Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yemek

Herkes Duysun - Yemek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yemek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Online yemek siteleri bizi tembelleştiriyor mu? Haber

Online yemek siteleri bizi tembelleştiriyor mu?

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayatımızın birçok alanında olduğu gibi, yemek kültürümüz de değişimden nasibini alıyor. Online yemek siparişi sitelerinin yaygınlaşması ve özellikle pandemi döneminde patlama yaşaması ile birlikte, yemek pişirme ve yeme alışkanlıklarımızda önemli değişimler gözlemleniyor. Bu dönüşümün en belirgin etkilerinden biri, daha fazla çeşitliliğe erişim. Online platformlar sayesinde, dünyanın her yerinden mutfaklara ve lezzetlere ulaşmak artık çok daha kolay. Eskiden sadece belli restoranlarda bulabildiğimiz egzotik yemekleri, şimdi evimizden birkaç tık ile sipariş edebiliyoruz. Bu durum, damak zevkimizi geliştirmemize ve farklı kültürleri keşfetmemize imkan tanıyor. Online yemek sitelerinin bir diğer etkisi ise zamandan tasarruf sağlaması. Yoğun iş temposu ve günlük koşuşturma içerisinde, evde yemek pişirmek için her zaman vakit bulmak kolay olmayabiliyor. Online sipariş seçeneği ise bize bu konuda büyük bir kolaylık sunuyor. Birkaç dakika içerisinde siparişimizi vererek, mesafe ve zamandan tasarruf etmiş oluyoruz. Ancak online yemek siparişi platformlarının olumsuz etkileri de yok değil. En önemli endişelerden biri, hazıra alışıyoruz. Artık evde yemek yapmak yerine daha kolay bir yöntem olduğu için, günün yorgunluğundan dolayı en kolay yolu seçerek yemeklerimizi dışarıdan söylüyoruz. Bir diğeri ise, sağlıksız beslenme. Hazır yemeklerin genellikle yüksek kalorili, yağlı ve tuzlu olması, uzun vadede sağlık problemlerine yol açabiliyor. Ayrıca, bu platformların yaygınlaşmasıyla birlikte, aile sofralarında bir araya gelme ve birlikte yemek yeme geleneğimiz de zayıflıyor. Sonuç olarak, online yemek siteleri yemek kültürümüzü hem olumlu hem de olumsuz yönde etkiliyor. Bu platformların sunduğu çeşitlilik ve kolaylıktan faydalanırken, aynı zamanda sağlıklı beslenme ve aile sofralarının değerinden de yoksun kalıyoruz.

