Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Üniversite

Herkes Duysun - Üniversite haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üniversite haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Anadolu Üniversitesi, Avrupa'nın en iyi üniversiteleri arasına girdi Haber

Anadolu Üniversitesi, Avrupa'nın en iyi üniversiteleri arasına girdi

İngiltere merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Quacquarelli Symond (QS), Avrupa'nın en iyi 500 üniversitesini açıkladı. Akademik saygınlık, fakülte başına atıf sayısı, istihdam oranı, öğrenci oranı, uluslararası öğrenci sayısı, uluslararası araştırma ağları ve bunun gibi kriterlere göre belirlenen sıralamada Türkiye’den 21 üniversite ilk 500 üniversite arasına girdi. Anadolu Üniversitesi ise 42 ülkeden binlerce üniversitenin yer aldığı sıralamada 487'nci sırada yer alarak uluslararası başarısını ve prestijini güçlendirdi. "ANADOLU ÜNİVERSİTESİ İÇİN BÜYÜK BİR GURUR KAYNAĞI" Rektör Prof. Dr. Fuat Erdal, Anadolu Üniversitesinin uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından yapılan değerlendirmelerde pek çok konu başlığında ön sıralarda yer alma başarısı göstermeye devam ettiğini belirterek bu istikrarlı yükselişe katkısı olan tüm bilim insanlarına teşekkürlerini sundu. Rektör Erdal, her sene artarak devam eden ulusal ve uluslararası başarılarının kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu dile getirerek bu başarıların Anadolu Üniversitesi'nin tüm bileşenleriyle birlikte bilim, eğitim ve topluma hizmet alanına odaklanarak yürüttüğü çalışmaların bir sonucu olduğunu ifade etti. Göreve başladıktan sonra üniversitenin eğitim ve araştırma kapasitesi artırması konusuna büyük önem gösterdiklerine dikkat çeken Rektör Erdal, “Kurumumuzdaki araştırma performansının yükseltilmesi için proje süreçlerindeki bürokrasiyi azaltarak teşvik uygulamalarımızı güçlendirdik ve bütçelerimizi uluslararası örneklere göre yeniden düzenledik. Sürdürülebilir bir başarı oluşturmak için kurumsal verilerimizi sağlıklı bir şekilde takip ediyoruz, bu alandaki farkındalığın ve pozitif rekabetin artması için çalışıyoruz” dedi.

YÖK Başkanı Özvar, Haber

YÖK Başkanı Özvar, "Yapay zeka" alanında açılacak üniversite programlarını duyurdu

Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) yapılan açıklamaya göre, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar başkanlığında, Yıldız Teknik Üniversitesi Otağ-ı Hümayun'da "Yapay Zeka, Dijitalleşme ve Büyük Veri" toplantısı düzenlendi. Özvar, toplantıda yaptığı konuşmada, yapay zeka, yapay zekanın çözümleri, dijitalleşme ve büyük veri konularında insan kaynağı yetiştirmek üzere lisans ve ön lisans seviyesinde program açılmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bu amaçla Yükseköğretim Kurulu bünyesinde "Yapay Zeka Temelli Programların Belirlenmesi Çalışma Grubu" kurulduğunu anımsatan Özvar, "Çalışma grubu, değişik ülkelerdeki üniversitelerin bölüm ve program yapılarını inceleyerek muhtemel program önerilerini kurulumuza sundu." bilgisini paylaştı. Çalışma grubunun önerilerini değerlendirdiklerini bildiren Özvar, "Yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında üniversitelerde 2'si ilk kez olmak üzere 5 lisans ve tamamı yeni 12 ön lisans programı açılmasına karar verdik." ifadesini kullandı. Özvar, program sayısının artacağını belirtti. Halihazırda farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde bulunan "Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri", "Yazılım Geliştirme" ve "Bilgi Güvenliği Teknolojisi" bölümlerinin farklı üniversitelerde de açılmasını karara bağladıklarını anlatan Özvar, bunlara ilaveten 2 yeni lisans programının açılmasına karar verdiklerini belirtti. Lisans seviyesinde açılması planlanan yeni bölümlerin "Veri Bilimi ve Analitiği" ile "Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi" olduğunu açıklayan Özvar, lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteleri ise şöyle sıraladı: "Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Trakya Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi." ÖN LİSANS PROGRAMLARI Özvar, tamamı yeni açılacak 12 ön lisans programını şöyle anlattı: "Yapay zeka operatörlüğü, büyük veri analistliği, otonom sistemler teknikerliği, dijital dönüşüm elektroniği, robotik ve yapay zeka, oyun geliştirme ve programlama, bulut bilişim operatörlüğü, imalat yürütme sistemleri, kurumsal bilişim uzmanlığı, insansız araç teknikerliği, ön-yüz yazılım geliştirme, arka-yüz yazılım geliştirme." "ÖĞRENCİLER, BAŞKA BİR ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DE DERS ALABİLECEK" Özvar, programların bir kısmında ilk kez, müfredatta yer alan ve seçilecek derslerin büyük üniversitelerin öğretim üyelerince çevrim içi ve senkron biçiminde verileceğini bildirdi. Böylelikle programların açılacağı üniversitelerin öğrencilerinin başka bir üniversite öğretim üyesinden de ders alabileceğini bildiren Özvar, şöyle konuştu: "Ayrıca sektör temsilcilerinin de katkı vereceği bu programlardan azami fayda sağlamak istiyoruz. Açılacak yeni programlarda kalite güvencesinin sağlanması en önemli gündem maddemizdir. Bilişim ve yapay zeka alanında uzman hocalarımız ile ilgili sektör temsilcilerinin katkıları yeni programlarımızın müfredatlarının niteliklerini yükseltecektir." "ORTAK MÜFREDATI BELİRLEMİŞ OLDUK" Erol Özvar, tüm bu programların hangi üniversitede açılmasına ilişkin karar verirken pek çok hususu göz önünde bulundurduklarını belirterek, önce bünyesinde bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği gibi lisans programları ile bilgisayar programcılığı, web tasarımı ve kodlama gibi ön lisans programları olan üniversiteleri belirlediklerini bildirdi. Çalışma grubu marifetiyle açılmasına karar verilen 12 ön lisans programındaki derslerin belirlendiğini ifade eden Özvar, "Böylece ortak müfredatı belirlemiş olduk. Lisans bölümlerinin zaten bir kısmı hali hazırda mevcut olduğu için bir müfredatları var. Böyle de olsa lisans bölümleri için de ortak olarak ders listesinin belirlenmesini ve ortak müfredatın takip edilmesini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı. Özvar'ın konuşmasının ardından Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu da konuyla ilgili sunum yaptı. Toplantıya, Özvar'ın yanı sıra yeni program ve bölümlerin açılacağı 20 üniversite rektörü ile Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Hüseyin Karaman da katıldı.

