Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın vefatının üzerinden 63 yıl geçti

Türk edebiyatında iz bırakan ve çok sayıda esere imza atan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın vefatının üzerinden 63 yıl geçti.

Haber Giriş Tarihi: 22.01.2025 17:20
Haber Güncellenme Tarihi: 22.01.2025 17:22
Kaynak: AA
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın vefatının üzerinden 63 yıl geçti

Osmanlı Devleti kadılarından Hüseyin Fikri Efendi ile Nesime Bahriye Hanım'ın oğlu Tanpınar, İstanbul Şehzadebaşı'nda 23 Haziran 1901'de dünyaya geldi.

Yazar, babasının görevi nedeniyle çocukluğundan lise yıllarına kadar Ergani, Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da yaşadı, küçük yaşlardan itibaren devleti ve devletin değişik iklim ve coğrafyalarındaki insanları yakından tanıdı.

İstanbul'a 1918'de gelen ve burada yüksek öğrenim için bir yıl veterinerlik bölümünde yatılı okuyan Tanpınar, ertesi yıl İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesine kayıt oldu. Buradaki eğitimi sırasında, şair Yahya Kemal Beyatlı ile tanıştı.

YAHYA KEMAL'LE KARŞILAŞMA

Ahmet Hamdi Tanpınar hem fikri hem de edebi bağlamda kendisi üzerinde büyük etki bırakan usta şairle ilk karşılaşmasını Yahya Kemal üzerine yazdığı monografide şu sözlerle aktarmıştı:

"Yahya Kemal'i tanıdığım zaman, henüz ne yapacağını pek iyi bilmeyen, kudretleriyle ihtirasları arasındaki nispeti ölçme fırsatını bulamamış, kendi dünyasını başkalarında arayan, müspet iş olarak sadece şiiri seçmiş bir üniversite talebesiydim.

Birdenbire kapı açıldı. Orta boylu, toplu, yuvarlak çehreli, güzel, derin bakışlı bir adam içeriye girdi. Evet, hiçbir harikuladeliği yoktu. Belki çehre, vücut, hepsi bozulmak üzere olan bir muvazene ifşa ediyordu. Fakat konuşmaya başlayınca iş değişti. Pek az sonra herhangi bir dersi dinlemediğimizi, daha doğrusu bir düşüncenin solosunu seyrettiğimizi anladık. Yahya Kemal'in düşüncesi, önümüzde bir çeşit Nijinsky olmuş, 'Kurdun Ölümü'nü, daha doğrusu, arkasında bütün bir tarihten ve ıstıraplarımızdan bir fon, İstiklal Mücadelesi'nin acıklı ve şerefli raksını yapıyordu."

Yahya Kemal ile Mehmed Fuad Köprülü, Cenab Şahabettin, Ömer Ferit Kam ve Babanzade Ahmet Naim'in derslerine devam eden başarılı edebiyatçı, 1923'te Şeyhi'nin "Hüsrev ü Şirin" başlıklı mesnevisi üzerine yazdığı lisans teziyle edebiyat fakültesinden mezun oldu.

Tanpınar, 1923'te Erzurum, 1926'da Konya, 1927'de Ankara, 1932'de İstanbul Kadıköy liselerinde, 1930'da ise Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde öğretmenlik görevini üstlendi.

Şiir dışında çeviriler de yapan Tanpınar, 1929'da Ernst Theodor Amadeus Hoffmann'ın "Kremon Kemanı" ile Anatole France'ın "Kaz Ayaklı Kraliçe Kebapçısı" adlı kitaplarını Türkçeye kazandırdı.

İLK ROMANI MAHUR BESTE OLDU

Ahmet Hamdi Tanpınar, Güzel Sanatlar Akademisinde Ahmed Haşim'in 1933'te vefatıyla boşalan estetik mitoloji dersleri vermeye başladı. Tanzimat'ın 100. yılı münasebetiyle 1939'da edebiyat fakültesinde kurulan "XIX. Asır Türk Edebiyatı" kürsüsüne profesör olarak atandı.

Tanzimattan sonraki Türk edebiyatının tarihini yazmakla görevlendirilen yazar, İslam Ansiklopedisi'ne de maddeler yazdı.

Tanpınar, 1942'de CHP Kahramanmaraş Milletvekili olarak Meclis'e girdi.

İlk kez 1944'te tefrika halinde yayınlanan "Mahur Beste" adlı eseri 1975'te basılan yazar, romanı Lale Devri'nin ünlü hanende ve bestekarı Eyyübi Ebubekir Ağa'ya ithaf etti.

