Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yapay Zeka

Herkes Duysun - Yapay Zeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zeka haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Önce Ekonomi’de bu hafta: Yazarlık mesleği bitiyor mu? Yapay zeka bunu da elimizden alıyor Haber

Önce Ekonomi’de bu hafta: Yazarlık mesleği bitiyor mu? Yapay zeka bunu da elimizden alıyor

Herkes Duysun TV ekranlarında Önce Ekonomi programında yapay zekanın edebiyata ve hayatımıza olan etkileri değerlendirildi. Yapay zeka teknolojileri hızla gelişirken, beraberinde getirdiği sorunlar da günden güne artıyor. Bunlardan biri de yazarlık mesleğidir. Yazarlık mesleğinin her zaman zor olduğunu ve günümüz şartlarında ekonomik açıdan giderek zorlaştığını belirten Dil Bilimci - Yazar Hakan Akdoğan, "Tek başına meslek edinilip, geçim sağlanabilecek seviyede değil. Yurt dışında eserleriniz yayınlandığında, oradaki kazançlarla içerideki kazançlarınızı dengelemeye çalışırsanız yaşanabilir bir miktar olabilir. Bugünkü duruma bakıldığında bu söylediklerimin hepsi gerçekleşse bile, Türkiye ekonomisinin geldiği noktada kolay bir iş olmuyor. Yazarlar için ek bir iş gerektiğini düşünüyorum. Ben de geçmiş hayatımda, perakendecilik sektöründe çalıştım. Yazarlığı da bunun yanında sürdürdüm. Türkiye'nin yaklaşık yüzde 90 civarı hayatını bu şekilde sürdürüyor. Aslında bir 'hobi' olarak görülüyor. Bu durum böyle ilerledikçe de Türk Edebiyatı, Dünya Edebiyatında daha az tanınır oluyor. Yurt dışındaki yazarlara bakıldığında, devlet desteğinin çok fazla olduğunu görürsünüz ancak Türkiye'de böyle bir durum söz konusu değil. Sekörü var eden yazar olmasına rağmen en az kazanan kişi de yazar oluyor." şeklinde konuştu. YAYINEVLERİ ARTIK KİTAP BASAMIYOR Yazarlık mesleğinin yanında, parasını vererek kendi kitapları çıkartanların mesleğe zarar verdiğini söyleyen Akdoğan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "O kadar çok sayıda kitap yayımlanıyor ki, bunların arasından seçim yapmaya çalışan yeni okurlar yolunu kaybedebiliyor. Belli bir noktaya gelmiş okur bu ayrımı çok iyi yapabilir ama yeni kitlenin önüne koyduklarımız çok önemli. Zaten bestseller kitaplarda yanıltmalar yapılıyor. Editöryel hizmetten geçmemiş, belli onay almamış biçimde yayımlanmış kitapların tamamı için kötü diyemeyiz. Bu işe faydalı tatafından bakmayı tercih ettiğim için iyi yazarların olduğunu da söyleyebilirim çünkü bu insanlar, okunmak için yayınevlerinde çok fazla zaman sırada bekliyorlar. Birçok yayınevi de altı aydan önce cevap veremiyor. Dönüp dolaşıp yine ekonomiye geliyoruz çünkü yayınevleri yeni yazar basma riskine girmek istemiyorlar." YAPAY ZEKA EDEBİYAT DÜNYASINDA: YAZARLARI YERİNDEN EDEBİLİR Mİ? Yapay zekanın şu anda kusursuzluk üretmeye çalıştığını ifade eden Hakan Akdoğan, "Sanat, denilen şey aslında kusurlarıyla özgünleşir. Örneğin bir şarkının coverını dinlerken, orijinalindekinden daha kusursuz olduğunu görürsünüz ancak her zaman orijinalini ararsınız. Günümüzde yapay zeka, benim eğitimlerinde çok kolaylık sağlıyor ancak roman yazarken henüz kullanmadım, deneme aşamasındayım. Bunun yanında yapay zeka, şu an kusursuz bir roman yazabilecek durumda değil. Hala çok mekanik, duygu eksikleri var. Gelecekte edebiyat alanında çok şey değişecek. Editörlük, redaktörlük vs. işleri tehdit ediyor. Yapay zeka kendini bu kadar geliştirirse, kusurlu olma kusursuzluğunu yakalayabilirse insan yazarlarından bir farklı kalmayacak. Bu durumda da yapay zeka rakiplerimiz olacak. Yazarlık mesleği hiçbir zaman bitmeyecek, form değiştirecek." dedi.