Mersin Üniversitesi ve Almanya'dan dev iş birliği Haber

Mersin Üniversitesi ve Almanya'dan dev iş birliği

Mersin Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) koordinasyonunda gerçekleştirilen ziyarette, Akademisyen ve iş insanlarından oluşan heyet üyeleri, çeşitli birimlerde toplantılara katıldı. Ziyarette, kurumlar arasında çeşitli iş birliği fırsatlarının geliştirilebileceğine dair fikir birliğine varılırken, bu fırsatların uluslararası iş birliği protokollerine dönüştürülmesi adına iki taraf prensip olarak anlaştı. Başta Mersin Üniversitesi ile Karlsruhe Üniversitesi genel iş birliği protokolü olmak üzere sırasıyla Mühendislik Fakültesinde oluşturulacak 'Sanayi 4.0', Ufuk Avrupa (Horizon Europe) ortak projelerin geliştirilmesi, iki tarafın TTO‘larının Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı, Teknoloji Transferi, Üniversite-Sanayi iş birliği, Erasmus akademisyen ve öğrenci değişimi, Ortak Erasmus projelerinin geliştirilmesi, Çift Diploma (double degree) konularında iş birliği protokollerinin geliştirilmesine karar verildi. Prof. Dr. Jürgen Walther, Dr. Michael Grethler, Horst Maywald, Dr. Rainer Körber, Karl-Heinz Schmidt ve IBB’den Recep Tanrıkulu'dan oluşan heyet üyeleri ilk olarak MEÜ Senato Odasında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Hakan Öztürk başkanlığında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Fatih İlker Kara, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Danışmanı Kubilay Demir, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı ve TTO Akademik Birim Sorumlusu Prof. Dr. M. Tahir Alp, Mersin TTO Koordinatörü Abdi Kurt, TTO Yürütme Kurulu üyeleriyle bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Öztürk, katılımcılara üniversiteyle ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Öztürk, akademik konuları içeren iş birliğine her zaman açık olduklarını belirtti.

Bursa'nın zemin haritası çıkarılıyor Haber

Bursa'nın zemin haritası çıkarılıyor

Bursa Teknik Üniversitesi bünyesinde yer alan Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi, “depreme dirençli kentler” oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaraların sarılması ve zemin ile yapı risk analizinin yapılması için pek çok proje üreten BTÜ’lü akademisyenler, Bursa’nın da depreme karşı direncini artırıcı çalışmalara imza atıyor. Bu çerçevede Büyükşehir Belediyesi ile beraber Bursa’nın Zemin Sıvılaşma Haritasının çıkarılması çalışmalarına, Yıldırım ve Osmangazi ilçelerinde başlandı. Ortaya çıkacak harita ile Bursa’nın sıvılaşma açısından riski ortaya konacak. Bunun yanında yine BTÜ’lü akademisyenler, Büyükşehir Belediyesi tarafından Yıldırım, Osmangazi ve Nilüfer ilçelerinde yürütülen üstyapı hızlı taramalarına çalışmalarına da teknik destek sağlıyor. Ayrıca İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyübhan Avcı tarafından geliştirilen bor katkılı zemin enjeksiyon malzemesi ile zemin sıvılaşmasının önlenmesi planlanıyor. BURSA'DA ALÜVYON ZEMİN RİSKİ Bursa’da zemin açısından sıkıntılı bölgeler bulunduğunu kaydeden Eyübhan Avcı, özellikle Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinden geçen Bursa ovasının bulunduğu alanlar ile Gemlik ve Mudanya ilçelerinin sahile bakan kısımlarının alüvyon zeminlerden oluştuğunu kaydetti. Avcı, “Bu alanlarda zemin sıvılaşması riskine sahip olduğu ve yumuşak zemin özelliği gösteren alanların bulunduğu görülüyor. Özellikle bu alanlarda, 6 ve üstü büyüklükte depremlerde hasar oluşumunun büyük olacağı düşünülüyor. 