçmişe dayanan gelişmiş ilişkileri bulunduğunun altını çizen Kirişci, "Türkiye ve Alman toplumları arasındaki beşeri bağın baş rol oynadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 60 yıldan uzun süredir bu ülkede yaşayan nüfusu 3.5 milyona ulaşan, Almanya'ya ekonomik, sosyal ve kültürel zenginlik katan Türk toplumu bugün 4. nesliyle Almanya'yı vatanları olarak görmektedir. Türk toplumunun huzur ve aidiyet duygusu içinde Almanya'daki varlığını sürdürmesi bu değerlerin katlanarak artmasının yolunu açacak ve her iki toplumun da yararına olacaktır. Yurtdışında yaşayan Türk toplumunun zihni de, gönlü de anavatana güçlü şekilde bağlı olmuştur. Bu durum bir dezavantaj değil aksine zenginliktir. Burada yaşayan Türk toplumunun evi olarak benimsediği Almanya bağlamında olumsuz bir gündem hiç bir zaman olmamıştır. Her yıl Türkiye'yi milyonlarca Alman dostumuzun ziyaret etmesi iki toplum arasındaki bağları güçlendirmektedir" dedi.

Türk hekimlerden eğitim almaya geldiler! Haber

Türk hekimlerden eğitim almaya geldiler!

Eğitime Ankara Üniversitesi Radyoloji Ana Bilimdalından Doç. Dr. Evren Üstünel, Gaziantep Şehitkamil Devlet Hastanesinden Uz. Dr. Murat Aktaş’da katıldı. Farklı ülkelerden gelen doktorlar, Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümünde, Tiroid nodüllerine ve paratiroid adenomlarına ameliyatsız tedavi olarak bilinen, “Mikrodalga ablasyon uygulama” yöntemi konularında ileri teknoloji teknikleriyle uygulamalı eğitim aldı. Misafir doktorlar, hastanenin Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Korkmaz, Dr. Öğr. Üyesi Furkan Ertürk Urfalı ve ekibinin gerçekleştirdiği Tiroid Ablasyon ve Paratiroid Ablasyon işlemlerine katıldı. Eğitimler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Mehmet Korkmaz, Mısır, Tayland ve Çin'den gelen hekimlerin üç işleme katıldıklarını ve gösterilen teknikleri gözetimleri dahilinde uygulama fırsatı bulduklarını kaydetti. Eğitimler sonunda hekimlerin uyguladıkları teknikler ile ilgili sertifika alacaklarını söyleyen Dr. Korkmaz; “Günümüze kadar bu nodüller ameliyat ile tedavi edilmekteydi, ancak bizim hastanemizde uyguladığımız ameliyatsız küçük bir iğne deliğinden girerek lokal anestezi ile hastaları aynı gün taburcu ettiğimiz, “Mikrodalga ablayon tedavisini” başarı ile uygulamaktayız. İşlem çok kısa ve pratiktir, herhangi bir ameliyat kesiği olmadan ve kanama riski çok düşük olan bir işlemdir. Kütahya İl Sağlık Müdürlüğü, Hastane Başhekimi ve Hastane Yönetiminin katkılarıyla son teknolojik cihazları kullanarak işlemlerimizi gerçekleştirmekteyiz. Teknolojik cihazların kullanılması ve bizim geliştirdiğimiz yeni tekniklerle birleştirildiğinde çok güzel sonuçlar elde ettik. Bu sonuçlar yurt dışındaki hekimlerin ilgisini çekti. Doktorlar, sadece üç ülkeden değil dünyanın her tarafından eğitim için geleceklerdir. Ayrıca buradan ekibim adına desteklerini esirgemeyen, Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vural Kavuncu’ya ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Cem Algın’a teşekkür ederim” dedi. "Aldığımız eğitim bizler için çok faydalı” Aldıkları eğitimin kendileri için faydalı olduğunu, Mısır'da kullandıkları cihazlardan farklı cihazları görme şansı yakaladıklarını söyleyen Mısır'lı Dr.Omar Sameh Heidar Elaassar, "Burada çok iyi bir altyapı var. Hastane imkanları çok iyi. Çok yüksek seviyede sağlık hizmeti sunuluyor. Eğitimlerin daha kolaylıkla gerçekleştirildiğini görüyorum. Çok mutluyum" dedi. Ülkesi Tayland'da girişimsel Radyoloji konusunda uzmanlık eğitimi alan Doktor Tanyanan Jamikorn' da Türkiye'ye ilk kez geldiğini, hastanenin koşullarının çok etkileyici düzeyde olduğunu belirtti. Dr.Angkoon Anuwong, gerçek hastalar üzerinde eğitim görmelerinin kendileri için önemli bir fırsat olduğunu dile getirdi. Misafir hekimler katıldıkları işlemlerde Dr. Korkmaz ile Dr. Urfalı'nın ve ekibinin kontrolü ile cihazlar hakkında bilgiler aldı. “Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi önde gelen hastanelerden biri” Hastane Başhekimi Dr. Öğr. Sertaş Erarslan, Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin önde gelen hastanelerden biri olduğunu belirterek,“ Ülkemizin ve bölgemizin sağlık ve eğitim merkezi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Hastanemizde üst düzey sağlık hizmetinin yanında sağlık çalışanlarına yönelik eğitim programları da düzenleniyor. Bu kez uluslararası düzeyde Mısır, Tayland ve Çin'den gelen doktorları hastanemizde ağırlamaktan dolayı mutluluk duyduk. Eğitimlerin düzenlenmesinde emeği geçen Girişimsel Radyoloji Hekimlerimiz Doç. Dr. Mehmet Korkmaz ve Dr. Öğr. Üyesi Furkan Ertürk Urfalı ile beraber ekiplerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.