Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yeni Zelanda

Herkes Duysun - Yeni Zelanda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yeni Zelanda haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yeni Zelanda'da 40 binden fazla kişi, Maorilerin ayrıcalıklarını kaldıracak tasarıyı protesto etti Haber

Yeni Zelanda'da 40 binden fazla kişi, Maorilerin ayrıcalıklarını kaldıracak tasarıyı protesto etti

Radio New Zealand'ın (RNZ) haberine göre, İngiliz Kraliyeti ile Maori yerlilerinin liderleri arasında 1840'ta imzalanan Waitangi Antlaşması'nı "yeniden yorumladığı" gerekçesiyle Maorilerin tepkisini çeken "Antlaşma İlkeleri Yasası" tasarısına karşı eleştiriler artıyor. Maori halkı tarafından "Hikoi mo te Tiriti" olarak adlandırılan protesto kapsamında 40 binin üzerinde kişi parlamentonun önünde bir araya geldi. Hükümet koalisyonunun parçası ACT New Zealand Partisinin lideri David Seymour tarafından parlamentoya sunulan yasa tasarısına karşı çıkan protestocular, Seymour parlamentonun ön avlusuna çıktığı esnada "Tasarıyı geri çek" sloganı attı. Te Ao Maori News'un haberine göre, Maoiri aktivist Eru Kapa-Kingi, 9 gün önce Reinga Burnu'nda başlayan ve bugün parlamento önünde son bulan "Hikoi"nin bir tepki olmadığını belirterek, "Bu Maorilerin cevabıdır." dedi. Kapa-Kingi, protestoya katılan ve söz konusu tasarıya karşı çıkan herkesle gurur duyduğunu kaydederek, "Umarım bugün bu yürüyüşe katılan herkes, neye söz verdiğinizin farkındadır." diye konuştu. Protestonun burada bitmediğine dikkati çeken Kapa-Kingi, "Umarım hepiniz burada kendi kaderimizi şekillendirdiğimiz bir geleceğe adanmış olduğumuzu fark edersiniz." ifadesini kullandı. "ANTLAŞMA İLKELERİ YASASI" TASARISI David Seymour tarafından 7 Kasım'da parlamentoya sunulan "Antlaşma İlkeleri Yasası" tasarısı, ülkedeki Maori halkı tarafından büyük tepki topladı. İngiliz Kraliyeti ile Maori yerlilerinin liderleri arasında 1840'ta imzalanan Waitangi Antlaşması'nı "yeniden yorumladığı" ve Maorilerin ayrıcalıklarını ortadan kaldıracağı düşünülen tasarı, 10 Kasım'da Reinga Burnu'ndaki protestoyla eleştirilmeye başlandı. Tasarının birinci maddesi, hükümetin herkesin yararına olacak şekilde, hukukun üstünlüğüne, özgür ve demokratik bir toplumun sürdürülmesine uygun olarak yönetme konusunda tam yetkiye sahip olmasının yanı sıra parlamentonun da yasa oluşturma konusunda tam yetkiye sahip olmasını şart koşuyor. Diğer bir madde de Waitangi Antlaşması uyarınca yerli halkın sahip olduğu hakların tanındığı, bunlara saygı gösterildiği ve korunduğunu belirtse de bu haklar herkesin sahip olduklarından farklıysa, bunların ancak 1975 Waitangi Antlaşması Yasası gereğince tarihi bir antlaşma talebinin çözümünde kabul edilmesiyle geçerli olacağını ifade ediyor. Egemenlik, yönetim, kültürel haklar ve Kraliyet ile ilişkiler gibi konuları kapsayan Waitangi Antlaşması, 6 Şubat 1840'ta İngiliz Kraliyeti ile Maori yerlilerinin liderleri arasında imzalandı.