Ferhat Göçer: Yapay zekâya karşı önlem alınmalı Haber

Ferhat Göçer: Yapay zekâya karşı önlem alınmalı

Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) ve Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) birlikteliğiyle kurulan Müzik Sektöründe Eser Sahipleri Federasyonu'nun (MSF) yeni dönem başkanlığına Ferhat Göçer seçildi. Görevi devraldıktan sonra açıklamalarda bulunan başkan Ferhat Göçer, Ağustos 2023'te müzik eseri sahipleri alanında kurulan MSF'nin, kısa sürede önemli bir başarıya imza attığını belirtti. Ferhat Göçer, başkan seçilmesiyle ilgili olarak şunları söyledi; "Geçtiğimiz bir yıllık süreçte, turizm işletme belgeli konaklama tesislerinin büyük çoğunluğuyla lisans anlaşması yapmayı başardık. Bu, müzik emekçilerinin haklarını koruma konusunda önemli bir adımdı. Ayrıca müzik alanında bağlantılı haklar federasyonu olan MÜZFED ile MSF arasında yapılan ortak protokolle de lisanslama tek elden yapılmaya başlanarak, tek çatı altında toplandı.” Ferhat Göçer, yeni dönemde federasyonun hedefleri hakkında da bilgi verdi. MSF'nin öncelikli çalışma eylemlerinde telif gelirlerinin artırılması ve yapay zekâya karşı alınacak önlemler bulunuyor. Ferhat Göçer, MSF'nin diğer umuma açık mekânların lisanslanması konusunda da iş birliğini genişletmeyi amaçladığını belirtti; "Önümüzdeki dönemde bu iş birliğini sadece turizm sektöründe değil, diğer umuma açık mekanların lisanslanması için de geliştirmek en büyük hedefimiz. Bu sayede, müzik eser sahiplerinin haklarını daha etkin bir şekilde koruyacağız." Yapay zekânın faydaları olduğu kadar zararlarının da olduğunu dile getiren Ferhat Göçer, dünyada sadece müzik sektörüne 1 milyar dolar zarar verme potansiyeline sahip olduğunu ancak bunun sektörlerin birleşerek önleyebileceğini söyledi. Edebiyat ve sinema alanlarına da seslenen Göçer, bu alanlarda da müzik sektörü gibi tüm meslek birliklerinin lisanslama alanında tek çatı altında birleşmesi gerektiğini belirtti. Siyasi çekişmelerden, kişisel hırslardan ve rant heveslerinden arınmış, tamamen hak sahiplerinin faydasını hedefleyen tüm meslek birliklerinin bu adımı atmasının gerektiğini paylaşan Ferhat Göçer, tüm sektörleri birlik olmaya çağırdı. Ferhat Göçer, sözlerini; "Bu başkanlık bir hak mücadelesidir. Buradan tüm meslek gruplarına sesleniyorum, sinemacılar, oyuncular, edebiyatçılar; tüm meslek grupları olarak birleşelim. Hak mücadelemizi birlikte verelim” şeklinde tamamladı. Ferhat Göçer,  yaptığı özel açıklamalarda ise yapay zekânın hafife alınmaması gerektiğini belirterek; "Yapay zekâ, göründüğü gibi sempatik değil. İş, çok tehlikeli boyutlara gelecek. Acilen kontrol edilmesi için önlemler alınmalı. Bütün dünya yapay zekâyı telif hukukunun içine almak için yoğun bir şekilde çalışmalar yapıyor. Tek bir nota bilmeyenler yapay zekâyla şarkı üretiyor. Eğer, yapay zekâ kontrol edilmezse ilk adımda sadece müzik sektörünün % 25'i işsiz kalacak. Yapay zekânın söz yazarı, besteci ve aranjörleri etkileyeceği düşünülüyor ama öyle değil. Yorumcular da fazlasıyla etkilenecek. Daha şimdiden hiç var olmamış şarkıcılar türedi. Sözün özü, yapay zekâya karşı sektörün bir an önce birleşmesi ve acilen önlemler alınması için çalışmalar yapmak gerekiyor" dedi.