BUSİAD Bursa'da iftar yemeğinde buluştu Haber

BUSİAD Bursa'da iftar yemeğinde buluştu

ARDA ŞARU/ ERSEL NALBANT/ HERKES DUYSUN 
 Busiad üyelerinin yoğun katılım gösterdiği toplantının konuk konuşmacısı, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış oldu. Barış, ‘Bursa’nın güncel deprem riski’ hakkında konuşma yaptı. BUSİAD’ın düzenlediği iftar yemeğine; Milletvekilleri, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, İyi Parti Bursa İl Başkanı Mehmet Hasanoğlu, Yeniden Refah Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sedat Yalçın, Zafer Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Bayram Kazancı,  İyi Parti Büyükşehir Belediye başkan adayı Selçuk Türkoğlu, AK Parti Nilüfer Belediye başkan adayı Celil Çolak, BUSİAD üyeleri ile basın mensupları katılım sağladı. YEŞİL, DİJİTAL VE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM 
 Katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Bursa Sanayici İş Adamları Derneği(BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, kentsel dönüşüm gibi sanayisel dönüşümünde titizlikle ele alınması gerektiğine dikkat çekerek, “Geçen sene yaşanan deprem nedeni ile geleneksel yemek düzenleyememiştik. O bölgede BUSİAD mutfağını hayata geçirdik ve katkı sunanlara teşekkür ediyorum. Bizim ilimizde deprem bölgesinde. Kentsel dönüşüm gibi sanayisel dönüşümünde titizlikle ele alınması gerekiyor. 3 dönüşüme öncülük yapabilmeliyiz. Yeşil, dijital ve toplumsal dönüşüm ile yaşanabilir bir kent inşa edelim. Gelin Bursamız için bir olalım. Dönüşümleri yaparken, deprem gerçeğini unutmayalım. Sanayisel dönüşümü de önemseyelim.” şeklinde konuştu. 
 Başkan Küçükkayalar, “Bu yıl 5 Aralıkta ‘Yenilikçilik ve yaratıcılık’ konusunda gerçekleştireceğimiz ödüller için süreç, 5 Mayısta başlıyor. Başvurularınızı bekliyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı. 
 Ramazanın hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Şerif hocam birazdan konuşacak. Sanayi ile alakalı dönüşüm konusuna değinecek. Saygılar sunuyorum.” dedi. 10 YILLIK DEPREM PLANI İLE HASAR AZALTILABİLİR 
 Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunun altını çizen Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, “Marmara bölgesi ve Bursa deyince tarih, turizm, nüfus var. Burada olacak bir afet tüm Marmara’yı etkileyecek. Deprem erken uyarı sisteminde amaç olası zararları engellemektir. Depremin şöyle bir doğası var, bu afetler tekrar eder. Marmara’nın bir çok bölgesinde faylar var. Türkiye deprem kuşağı üzerindedir. Birleşmiş Milletler, deprem zararlarının 10 yıllık planlarla azaltılabileceğini gösteriyor. Kırılmamış faylar, potansiyel tehlikedir.” dedi. 
 BURSA’DA DEPREMDEN KAÇIŞ YOK 
 Bursa’da bulunan yeni fay hattına değinen Barış, “Fayları bulmak demek fayların hemen deprem üreteceği demek değildir. Bu faydan numune alınamıyor. Geçmiş dönemdeki deprem sayısını inceleyemedik. Çünkü tabaka çok kalın. Bu analizi yapmadan fay çok tehlikeli demek doğru değildir. Bu hazırlıkları çocuklarınız için yapmalısınız. Bu faylar mutlaka deprem üretecek. Depremden kaçış yok ama önlem alarak hasarını azaltmak mümkündür.” şeklinde konuştu. TÜRKİYE’DEKİ 2 ERKEN UYARI SİSTEMİNİN BİRİ BURSA’DA 
 Şu an Türkiye’de 2 erken uyarı sistemi olduğunu ve bunun birinin Bursa’nın erken uyarı sistemi olduğunu kaydeden Barış, bu sistemin sinyal vermesinin asıl hedef kitlesinin sanayiciler, kamudaki yöneticiler ve belediye başkanları olduğunu söyledi. Amacın ise deprem anında elektriği kesmek olduğuna dikkat çekti. 
 DEPREM İÇİN PLANINIZ VAR MI? 
 Afete hazırlığım minik adımlarla başladığını belirten Barış, eşyaları sabitlemenin önemini vurgulayarak “Afete hazırlık, evden başlar. Siz hazır değilseniz hiç bir devlet hazır olamaz. Deprem varsa yangın var, tsunami var, çığ var. 3 gün elektrik kesilirse nasıl ayakta kalırsınız? Afetlerde ilk 3 gün yalnızsınız. Telefon çalışmayacak. Nasıl iletişim kuracaksınız? Deprem anında eşyalar savrulacak. Raflar üstten de montelenmeli, sabitlenmeli. 1999 depreminin kaybı 1,5 milyar dolar. Artçı depremler, minimum 24 ay sürer.” dedi.

Susuz kaç gün dayanılır? Haber

Susuz kaç gün dayanılır?

