Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ülke

Herkes Duysun - Ülke haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ülke haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Körfez ülkeleri kış turizmine hazır Haber

Körfez ülkeleri kış turizmine hazır

Bursa Atlas Turizm Genel Müdürü Ali Taşpınar, ülkemizin kış turizm fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını ve özellikle körfez ülkelerindeki turistlerin, ülkemizin kış aylarına duydukları ilgiyi artırabilmek için çalışmalar yaptıklarının altını çizdi. Türkiye’nin hem ekonomik olarak hem de turizm alanında körfez ülkeleriyle olan ilişkilerinin her geçen gün daha da arttığına dikkatini çeken Ali Taşpınar, “Körfez ülkelerindeki yatırımcıların ve turistlerin, tarihi, doğası ve yatırım fırsatlarıyla, ülkemizi ve Bursa’yı tercih etmeleri bizi heyecanlandırıyor. Bu enerjinin artarak devam etmesi için Kuveyt başta olmak üzere tüm körfez ülkelerindeki özellikle turizm alanındaki tanıtım ve yatırım çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz aylarda Bursa tanıtım günleri adı altında bir dizi etkinlikle, Dubai ve Kuveyt’te önemli etkinlikler düzenledik. Özellikle Bursa’nın Ortadoğu’daki turistleraçısından önemini biliyoruz” diye konuştu. “Turistler sezonu bekliyor” Yaz ve bahar aylarında olduğu kadar körfez ülkeleri turistlerinin, kış için de Bursa’yı tercih ettiklerine vurgu yapan Taşpınar, bunun en önemli sebeplerinden birinin Uludağ olduğunu hatırlattı. Kış otelleri, kayak ve Uludağ’da kar yağışının getirdiği güzelliğin turistler için cazibe noktaları olduğunu vurgulayan Taşpınar, “Turizmciler olarak biz kış turizmine hazırız. Turistler de Uludağ’da sezonun açılmasını bekliyor. Yurtdışında yaptığımız görüşmelerde birçok kafile ile kış seyahatleri için planlamamızı yaptık. Kar yağışının da başladığı Uludağ’da umuyoruz ki sezon en kısa zamanda açılır ve kış turizmi planlarımızı gerçekleştirebiliriz.” dedi. Yeni yılda turizmle birlikte başta Kuveyt olmak üzere birçok körfez ülkesinde Türk yatırımcılar olarak yeni yatırımların startını vermeye hazırlandıklarına dikkati çeken Taşpınar, ülkemize yurtdışı ilişkilerin gelişmesi anlamında da fayda sağlayacak tüm çalışmaları heyecanla sürdürdüklerini sözlerine ekledi.  

Kosova ve Sırbistan sınırındaki Türkler... Haber

Kosova ve Sırbistan sınırındaki Türkler...