Yapay zekanın gelişimi sağlık sektörünü nasıl etkileyecek? Haber

Yapay zekanın gelişimi sağlık sektörünü nasıl etkileyecek?

Yapay zeka, son yıllarda hayatın farklı alanlarında gelişim kaydeden ve gündelik yaşamımızı etkileyen bir yenilik olarak geleceği şekillendiriyor. Sağlık sektörünün de önümüzdeki yıllarda yapay zekanın getirdiği yeniliklerden ciddi boyutta faydalanacağı tahmin ediliyor. Hastalıklara tanı konulması, ilaç önerilmesi, cerrahi müdahale ve tıbbi görüntüleme gibi çok sayıda alanda yapay zeka teknolojisinden önümüzdeki dönemde çok daha ciddi şekilde faydalanılması bekleniyor. YAPAY ZEKA KULLANIMI SAĞLIK HİZMETLERİNE NELER KAZANDIRIR? Yapay zekanın sağlık hizmetlerinde kullanılmaya başlanması ile birlikte insan kaynaklı hataların minimize edileceği tahmin edilmektedir. Sağlık çalışanlarının aşırı yoğun tempoda nadiren de olsa yapabileceği hatalar yapay zekanın devreye girmesi ile birlikte ortadan kaldırılmış olacak. Yapay zeka kullanımının bir başka artısı da acil durumlarda yapılacak müdahalenin hayat kurtarıcı bir müdahaleye dönüşmesine destek olmasıdır. Müdahale edilecek olan hastanın geçmiş rahatsızlıkları ve risk durumuna göre yapay zeka bu verileri çok hızlı bir şekilde değerlendirip en ideal öneriyi hekimin seçeneğine sunabilir. Bu saydığımız artılarında yanında yapay zekanın en büyük katkısı şüphesiz hekimlere zaman kazandıracak olmasıdır. MR, ultrason gibi verilerin yorumlanması ve analiz edilmesi yapay zeka tarafından yapılabiliyor. Bu durumda doktorlara çok ciddi boyutlarda zaman kazandırıyor. Yapay zekanın bir başka kazancıda maliyetten tasarruf etmektir. Hastalar ve doktorlar sağlık kuruluşlarına gitmek yerine yapay zeka tarafından yorumlanan sağlık verilerini yapay zeka asistanı üzerinden doktor ve hastalara iletebilir, bu konuda tavsiyede bulunabilir. Günümüzde yaygınlaşan ve gelecekte çok daha sık kullanılacağı tahmin edilen bir başka yapay zeka teknolojiside giyilebilir sağlık teknolojisi araçlarının daha sık kullanılmasıdır. Bu araçlar üzerinden kişilerin sağlık verileri detaylı bir şekilde an itibariyle takip edilebilir. Bu sayede hastalıklar gelişim aşamasındayken tespit edilip erken teşhis ve tedaviye destek olunabilir. Yapay zeka teknolojisinin önümüzdeki yıllarda henüz tedavisi bulunamamış hastalıklarda da büyük fayda sağlayacağı tahmin edilmektedir. İnsana göre çok daha fazla veriyi yoğun ve hızlı bir şekilde analiz edebilen yapay zeka destekli sistemlerin sağlık sektöründe önümüzdeki yıllarda çok daha etkin kullanılacağı tahmin edilmektedir.