Usta edebiyatçının baş yapıtları arasında yer alan ve 1948'de tefrika halinde yayımlanan "Huzur" romanı, 1949'da kitap haline getirilerek okuyucuyla buluştu.

Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği de yapan Tanpınar, 1949'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yeniden görev yapmaya başladı.

Usta edebiyatçının, Türk insanının Doğu ile Batı arasında bocalamasını irdeleyen "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" eseri 1961'de yayımlandı.

"Mahur Beste" ve "Huzur" eserleriyle üçleme oluşturan, Anadolu'da süren Kurtuluş Savaşı ve İstanbul'daki aydınlarla birlikte halkın değişik kesimlerinden insanların farklılaşan hayatları ve bu mücadeleye dahil oluşlarını işleyen "Sahnenin Dışındakiler" kitabı ise 1950'de tefrika edilip, vefatından sonra 1973'te basıldı.

"ŞARK" VE "GARB" ARASINDA BİR MÜTEFEKKİR

Şair ve yazar Tanpınar, hayatı boyunca edebi eserlerinin halk nezdinde değer görmediğinden yakınsa da vefatının ardından romanları, denemeleri ve hikayeleri büyük ilgi gördü.

Fikir dünyası yenilikçilik ve Batıcılık etrafında şekillenen yazar, 1932'de İstanbul'a döndükten sonra Yahya Kemal'in çevresinin etkisinde kalarak Batılılaşma adı altında geleneğin hiçe sayılmasına yönelik eleştirileriyle öne çıktı.

Ahmet Hamdi Tanpınar bu döneme ilişkin notlarını Yaşar Nabi Nayır'a gönderdiği bir mektubunda şu sözlerle dile getirmişti:

"1932'ye kadar cezri bir Garpçı idim. Şark'ı tamamıyla reddediyordum. 1932'den sonra kendime göre tefsir ettiğim bir Şark'ta yaşadım. Asıl yaşama iklimimizin böylesi bir terkip olacağına inanıyordum. Beş Şehir ve Huzur bu terkibin araştırmalarıdır. Yazacağım öbür eserlerin de çekirdeği budur."

Usta yazarın yenilik ve gelenek çatışmasına dair fikirleri eserlerinde de yankı bulurken en meşhur romanı "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", Türk insanının Doğu ile Batı arasındaki bocalamasını ele aldı.

Türk edebiyatında roman ve hikayeleriyle öne çıkmasına rağmen, şair kimliğiyle tanınmak isteyen Tanpınar, 100'e yakın şiirinden 37'sini derlediği "Şiirler" adlı kitabını 1961'de yayımladı.

Geçirdiği kalp krizi nedeniyle 23 Ocak 1962'de İstanbul'da vefat eden Tanpınar, Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı'nda Yahya Kemal’in kabrinin yanı başına defnedildi.

"ÇÖZÜLMEMİŞ BİR YUMAK GİBİ DURAN HAYATIMIZ"

Roman ve hikayelerinde en önemli temalarından biri zaman olan Tanpınar, edebiyat camiasında "zamanın peşinden giden yazar" olarak anıldı. Tanpınar'ın mezar taşına "Ne İçindeyim Zamanın" şiirinin ilk iki mısrası, "Ne içindeyim zamanın/Ne de büsbütün dışında" sözleri yazıldı.

Eserlerinde, hayatı boyunca tanıklık ettiği dönemleri de değerlendiren yazar, "Mahur Beste" romanında II. Abdülhamid dönemini, "Sahnenin Dışındakiler" romanında II. Meşrutiyet dönemi ve milli mücadele yıllarını, "Aydaki Kadın" romanında ise Demokrat Parti yıllarındaki toplumsal değişimleri eleştirdi.

Tanpınar, eserlerinde ele aldığı konulara dair temel fikirlerini, "Bizim için asıl miras, ne mazide ne de Garp'tadır, önümüzde çözülmemiş bir yumak gibi duran hayatımızdadır." sözleriyle ifade etmişti.

Eserleri:

Tanpınar "Mahur Beste", "Huzur", "Sahnenin Dışındakiler", "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", "Ay'daki Kadın" romanlarını, "Abdullah Efendi'nin Rüyaları" ve "Yaz Yağmuru" adlı öyküleri kaleme aldı. Ayrıca "Beş Şehir" ve "Yaşadığım Gibi" adlı deneme eserleriyle "Tevfik Fikret", "Namık Kemal", "Edebiyat Üzerine Makaleler", "Yahya Kemal" ve "19. Asır Türk Edebiyat Tarihi" adlı inceleme ve araştırma kitaplarını okuyucuyla buluşturdu.

Kaynak: AA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.