  Kosova ve Sırbistan arasındaki yıllardır yaşanan kriz Kosova hükümetinin yerel Sırplara kimlik, ehliyet ve plaka zorunluluğu getirmesi ile tırmanırken, bu kararın protesto edilmesi sırasında Sırp bir polisin gözaltına alınması çatışmaların fitilini ateşlemişti. İki ülke arasında yükselen tansiyon ABD, AB ve NATO’nun itidal çağrısı sonrası alınan kararlarla yerini sakinliğe bırakırken Kosova’nın Sırbistan sınırında yer alan ve yoğunlukta Sırpların yaşadığı Mitrovica’nın kuzeyinde yaşayan Kosovalı Türkler, son birkaç aydır yaşananlardan endişeli. Bölgede yaşayan Türkler, geceyi gergin geçirdiklerini her an yeniden çatışma yaşanabileceği endişesiyle geçiriyor. Türk asıllı Mitroviçalı İlyas Luşta, dedelerinin Mitroviça’da dünyaya geldiğini ifade ederek, “Yani ne zamandan beridir buradayız bilmiyorum ama Osmanlı Dönemi’nden bu yana buradayız. Birlikte yaşamak zor değil, biz böyle birlikte yaşamaya alışığız. Tito döneminde yaşamak çok kolaydı o zaman kardeşlik birlik vardı. Yugoslavya’nın çökmesiyle bazı şeyler değişti, çok sayıda ülke kuruldu. Biz de böyle kaldık” ifadelerini kullandı. Türkiye’ye selam söyleyen Luşta, “Buradan Türkiye’ye selam söylüyorum Türk kanallarını izliyoruz, Türkiye’den ticaret yapıyoruz. En büyük ticaret Türkiye Cumhuriyeti ile oluyor” dedi. Burhan Macun ise son dönemde Mitroviça’daki Kosovalı Türklerin yaşamlarını biraz daha gergin geçirdiğini ifade ederek, “Çünkü çok sayıda Türk Mitroviça’nın kuzey bölgesinde yaşıyor. Orada yaşayanlar tedirginlik içerisinde yaşıyorlar, geceleri uyuyamıyorlar. Bir silahlı saldırı olacak diye kendilerini güvende hissetmiyorlar” dedi. Kosova hükümetinde bir bakan ve iki milletvekiliyle Kosovalı Türkleri temsil eden Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Mitroviça Şubesi Başkanı Erol Zekeriya, Kosova Savaşı’ndan önce 300’ün üzerinde Kosovalı Türkün yaşadığı Kuzey Mitroviça’nın savaş sonrası Kosova’nın kanayan yarası haline geldiğini ifade etti. Son günlerde yaşananlara değinen Zekeriya, “Mitroviça’da 1990’lı yıllarda 300’ün üzerindeydi ama bugün bu sayı 80 ile 100 arasındadır diyebiliriz. Göç edenlerin çoğu güney bölgenin yanı sıra Avrupa ile Türkiye’ye göç ettiler” ifadelerini kullandı. Göç edenlerin özel sektörde çalıştıklarını ifade eden Zekeriya, bölgede tansiyonun yükseldiği günden bugüne herkesin tedirgin olduğuna dikkat çekerek, “Tedirgin olmayan yok. O bölgede yaşayanları arayıp nasıl olduklarını sorduk. Öğrendiğimize göre, olay günlerinde evlerden çıkmadılar, durum sakinleşene kadar. Yiyecek, içecekleri önceden temin ediyorlar. Bizler alıştık artık böyle yaşamaya. Kuzeyde yaşamak sadece Türklere zor değil diğer azınlıklara da çok zor. Çünkü serbest hareket edemiyorsun ve dolayısıyla yaşamak zorlaşıyor” açıklamasını yaptı.  