1999 öncesi yapılar, alüvyon zemine oturan ve zemin iyileştirmesi yapılmamış olan yapılarda hasar oluşma riski büyük. Yıldırım, Osmangazi, İnegöl, Mudanya ve Gemlik ilçelerinde heyelan açısından riskli alanlar bulunuyor. Muhtemel bir depremde heyelan oluşumunun tetiklenme potansiyeli de bulunuyor” dedi. Gemlik’te sıvılaşmaya karşı uygulama başlıyor Zemin sıvılaşmasının önlenmesine yönelik uluslararası patentli bor katkılı zemin enjeksiyon malzemesinin kısa sürede Kurşunlu’da uygulanmaya başlayacağını kaydeden Avcı, “Bor katkılı zemin enjeksiyon malzemesi ile zemin sıvılaşmasının önlenmesi planlanıyor. Bu çerçevede Bursa Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız protokolle Gemlik’te ilk uygulamalara başlıyoruz. Şu an Kurşunlu sahil bölgesinde arazi çalışmalarında sondajlar tamamlandı, enjeksiyon malzemesinin ve ekipmanların sahaya nakil işlemi devam ediyor. Geliştirilen malzemenin ülkemizin tamamında uygulanması hedefleniyor” diye konuştu. İlerleyen aşamalarda Bursa’nın geneli için detaylı zemin haritalarının çıkarılmasının planlandığını ifade eden Avcı, şunları kaydetti: “Çıkarılan haritalarda sıvılaşma bölgeleri, yumuşak zemin özelliği gösteren bölgeler, heyelan için riskli olan bölgeler belirlenecek. Böylelikle deprem açısından müdahale edilmesi gerekli alanlar belirlenecek ve alınabilecek önlemler değerlendirilecek. Yapılacak bu çalışma, rezerv alanların belirlenmesi ve kentsel dönüşüm açısından da oldukça önemli.” 6 Şubat depremleri sonrasında Kahramanmaraş ve İskenderun’da çalışmalar yürüten BTÜ’lü akademisyenler, Hatay’ın İskenderun ilçesinin zemin sıvılaşma haritalarını çıkardı. Yürütücülüğünü Doç. Dr. Eyübhan Avcı’nın yaptığı bu çalışma, TÜBİTAK 1002C projesi çerçevesinde desteklendi. Yıkımın en fazla yaşandığı bölgelerden olan Kahramanmaraş merkezde de detaylı zemin araştırmaları yapıldı. Bu analizler sonucunda bazı bölgelerin zemin büyütme etkisine sahip olduğu belirlendi. Yeni yapılacak inşaatlarda zemin büyütme etkisini azaltacak zemin iyileştirme çözümleri geliştirildi. BTÜ DEPREM İÇİN SAHADA BTÜ’nün deprem öncesi ve sonrası birçok proje ve çalışmaya imza attığını kaydeden BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “6 Şubat depremlerinin olduğu ilk günden itibaren saha çalışmalarımızı bölgede başlattık ve hala sürdürüyoruz. Ortaya koyduğumuz haritalarla bölgenin güvenli bir şekilde yeniden inşa edilmesine katkı veriyoruz. Deprem açısından riskli konumda olan Bursa’da da iş birliklerimiz sürüyor. Zemin sıvılaşmasına karşı geliştirdiğimiz patentli malzememizin uygulaması için Bursa Büyükşehir Belediyesi ile protokole imza attık. Üniversitemiz, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı ve Bursa Büyükşehir belediyesi ile beraber Bursa’nın depremselliği üzerine araştırmalarını yürütüyor. Akademisyenlerimiz ilgili komisyonlarda yer alarak bu konuda fark oluşturacak çalışmalara imza atıyor” dedi.