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki iki büyük deprem, 10 kentte binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Enkaz altında kalan vatandaşların kurtarılması için arama-kurtarma ekipleri günlerdir çalışmalarını canla başla sürdürüyor. Bazı vatandaşların saatler sonra sağ bir şekilde enkaz altından çıkarılmasıyla umutlar yeşerirken "Susuz kaç gün dayanılır? Yemek yemeden kaç gün yaşanır?" gibi sorular da gündeme geldi. SUSUZ KAÇ GÜN DAYANILIR? İNSAN KAÇ GÜN SUSUZ KALABİLİR? İnsan bedeni varlığını sürdürebilmek için düzenli olarak su içmeye ihtiyaç duymaktadır. Vücudumuzun büyük bir kısmının sudan oluştuğunu göz önüne alırsak uzun bir süre susuz kalmak ölüme ya da kalıcı hasarlara neden olmaktadır.  Genel olarak bir insanın susuz kalabileceği süre 3 gün olarak bilinmektedir. Ancak ortamın sıcaklığı ve vücudun hareket sıklığı bu sürede değişim gözlemlenmesine neden olmaktadır.  Eğer ortam sıcaklığı düşük ve hareketlilik az ise 1 haftaya kadar susuz kalınabilir. Ancak bu vakalarda ortaya çıkan başka problemler yaşama tutunamamalarına neden olmuştur. Kısacası ortalama bir insan hiç su içmeden 3 ila 4 gün yaşayabilir. SU İÇMEYİNCE NE OLUR? SUSUZLUK VÜCUTTA NELERE YOL AÇAR? Vücudumuzdaki her bir hücrenin fonksiyonunu devam ettirebilmesi için suya ihtiyacı olduğunu düşünürsek uzun süre susuzluk ölümden önce büyük hasarları beraberinde getirebilir. Susuz kalan vücut, kalan suyu korumak amacıyla organların işlevlerini kısıtlamaktadır.  Susuz kalınca vücutta meydana gelen olaylar şu şekilde açıklanabilir: 1. Böbrekler idrar torbasına daha az su gönderir ve idrar rengi koyulaşır. 2. Daha az terleme gerçekleştiği için vücut ısısında artış olur. 3. Kan daha yoğun ve ağır bir kıvama gelir. 4. Vücut ağırlığımızın %4’ü kadar su kaybettiğimiz anda "bayılma" olabilir. 5. Vücut ağırlığımızın %7'si kadar su kaybetmeye başladığımızda ise böbrek ve bağırsaklar zarar görerek organ hasarı meydana gelebilir. Susuzluk süresi artıkça beyin de bu durumdan etkilenmeye başlar ve düşünme kabiliyetinde de aksaklıklar meydana gelmeye başlar. Bu durumda beraberinde psikolojik problemleri getirmektedir. YEMEK YEMEDEN KAÇ GÜN YAŞANIR? Bir insanın yemek yemeden hayatta kalma süresi vücut ağırlığı, genetik özellikler ve sağlık sorunlarına göre değişkenlik göstermektedir. Özellikle susuzlukla da bağlantılı olan açlığa dayanma süresinde farklılık olabilir. İddialara göre ortalama bir insanın hiç yemek yemeden 45 ile 61 gün arasında hayatta kalabileceği söylenmektedir. Ancak 2 gün dahi gıda tüketmemek çok ciddi sindirim bozukluklarını beraberinde getirmektedir.