YÖK Başkanı Özvar, "Yapay zeka" alanında açılacak üniversite programlarını duyurdu Haber

YÖK Başkanı Özvar, "Yapay zeka" alanında açılacak üniversite programlarını duyurdu

Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) yapılan açıklamaya göre, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar başkanlığında, Yıldız Teknik Üniversitesi Otağ-ı Hümayun'da "Yapay Zeka, Dijitalleşme ve Büyük Veri" toplantısı düzenlendi. Özvar, toplantıda yaptığı konuşmada, yapay zeka, yapay zekanın çözümleri, dijitalleşme ve büyük veri konularında insan kaynağı yetiştirmek üzere lisans ve ön lisans seviyesinde program açılmasına ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bu amaçla Yükseköğretim Kurulu bünyesinde "Yapay Zeka Temelli Programların Belirlenmesi Çalışma Grubu" kurulduğunu anımsatan Özvar, "Çalışma grubu, değişik ülkelerdeki üniversitelerin bölüm ve program yapılarını inceleyerek muhtemel program önerilerini kurulumuza sundu." bilgisini paylaştı. Çalışma grubunun önerilerini değerlendirdiklerini bildiren Özvar, "Yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında üniversitelerde 2'si ilk kez olmak üzere 5 lisans ve tamamı yeni 12 ön lisans programı açılmasına karar verdik." ifadesini kullandı. Özvar, program sayısının artacağını belirtti. Halihazırda farklı devlet ve vakıf üniversitelerinde bulunan "Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri", "Yazılım Geliştirme" ve "Bilgi Güvenliği Teknolojisi" bölümlerinin farklı üniversitelerde de açılmasını karara bağladıklarını anlatan Özvar, bunlara ilaveten 2 yeni lisans programının açılmasına karar verdiklerini belirtti. Lisans seviyesinde açılması planlanan yeni bölümlerin "Veri Bilimi ve Analitiği" ile "Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesi" olduğunu açıklayan Özvar, lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteleri ise şöyle sıraladı: "Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Gaziantep Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Kayseri Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Trakya Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi." ÖN LİSANS PROGRAMLARI Özvar, tamamı yeni açılacak 12 ön lisans programını şöyle anlattı: "Yapay zeka operatörlüğü, büyük veri analistliği, otonom sistemler teknikerliği, dijital dönüşüm elektroniği, robotik ve yapay zeka, oyun geliştirme ve programlama, bulut bilişim operatörlüğü, imalat yürütme sistemleri, kurumsal bilişim uzmanlığı, insansız araç teknikerliği, ön-yüz yazılım geliştirme, arka-yüz yazılım geliştirme." "ÖĞRENCİLER, BAŞKA BİR ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DE DERS ALABİLECEK" Özvar, programların bir kısmında ilk kez, müfredatta yer alan ve seçilecek derslerin büyük üniversitelerin öğretim üyelerince çevrim içi ve senkron biçiminde verileceğini bildirdi. Böylelikle programların açılacağı üniversitelerin öğrencilerinin başka bir üniversite öğretim üyesinden de ders alabileceğini bildiren Özvar, şöyle konuştu: "Ayrıca sektör temsilcilerinin de katkı vereceği bu programlardan azami fayda sağlamak istiyoruz. Açılacak yeni programlarda kalite güvencesinin sağlanması en önemli gündem maddemizdir. Bilişim ve yapay zeka alanında uzman hocalarımız ile ilgili sektör temsilcilerinin katkıları yeni programlarımızın müfredatlarının niteliklerini yükseltecektir." "ORTAK MÜFREDATI BELİRLEMİŞ OLDUK" Erol Özvar, tüm bu programların hangi üniversitede açılmasına ilişkin karar verirken pek çok hususu göz önünde bulundurduklarını belirterek, önce bünyesinde bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği gibi lisans programları ile bilgisayar programcılığı, web tasarımı ve kodlama gibi ön lisans programları olan üniversiteleri belirlediklerini bildirdi. Çalışma grubu marifetiyle açılmasına karar verilen 12 ön lisans programındaki derslerin belirlendiğini ifade eden Özvar, "Böylece ortak müfredatı belirlemiş olduk. Lisans bölümlerinin zaten bir kısmı hali hazırda mevcut olduğu için bir müfredatları var. Böyle de olsa lisans bölümleri için de ortak olarak ders listesinin belirlenmesini ve ortak müfredatın takip edilmesini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı. Özvar'ın konuşmasının ardından Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu da konuyla ilgili sunum yaptı. Toplantıya, Özvar'ın yanı sıra yeni program ve bölümlerin açılacağı 20 üniversite rektörü ile Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Hüseyin Karaman da katıldı.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.