YÖK: Nisan başı itibarıyla yüz yüze eğitim başlayabilir Haber

YÖK: Nisan başı itibarıyla yüz yüze eğitim başlayabilir

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremin ardından üniversitelerin uzaktan eğitim kararına ilişkin YÖK Başkanı Erol Özvar açıklama yaptı. Bahar döneminin 20 Şubat'ta başlayacağını duyuran Özvar, üniversitelerin yüz yüze eğitim kararını nisan ayında yeniden değerlendirileceğini bildirdi. Depremlerden 13 milyonu aşkın vatandaşın doğrudan etkilendiğini dile getiren Özvar, "Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri, devletimiz ve milletimiz ile ele ele vererek, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum." diye konuştu. Gerek arama kurtarma çalışmalarında gerekse depremzede vatandaşlara yardım toplanması ve dağıtılmasında gösterdikleri gayretten dolayı bilhassa gençlerle gurur duyduklarını ifade eden Özvar, şöyle konuştu: "Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak kendilerine minnettar olduğumu belirtmek isterim. Aynı şekilde, öğretim elemanlarımıza, sağlık personelimize, arama kurtarma çalışmalarına katılan uzman personelimize de ayrıca şükranlarımı sunarım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yükseköğretim camiamızın, depremin yaralarının sarılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini bilhassa vurgulamak isterim." "YÜKSEKÖĞRETİM ÖĞÜRENCİSİNİN 376 BİN 770'İ 11 İLDE KAYITLI" Depremden doğrudan etkilenen 11 ildeki yükseköğretime ilişkin bilgi veren Özvar, Türkiye'deki açıköğretim hariç toplam 4 milyon 187 bin yükseköğretim öğrencisinin toplam 376 bin 770'inin söz konusu 11 ilde kayıtlı olduğunu bildirdi. Özvar, bölgede bulunan üniversitelerin, toplam örgün öğrencisinin yüzde 9'una ev sahipliği yaptığını belirtti. Öte yandan, 11 ilde ikametleri olup Türkiye'nin başka illerinde eğitim alan 299 bin 397 ön lisans ve lisans düzeyinde öğrencinin bulunduğunu aktaran Özvar, bu öğrencilerin yoğun olarak öğrenim gördüğü illere bakıldığında İstanbul'da 40 bin 334, Ankara'da 22 bin 303, Mersin'de 17 bin 647, İzmir'de 14 bin 764 ve Konya'da 10 bin 538 öğrencinin olduğunun görüldüğünü kaydetti. Bölgede ikametgahı olan veya bölgede eğitim alan toplam 631 bin 430 öğrencinin bulunduğunu ifade eden Özvar, özetle Türkiye'deki örgün ön lisans ve lisans öğrencilerinin toplam yüzde 17,5'inin ya bölgede ikamet ettiğini ya da eğitim aldığını söyledi. Özvar, bu öğrencilerin depremden en çok etkilenen kitle arasında yer aldığını vurguladı. Aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde depremden doğrudan etkilenen illerdeki yükseköğretim içerisinde bulunan vatandaş sayısının yüksek olduğuna işaret eden Özvar, "Öğrencilerimiz ve personelimiz arasında maalesef kayıplarımız da bulunmaktadır. Ayrıca, birinci dereceden yakınlarını kaybeden öğrencilerimiz ve personellerimiz mevcuttur. Ancak bu aşamada kayıp sayısıyla ilgili olarak bir açıklama yapmayı henüz doğru bulmuyoruz." ifadelerini kullandı. KAMPÜSLERDEKİ DURUM Özvar, depremin olduğu günden itibaren YÖK olarak tüm üniversite yönetimleriyle doğrudan temas etmek suretiyle çok yakın iletişim içine girdiklerini, bu sayede bölgedeki öğretim elemanlarının, öğrencilerin ve idari personelin durumuyla alakalı veriler toplamaya başladıklarını anlattı. Bu verilerin sürekli güncellenmesi nedeniyle rakamları tam olarak ifade edemediklerini dile getiren Özvar, bu konuda AFAD'ın resmi açıklamaları yaptığını söyledi. Erol Özvar, "Neredeyse bütün üniversitelerimiz, öğretim elemanlarından, öğrencilerinden, idari personelinden depremden etkilenmiş paydaşlarıyla doludur. Bu bakımdan depremin, kayıplar bakımından neredeyse bütün üniversitelerimizin neredeyse tamamında etkili olduğunu söyleyebiliriz." dedi. "ÇOĞU KAMPÜSÜMÜZDE YIKILAN BİNA OLMADIĞI GÖRÜLMÜŞTÜR" Kampüslerle ilgili de güncel durumu paylaşan Özvar, şöyle konuştu: "11 ilde yapılan ön incelemeler neticesinde, çoğu