Dünya Merkez Mutfağı, deprem bölgesinde Haber

Dünya Merkez Mutfağı, deprem bölgesinde

2010’da Haiti’de meydana gelen depremde afetzedelere sıcak yemek pişirmeye başlayan ve afetin olduğu yerlere hızlıca ulaşan WCK'nın gönüllü şefleri, Türkiye’deki depremlerin ardından hızlıca bölgeye geldi. 9 Şubat’ta ilk olarak aralıksız çalışan arama-kurtarma ekiplerine gıda dağıtmaya başlayan WCK, gönüllüler ve yerli şeflerle birlikte afet bölgelerinde depremzedelere sıcak yemek sağlamaya devam ediyor. YERLİ ŞEFLERLE HER YERDELER Dünya çapında üne kavuşan ve en son Ukrayna’nın işgali sırasında Polonya sınırında 8 mutfak açan WCK, Kahramanmaraş depremleri sonrasında ilk etapta İskenderun’da yerel bir restoranla ortaklık yaparak mutfak kurdu ve diğer taraftan Şef Jose Andres ise Kahramanmaraş’ta gönüllerle birlikte ikinci mutfağı kurdu. Antakya ve Adıyaman’ın ilçeleri Gölbaşı ve Besni’de ise diğer WCK çalışanları sıcak yemek yapımını ve dağıtımını organize etti. 2 BİN KEBAP DÜRÜM DAĞITILDI Afetzedelere yemek pişirirken yerel halkın damak tadına dikkat ettiklerini vurgulayan WCK çalışanları Antakya’da 2 bin kadar kebap dürüm dağıttı. Osmaniye’ye kadar ulaşan WCK, Antakya’dan Suriye’nin depremden etkilenen kuzeybatı bölgelerine geçerek orada da yemek dağıtımını başladı. Gaziantep’in yemek kültürüyle gurur duyan bir kent olduğunu belirten Şef Jose Andres, burada da hızlı bir şekilde mutfak açarak yerel restoranlarla birlikte günde 14 bin kişilik yemek yaptıklarını belirtti. Yerli şef ve aşçılara çok teşekkür eden Şef Andres, şimdiye kadar 600 bin yemek dağıttıklarını vurguladı.    