Bakan Fidan: Bu savaş ezenlerle ezilenlerin mücadelesi haline döndü Haber

Bakan Fidan: Bu savaş ezenlerle ezilenlerin mücadelesi haline döndü

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğindeki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Filistin'in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun işbirliği olduğunu vurgulayan Fidan, hafta sonu Riyad'a yapacağı ziyarette de İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceklerini aktardı. Başka ülkelerle de bir araya gelip Filistin devletinin tanıması konusunda neler yapılabileceği üzerine çalışmalarına devam edeceklerini belirten Fidan, "Eğer biz, Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmede başarısız olursak, bu yaşadığımız üçüncü Gazze savaşı ki en vahşi olanı... Ne son olacak. Dolayısıyla bizim kalıcı bir çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor." ifadesini kullandı. Gazze'deki mevcut vahşetin durması, insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarla müttefiklerle uluslararası toplumla çok alanda çalıştıklarının altını çizen Fidan, şunları kaydetti: "Birleşmiş Milletlerde (BM) arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar. Cenevre'de çalışıyorlar. İslam İşbirliği Teşkilatında siyasi açıdan, insani açıdan inanılmaz bir mesai ve çaba var ve sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri de ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail'in Gazze'yi işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin masumun kanına girmesi meselesi ve işgale karşı olan direniş, artık İsrail ve Filistin arasındaki bir ihtilaf savaş olmaktan çıkmış, dünyada ezenlerle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye evrilmiştir." İki ülke ilişkileri açısından verimli görüşmelerde bulunulduğunu söyleyen Fidan, bu yıl Çanakkale Kara Savaşlarının 109. yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Fidan, "Bundan tam 109 yıl önce bir grup ülke Çanakkale üzerinden ülkemizi işgal etmeye çalışmıştı ama 250 bin şehidimizin kanı pahasına bir işgale geçit vermedik. Bu vesile ile tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum" diye konuştu. Çanakkale Savaşları'nın Yeni Zelanda ve Avustralya halklarını da derinden etkilediğini belirten Fidan, savaşların, bu iki genç devletin milli kimlik anlatısının merkezinde yer aldığını kaydetti. Fidan, "Bu ortak acıdan Türkiye'nin bu iki devletle her geçen gün güçlenen dostluğu doğmuştur." ifadesini kullanarak, anma törenlerinin iki halk arasındaki bağları kuvvetlendirdiğini, dünyaya dostluk ve barış mesajı verdiğini aktardı. Dostluğun daha da gelişmesi için Yeni Zelanda makamlarıyla birlikte çalışmaya devam edileceğini söyleyen Fidan, bugün yapılan görüşmelerde, ticaret, turizm ve yatırım alanlarındaki ilişkileri güçlendirmenin önemine değinildiğini kaydetti. "GEÇEN YIL 174 MİLYON DOLAR TİCARET HACMİNE ULAŞTIK." Bakan Fidan, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere değinerek, "Geçen yıl 174 milyon dolar ticaret hacmine ulaştık ancak bunu yeterli görmüyoruz" dedi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde gösterdiği destek ve dayanışma için Yeni Zelanda'ya teşekkür eden Fidan, bunun her zaman minnetle hatırlanacağını söyledi. Fidan, AFAD ile Yeni Zelanda Afetle Mücadele Kuruluşu (NEMA) arasında işbirliği mutabakat zaptı imzalandığına işaret ederek, bu muhtıranın işbirliği ve tecrübe paylaşımını güçlendirmesini temenni ettiğini kaydetti. Yeni Zelanda'nın geniş pasifik bölgesinde önemli bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Fidan, Türkiye'nin de 2004'ten bu yana Pasifik Adaları Forumu'na diyalog ortağı olduğunu anımsattı. Mevkidaşı ile yaptığı görüşmede, güncel bölgesel ve küresel gelişmeleri de ele alma imkanı bulduğunu belirten Fidan, küresel tehdit ve sınamaların değerlendirildiğini ifade etti. Fidan, 15 Mart 2019'da Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde Müslümanlara yapılan saldırıda ölenleri rahmetle andığını belirterek, 15 Mart'ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından İslamofobiyle Mücadele Günü kabul edildiğini hatırlattı. Bakan Fidan, "Ne yazık ki 2019'dan bu yana İslam karşıtlığının Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada arttığını görüyoruz. İslam düşmanlığı ve ırkçılık çoğu zaman birbiriyle iç içe geçen bir olgu haline gelmiştir. Tüm hükümetlerin her türlü ırkçılık ve aşırıcılıkla mücadelede gereken azami özeni göstermesi şarttır" diye konuştu. "FİLİSTİNLİLERE KARŞI DEVAM EDEN ZULÜM VE KATLİAM IRKÇILIĞIN BİR SONUCU" Bakan Fidan, "Filistinlilere karşı devam eden zulüm ve katliam da ırkçılığın bir sonucudur." diyerek, uluslararası kamuoyunun Filistin meselesinin tarihsel gelişimini yeniden hatırlaması gerektiğini vurguladı. Filistin halkının en temel toplumsal ve bireysel haklarının seneler içinde ellerinden alındığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bugün de İsrail, Gazze halkına 'Yaşama hakkın dahi yok.' diyor. İsrail sadece Filistinlileri öldürmüyor, uluslararası hukuku da öldürüyor. (Binyamin) Netanyahu hükümeti Batılı ülkeleri bir seçim yapmakla baş başa bırakmıştır. Ya İsrail'e karşı kayıtsız şartsız destek verilecek ya da insanlığın bütün ortak değerleri savunulacak. Biz Filistinlilerin haklarını savunmanın tüm dünyanın görevi olduğunu düşünüyoruz" CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN IRAK ZİYARETİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 Nisan'da Bağdat ve Erbil ziyaretlerine ilişkin soruyu cevaplayan Fidan, ziyaretin, Türkiye-Irak ilişkileri açısından tarihi önemi haiz bir ziyaret olduğunu ve ziyaret öncesinde de sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirildiğini söyledi. Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak vizyonunda belli parametrelerin olduğunu, bunların başında Irak'ın yıllardır artık çatışmalarla istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil kalkınma hamleleriyle elindeki potansiyeli kullanan, siyasal istikrar ve bölge ülkeleriyle entegre bir şekilde barışçıl komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olması arzusu içerisinde olduklarını kaydetti. "CUMHURBAŞKANI'MIZIN ZİYARETİ (IRAK) ESNASINDA 26 ANLAŞMA İMZALANDI" Irak'a yapılan ziyaretin hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran, her ikisine de sistemli kurumsal kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaret olduğunu vurgulayan Fidan, şöyle devam etti: "Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve Kalkınma Yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanı'mızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar sizin de ifade ettiğiniz gibi ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerleteceğiz hem de Kalkınma Yolu gibi çok somut projelerle iki ülke arasındaki ilişkileri daha ileri bir noktaya taşıyacağız." Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Erbil ziyaretinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) destek mesajını yenilediğini belirterek, IKBY ile olan dostluk ve komşuluk ilişkilerinin önemli olduğuna işaret etti. Fidan, "Cumhurbaşkanı'mız, Erbil'le Bağdat arasındaki ilişkilerin iyi istikamette seyretmesi konusuna önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için önemli hem de bölge güvenliği için önemli" diye konuştu. "GAZZE İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR KESİNTİSİZ DEVAM EDİYOR" Gazze ile ilgili çalışmalarının kesintisiz devam ettiğini vurgulayan Fidan, hem Türkiye olarak hem uluslararası toplumla bölgesel ortaklarla yapılan çalışmalara değinerek, şunları aktardı: "Her geçen gün yeni bir diplomatik mevzi, yeni bir insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyu tarafından görülüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.