"Bazı ülkeler Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür" Haber

"Bazı ülkeler Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 'Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu. Erdoğan, ''‘Gelişmiş’ diye ifade edilen ülkelerin salgın döneminde sadece kendilerini korumak adına sergiledikleri bencillikleri bugün utançla hatırlıyoruz. Aşı ve maske gibi salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan tıbbi malzemelerin nasıl bir rekabet unsuru haline dönüştürüldüğünü halen unutmadık. Hatta bu süreçte kendi halkları içindeki dezavantajlı kesimleri dahi hizmet yelpazesinin dışında tutacak kadar vicdanını yitiren ülkeler gördük" diye konuştu. 'ÇİFTE STANDARTLARI SLOGANLARLA ÖRTÜLEMEYECEK HALE GELMİŞTİR' Erdoğan, salgının da etkisiyle kültürel ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi nefret suçlarının özellikle batı toplumlarında korkunç boyutlara ulaştığını kaydederek, "Bazı medya kuruluşları ve siyasetçilerin de söylemleriyle bu nefret iklimini körüklediklerine, adeta ateşe benzin döktüklerine şahit oluyoruz. Milyonlarca Müslüman’ın temel özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, ifade hürriyeti kisvesi altında kutsallarının aşağılandığı, inançlarının bir tehdit kaynağı olarak gösterildiği vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Kimi zaman medya, kimi zaman siyasetçiler, kimi zaman da bizzat devlet tarafından ötekileştirilen bu toplum kesimleri için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ndeki kayıtlı haklarını kullanmak giderek zorlaşıyor. Hemen her gün gazetelerde, ibadethaneleri, yabancılara ait iş yerlerini, sivil toplum kuruluşlarını hedef alan bir şiddet eyleminin haberini okuyoruz. Dahası göçmenlere ve yabancılara yönelik nefret suçları ya görmezden geliniyor, ya soruşturulmuyor, ya da örtbas ediliyor. Gerek insan haysiyetini korumakla görevli uluslararası kuruluşlar, gerekse her fırsatta insan hakkı ve demokrasi dersi veren kimi ülkeler de maalesef bu hak ihlalleri karşısında derin bir suskunluk içinde. Kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyenlerin çifte standartları artık fiyakalı sloganlarla örtülemeyecek hale gelmiştir" dedi. Erdoğan, benzer bir durumun doğrudan insan hayatına kıymış, kan dökmüş, sivillere yönelik terör eylemi içinde bulunmuş teröristler için de geçerli olduğunu vurgulayarak, "En temel insan hakkı olan yaşam hakkına kasteden eli kanlı caniler siyasi sığınmacı bahanesiyle korunmakta, hiçbir hukuki tahkikata uğramadan hayatlarını özgürce sürdürebilmektedir. Üzülerek ifade etmek isterim ki; bugün NATO’da, Avrupa Konseyi’nde veya Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında beraber olduğumuz bazı ülkeler Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline dönüşmüştür" diye konuştu. 'KANSER HÜCRESİ GİBİ BÜNYEYİ SARACAKTIR' Erdoğan, bazı ülkelerde Türkiye’den kaçan terör suçlularının yargıya hesap vermesi konusunda kayda değer ve somut sonuçlar doğuran hiçbir çaba harcanmadığına işaret ederek, "Bilindiği gibi 15 Temmuz gecesi 252 vatandaşımızı katleden, Meclisimizi ve Cumhurbaşkanlığını binasını bombalayan FETÖ’nün elebaşı Amerika’daki malikanesinden örgütünü yönetmeye devam edebiliyor. Haklarında kırmızı bültenle arama kaydı olan PKK terör örgütü militanları Avrupa’nın göbeğinde, polisin himayesinde örgütün paçavraları eşliğinde protesto düzenleyip vatandaşlarımıza ve temsilciliklerimize saldırabiliyor. Kısa süre önce Fransa’nın başkenti Paris’te yaşanan hadiseler bunun en son örneğini teşkil etmiştir. Bölücü terör örgütü mensupları sadece sokakları, arabaları ve mağazalara ateşe vermekle kalmamış, saldırılarını özellikle işindeki gücündeki insanımızın canına kastetmeye kadar götürmüşlerdir. 'İyi terörist', 'kötü terörist' ayrımının yanlışlığını bir kez daha gösteren bu olayların terörle mücadelede yeni bir dönemi başlatmasını ümit ediyorum. Şimdiye kadar Türkiye’nin bölücü örgütün uzantılarına karşı sınırları içinde ve ötesinde yürüttüğü haklı mücadeleye şaşı bakanların bundan sonra hatalarının farkına varacaklarına inanıyorum. Avrupa'da yuvalanan terör yandaşlarına karşı tedbir almakta geç kaldıkları her gün tehlike daha da büyüyecek, kanser hücresi gibi bünyeyi saracaktır" dedi. 'SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞLERİ HIZLANMAKTADIR' Erdoğan, Türkiye’nin teröre karşı kararlı mücadelesinin yanında ihtiyaç sahiplerine el uzatmasıyla da örnek bir duruş sergilediğine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Çatışma bölgelerinden kaçan 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura biz kucak açtık. Kapımıza gelip ülkemize sığınan hiç kimseyi zorla geri göndermedik. Suriyeli Türkmenler kadar Kobaneli Kürtlere, Halep’teki, İdlib’deki ve Suriye’nin diğer bölgelerindeki Arap kardeşlerimize de sahip çıktık. Suriye’deki çadır kentlerde hayata tutunmaya çalışan mazlumlara yardım götürürken kimsenin inancına, kökenine bakmadık. Suriye’nin kuzeyinde güvenlik ortamı iyileştikçe ülkemizde Suriyelilerin gönüllü olarak evlerine geri dönüşleri hızlanmaktadır. Şu anda çadırlardan oradaki mültecileri kurtarmak için briket evler yapmaya başladık. Niye? Bunlar insan değil mi? İnsanca yaşamalarını sağlayalım istedik. Ve kar, kışta bu çadırlardan bu insanları kurtaralım istedik. Ve şu anda bu briket evlere onları yerleştirerek oraya tekrar geri dönüşlerini sağlayarak insani bir yaşam şeklini onlara hazırlayalım istedik. Terörden temizleyerek emniyetli hale getirdiğimiz bölgelere şimdiye kadar ülkemizden yaklaşık 550 bin sığınmacı geri dönmüştür. Rusya, Suriye ve Türkiye olarak bir süredir yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe inşallah bu sayılar daha da artacaktır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.