Öğrencilere ücretsiz yemek uygulaması başlıyor Haber

Öğrencilere ücretsiz yemek uygulaması başlıyor

Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığının öğrencilerin eğitime erişimini artırmak için sosyal politikalarla öğrencileri desteklemeye devam ettiğini vurguladı. Aralık 2021'de toplanan 20. Milli Eğitim Şurası'nda "okullarda ücretsiz öğle yemeği veya beslenme desteği sağlanması" yönündeki tavsiye kararına ilişkin çalışmaları hızlandırdıklarını ve bu konudaki hazırlıkları büyük bir titizlikleri yürüttüklerini ifade eden Özer, "1980'li yıllardan beri uygulanan taşımalı eğitim ve pansiyonlarda kalan öğrencilere verilen ücretsiz yemek hizmetinin son 20 yılda kapsamı her geçen gün genişletildi. Biz de Şura kararı çerçevesinde öğrencilere ücretsiz öğle yemeği verilmesine ilişkin çalışmalarımıza hız verdik. Halihazırda eğitim öğretim yılının başında 1,5 milyon olan ücretsiz yemekten faydalanan öğrenci sayısını, önce 1,8 milyona çıkardık. Şimdi de bu sayıyı eğitim-öğretim yılının ikinci yarısından itibaren 5 milyona çıkarmak için çalışacağız. Böylece eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması konusunda somut bir adım daha atmış olacağız." diye konuştu. Öğrencilere ücretsiz yemek uygulamasının önemli bir destek uygulaması olduğuna işaret eden Özer, son bir yılda okul öncesi eğitime erişimi artırmaya odaklandıklarını ve ücretsiz yemeğe özellikle gelişimin en hızlı olduğu okul öncesi eğitimden başlayacaklarını söyledi. Bakan Özer, ücretsiz yemek programının kapsamını ikinci eğitim-öğretim döneminin başlayacağı 6 Şubat itibarıyla kademeli olarak artıracaklarını dile getirerek şöyle devam etti: "Burada ağırlığı okul öncesine vereceğiz. Ücretsiz yemek uygulamasının usul ve esaslarının yer aldığı Yemek/Beslenme Hazırlama ve Dağıtımı Kılavuzu'nu uygulanmak üzere 81 ilimize gönderdik. Bu kapsamda, resmi okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden tüm okul öncesi eğitim kurumlarındaki çocuklarımıza haftanın 5 günü, günlük bir öğün beslenme verilmesi uygulamasını 6 Şubat itibarıyla başlatıyoruz. Bu kapsamda 6 Şubat itibarıyla resmi okullara devam eden 1 milyon 450 bin öğrencimiz, bir öğün beslenme hizmetinden faydalanmaya başlayacak. Ana sınıfı bulunan birleştirilmiş sınıflı ilkokullara devam eden öğrencilerimiz de günlük beslenme hizmetinden yararlandırılacak. Yatılı bölge ortaokullarında eğitim alan ve yatılılık hizmetinden yararlanmayan gündüzlü tüm öğrencilerimize de günlük bir öğün ücretsiz beslenme desteği verilecek. Bünyesinde ana sınıfı bulunan birleştirilmiş sınıflı ilkokullardaki öğrenciler ile yatılı bölge ortaokullarında eğitim alan gündüzlü öğrencilere imkanları uygun olan okullarda 6 Şubat günü beslenme verilecek. Diğer okullarda ise hazırlıklar tamamlanarak en erken zamanda beslenme verilmesine başlanacak." Bakan Özer, uygulamanın detaylarına ilişkin şunları kaydetti: "Okul mutfağında yemek hazırlayacak anaokulları ile bünyesinde ana sınıfı bulunan okul ve kurumların mutfak ihtiyaçları için ilgili okullara gerekli bütçe tahsisini yaptık. Kendi mutfağında yemek hazırlanması mümkün olmayan okullar için beslenme hizmetinin sadece Milli Eğitim Bakanlığına bağlı meslek liseleri ve öğretmenevleri ile yemek hazırlayan diğer kamu kurumlarından satın alınarak tedarik edilmesini sağlayacağız."  Örnek menüler hazırlandı Yemek/Beslenme Hazırlama ve Dağıtımı Kılavuzu'nda, okullarda beslenme hizmeti süreçleri detaylarıyla yer aldı. Bu süreçler, "menü yönetimi", "denetim süreçleri (gıda güvenliği ve hijyen uygulamaları)", "tedarik ve depolama", "üretim (hazırlama ve pişirme)", "yemeğin / beslenmenin dağıtılması" ve "servis sonrası işlemler" olmak üzere 6 aşamadan oluşacak. Söz konusu kılavuz Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığının bu konudaki mevcut mevzuat ve çalışmaları referans alınarak oluşturuldu. Günlük enerji ve besin ögelerinin yeterli ve dengeli bir şekilde karşılanabilmesi için çocukların tüketmeleri gereken besinlerin iyi kalitede ve yeterli miktarlarda olmasına dikkat edilecek. Beslenme hizmetleri kapsamında sağlıklı beslenme ilkelerine uygun menüler planlanacak, ihtiyaç duyacakları besin içeriklerinin karşılanması, bunun yanı sıra sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandıracak eğitimlerin verilmesi de sağlanacak. Okullara diyetisyen desteği Beslenme hazırlanırken Sağlık Bakanlığının ilgili programları gereğince az tuz tüketimine dikkat edilecek. Tatlılarda hiçbir şekilde yapay tatlandırıcı kullanılmayacak. Menülerde sağlıklı beslenme için bulunması gereken besin ve besin grupları sırasıyla, süt ve ürünleri grubu, et, yumurta, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar grubu, ekmek ve tahıllar grubu, sebze ve meyveler grubu olacak. Okullara gönderilen yemeklerin okullarda oluşturulacak komisyon tarafından haftalık belirlenen menü listelerine ve gramajlarına uygun olup olmadığı kontrol edilerek alınacak. Bakanlık tarafından okul öncesi eğitim kurumları için dengeli beslenme ilkelerine uygun örnek menüler hazırlanarak illere gönderildi. Kendi menülerini yapacak okul, il ve ilçe halk sağlığı merkezlerinden diyetisyen desteği alacak.  Kahvaltı da verilebilecek, menüler web sitesinde yayımlanacak Öte yandan, Bakanlık, normal eğitim yapan okullarda öğlen yemeği seçeneği kullanılmasını öneriyor. Bu okullarda ailelerle birlikte alınacak karar doğrultusunda sabah kahvaltısı menüsü de kullanılabilecek. İkili eğitim yapan okulların sabahçı gruplarında sabah kahvaltısı menüsü veya ailelerin görüşleri alınıp okulun beslenme saati menü türüne göre düzenlenerek öğlen yemeği menüsü de kullanılabilecek. İkili eğitim yapan okulların öğlenci gruplarında ise öğlen yemeği menüleri kullanılması öneriliyor. Ailelerle alınacak karara göre sabah kahvaltısı menüleri de kullanılabilecek. Ayrıca diyetisyen desteği ile okullarda hazırlanacak olan haftalık beslenme listesi okulun web sayfasında yayınlanacak. Komisyonlar kurulacak Her il ve ilçede temel eğitim biriminden sorumlu müdür yardımcısı veya şube müdürü başkanlığında en az bir anaokulu müdürü, bir ana sınıfı olan okul müdürü ve varsa beslenme üreten okul müdüründen oluşan bir komisyon kurulacak. Komisyon tarafından periyodik aralıklarla ücretsiz bir öğün beslenme verilmesi programına ilişkin süreçler konusunda rehberlik ve denetim yapılacak. Yemek alacak öğrencilerin velilerinden izin alınacak Okullarda sürecin planlanması, hazırlanması ve uygulanması aşamasında temizlik ve hijyene dikkat edilecek. Ücretsiz beslenme desteği verilecek olan öğrencilerin velilerinden izin belgeleri alınacak. Belgede veliler, öğrencinin beslenmeye bağlı herhangi bir alerjisi veya hassasiyetinin olup olmadığını yazılı olarak beyan edecek. Yemek menülerinin belirlenmesinde özel durumu olan öğrencilerin beslenme programlarına uygun hareket edilecek. MEB, ücretsiz bir öğün beslenme verilmesi programının sağlıklı ve sorunsuz şekilde yürütülmesi için valiliklerce tüm tedbirlerin alınması istendi. Beslenme hazırlanması ve sunumunda, Yemek/Beslenme Hazırlama ve Dağıtımı Kılavuzu’nda belirtilen hususlara titizlikle uyulacak.