kampüsümüzde yıkılan bina olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, çok az sayıda ağır hasarlı binamız mevcuttur. Tüm illerde çoğu binamız kullanılabilir durumdadır ve halen afetzedelere hizmet sunmaktadır. Bu zorlu süreçte kampüslerimiz depremzedelerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol almışlardır. Ülkemizin dört bir yanındaki tıp fakülteleri olağanüstü bir performans göstermektedir. Yine tıp ve mühendislik fakültelerinden gönüllü öğretim elemanlarımızın halen bölgedeki çalışmalara katkılarını memnuniyetle izliyoruz. Üniversitelerimizin diğer fakültelerinden de bölgeye gitmek suretiyle uzmanlıklarıyla insanlarımıza hizmet eden öğretim elemanlarımız da bulunmaktadır. İlk günden itibaren üniversitelerimizdeki öğrenci kulübü, hızlı hareket ederek bölgede çalışmalar yapmışlardır. Bundan sonraki süreçte, yani iyileşme sürecinde, üniversitelerimize çok kritik roller düşmektedir." Özvar, illerin tekrar kalkınmasında üniversitelerin ve bilim insanlarının çok büyük katkıları olacağını belirterek, "Önümüzdeki süreçte, gerek depremzedelerin psikososyal rehabilitasyonu gerekse de toplumun yeniden inşasında üniversitelerimizin kendilerine düşen sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu. HİBRİT EĞİTİM SEÇENEĞİ DE DEĞERLENDİRİLECEK Özvar, YÖK tarafından Kahramanmaraş merkezli depremin ülke genelindeki etkileri, depremden etkilenen vatandaşlar ile öğrencilerin barınma durumları, sosyal koşullar ve sürdürülebilir öğretim süreçleri gibi birçok faktörün bir arada değerlendirilerek 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olacağına daha önce karar verildiğini hatırlattı. Bütün çabalarının, eğitim ve öğretim alanında normalleşmenin mümkün olan en kısa zamanda sağlanması olduğunu kaydeden Özvar, öğrencilerin eğitimlerini, nitelikten ödün vermeden, mümkün olan en etkin, verimli ve kesintisiz bir şekilde sürdürebilmelerini sağlamak için ön lisans, lisans ve lisansüstünde 2022-2023 akademik yılı bahar dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla bazı kararlar alındığını bildirdi. Bu kararları alırken gerek üniversiteler gerek sivil toplum örgütleri gerek uzman ve bilim insanları ile gerekli istişarelerde bulunduklarını dile getiren Özvar, şöyle konuştu: "Ayrıca baştan net şekilde dile getirmek gerekir ki alınan kararlar nisan ayı başı itibarıyla yeniden gözden geçirilerek şartlar elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneği de değerlendirilecektir. Bizler için önemli olan üniversitelerde normalleşme sürecinin bir an önce başlamasıdır. Nisan ayı başları gibi bu aldığımız kararları yeniden değerlendirmek suretiyle imkanların el verdiği ölçüde bu hibrit veya harmanlanmış eğitim sisteminden, yani yüz yüze eğitimi de katmak suretiyle eğitim öğretim faaliyetlerimizin devamını öngördüğümüzü ifade etmek isterim." UZAKTAN EĞİTİMLE İLGİLİ ALINAN KARARLAR Uzaktan eğitimle ilgili alınan kararlara ilişkin de Erol Özvar, şu açıklamalarda bulundu: "2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemi, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarınca alınacak kararlarla 20 Şubat 2023 tarihinden itibaren başlatılabilecek. Yükseköğretim kurumlarımız, her bir diploma programının teorik eğitimlerinde 'Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar' kapsamında (6. maddedeki yüzde 30 kısıtı dikkate alınmaksızın) ilgili programın gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak önlemleri alarak çevrim içi, eş zamanlı veya çevrim dışı, eş zamanlı olmayan uzaktan öğretim yöntemlerini kullanabilecek. Eğitimlerini, Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği uyarınca devam eden programlardaki öğrencilerimiz, bu eğitimlerini yüz yüze sürdürecek." BAZI ÜNİVERSİTELER İLE EŞLEŞTİRİLECEKLERİ ÜNİVERSİTELER Özvar, depremin etkilediği illerde bulunan bir kısım üniversitelerin, deprem dolayısıyla karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümünde akademik ve idari görevlendirme yapmak, bilişim desteği sağlamak ve ortak çalışmalar yapmak üzere 8 üniversite ile eşleştirileceğini bildirdi. Prof. Dr. Özvar'ın açıklamalarına göre, OHAL kapsamındaki illerde bulunan bazı üniversiteler ile eşleştirilecekleri üniversiteler şöyle: "a) İnönü Üniversitesi - Ankara Üniversitesi b) Malatya Turgut Özal Üniversitesi - Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi c) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi - Gazi Üniversitesi ç) Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi - Erciyes Üniversitesi d) Adıyaman Üniversitesi - Atatürk Üniversitesi e) Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi - Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi f) İskenderun Teknik Üniversitesi - Necmettin Erbakan Üniversitesi g) Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi." ÖZEL ÖĞRENCİLİK HAKKI YÖK Başkanı Özvar, afet dolayısıyla özel öğrencilik konusunda bazı kolaylıklar da getirerek mağduriyetlerin önüne geçmeyi planladıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Depremden etkilenen illerdeki üniversitelerde veya birinci derece yakınları bu illerde ikamet edip diğer illerdeki üniversitelerde kayıtlı olan öğrencilerden uygulamalı eğitime devam edecek olanlar, talep etmeleri halinde, birinci derece yakınlarının ikametgahının veya geçici ikametgahının bulunduğu illerdeki üniversitenin eşdeğer diploma programlarında özel öğrenci olarak bu eğitimlerini alabilecek; bahar dönemi sonunda başarılı oldukları uygulamalı eğitimler, eksiksiz olarak kredi yükünden düşülecek, kendilerinden ayrıca eğitim ve öğretim ücreti talep edilmeyecek. Öğrencilerimiz deprem dolayısıyla ciddi şekilde etkilenmiş bulunuyorlar. Elbette ki arzu ettiğimiz, öğrencilerimizin tamamının bahar yarıyılında eğitim öğretime iştirak etmeleridir. Ancak katılma konusunda mücbir sebeplerle iştiraki mümkün olamayan öğrencilerimiz de olabilecektir. Bu bakımdan kayıt dondurma konusunda da bazı kolaylıklar getirildi. Yükseköğretim programlarında kayıtlı olan ve talep eden öğrencilerin ilgili yükseköğretim kurumlarınca bahar döneminde kayıtlarının dondurulmasına ve bu sürenin programın azami öğrenim süresinden düşülmemesine karar verildi." ÖĞRENİM ÜCRETİ ÖDEME KOLAYLIĞI YÖK Başkanı Özvar, öğrenim ücreti konusunda vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin bir tavsiye kararlarının bulunduğuna da dikkati çekerek şunları kaydetti: "Vakıf yükseköğretim kurumlarının, depremden etkilenen illerde birinci derece yakını vefat eden veya birinci derece yakınlarının ikamet ettikleri konutları yıkılan ya da hasar gören öğrencilerinin, ödenmemiş bahar dönemi taksit ödemelerini güz dönemine kadar ertelemelerine ve eğitim-öğretim ücretleri, burs ve barınma ihtiyaçları konularında ayrıca kolaylık sağlamalarına karar verilmiştir." 2022-2023 GÜZ DÖNEMİ SINAVLARINA KATILMAYANLAR Özvar, ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarda kayıtlı öğrencilerden 6 Şubat ve sonrasında 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı güz dönemine ait final, bütünleme, mazeret, tek ders gibi sınavları ile lisansüstü programlarda yeterlik veya tez sınavı olup katılamayanlar için söz konusu sınavların ilgili yükseköğretim kurumu tarafından belirlenecek ileri bir tarihte yapılmasına karar verildiğini bildirdi. Alınan kararların başta öğrenciler olmak üzere akademisyenlere, üniversitelere ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Özvar, "2022-2023 bahar yarıyılına eğitimde uzaktan öğretim usulüyle geçiyoruz. Bununla beraber önümüzdeki günlerde nisan ayı gibi gerekli düzenlemeleri tekrar gözden geçirmek suretiyle imkanların el vermesi, elverişli hale gelmesi durumunda yüz yüze eğitim olanaklarının da değerlendirileceğini ifade ederim." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.