İstanbul'daki Atıksız Mutfak Atölyesi'nde yeni dönem Haber

İstanbul'daki Atıksız Mutfak Atölyesi'nde yeni dönem

Türkiye’de belediye bünyesinde ilk kez  İstanbul Esenler’de hayata geçirilen Atıksız Mutfak Atölyesi’nde yeni dönem başladı. İlk mezunlarını veren atölyede, 2. dönem dersleri yemek yazarı Emine Beder katılımıyla gerçekleşti. Beder, mandalina kabuklarından reçel ve kış çayı ile bayat ekmeklerden börek yaparak mutfakta hiçbir ürünün israf edilmemesine dikkat çekti. Meyve kabuklarından reçel ve kış çayı Yemek yazarı Emine Beder, “Bugün önce mandalina reçeli yaptık. Mandalinanın kabuklarının yarısı reçelin içine girdi, ayva reçeli yaptık. Ayvanın kabuklarını atmadık. Ayva ve mandalina kabuklarına başka malzemeler de ekleyerek soğuk algınlığı için güzel bir kış çayı yaptık. Sonrasında bayat ekmekle börek yaptık. Tepside dilim dilim kesilerek servis edilebilecek ve kimsenin ekmek olduğunu anlamayacağı bir börek oldu. Bir de kirli olmayan ama kullanılmış peçetelerle soframızı süslemek için bir bardak içine yerleştirdiğimiz gülümüzü yaptık” ifadelerini kullandı. Böyle bir projenin büyükşehir belediyeleri tarafından da yapılması gerektiğinin altını çizen Beder, “İnşallah bütün belediyeler bu projeyi örnek alır. Böyle bir çalışma geleneksel hale gelmelidir. Esenler Belediyesi başta olmak üzere sayın başkanı ve emek veren herkesi tebrik ediyorum. Devamının geleceğini düşünüyorum. Çok güzel bir faaliyet” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.