Birnokta dergisi "Süregelen Birnokta" konferansında ele alındı

Şair Süleyman Çelik'in moderatörlüğündeki etkinlikte konuşan Birnokta dergisi Genel Yayın Danışmanı Mürsel Sönmez, Anadolu topraklarının 1000 seneden beri "Dar'ül İslam" toprağı olduğunu söyledi.

Bir ülkede yapılacak sanat ve edebiyata dair çalışmaların, o toprakların asıl sahipleri tarafından yapılacağının altını çizen Sönmez, "Biz, aşağılık duygusuna kapılmaksızın bu ülkenin yerlileri ve inanma yetkinliğine haiz bireyleri olarak var olmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki edebiyat ve sanat dünyası, dini kavramları kullanmaktan pek haz etmiyor. Biz bu durumun karşısında yer almaya çalışıyoruz. Kendi değerlerimize, yerli ve milli hassasiyete yaslanarak var olmaya ve dergi çıkartmaya çalışıyoruz." dedi.

"BİRNOKTA, EDEBİYAT KARİYERİZMİNE BİAT ETMEMEYİ ÖNEMSER"

Sönmez, derginin Türkiye'nin ruhuna uygun bir muhteva üretmeye çalıştığını vurgulayarak, "Birnokta, Sebilürreşad'dan Mavera'ya uzanan çizgiyi takip eden bir dergidir. Dergimiz, bu dergilerin bir devamı olmaya gayret gösteriyor. Birnokta olarak savunduğumuz temel tezlerden biri, bu ülkenin yerli insanlarının, özgüven duygusuna sahip olmaları gerektiğidir. Biz dergimizi, bu ruh halinin bir yansıması ve ürünü olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Derginin, Nuri Pakdil'in "Yüzde yüz sanat, yüzde yüz edebiyat, yüzde yüz ideoloji" formülasyonunu şiar edindiğine dikkati çeken Sönmez, şunları kaydetti:

"Birnokta, edebiyat kariyerizmine biat etmemeyi önemseyen bir dergidir. Küresel zorbalığın karşısında direnen insanlar olmaya, toplumun kurtuluşu için yazmaya çalışıyoruz. Geride bıraktığımız 25 yıl ve 276 sayı boyunca, topluca bir türkü söylemeye çalıştık. Kelimelerle aramızın hoş olması gerektiğine inanarak Birnokta'yı çıkartmaya çalıştık. Kemmiyet çağında keyfiyeti önemsememiz gerektiğini düşünüyorum. Birnokta, geleceği kuracak olanlara bir besin sağlayabiliyorsa bundan kendini bahtiyar hissedecek bir dergidir."

"BİZLER, BİRNOKTA'NIN ÇOCUKLARIYIZ"

İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şefik Memiş de derginin içinde bulunan herkese, hayatı ve yazmayı öğrettiğini belirterek, birçok yazar için okul işlevi gördüğünü dile getirdi.

Derginin bugüne kadar 500 yazara ev sahipliği yaptığına işaret eden Memiş, "Cemil Meriç, 'Hepimiz Ahmet Mithat'ın çocuklarıyız.' der. Bunun gibi bizler de Birnokta'nın çocuklarıyız. Birnokta bize hissetmeyi, fikir sahibi olmayı, yolda düzgün durmayı öğretti. Onun odağında, yaptığını aşkla yapmak vardır. Birnokta, göksel ve şiirsel olanı eş zamanlı bulmayı herkese aşılamaya çalışmıştır." ifadelerini kullandı.

Memiş, derginin en büyük sermayesinin samimiyet olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birnokta olarak, geride bıraktığımız 20 yılda farklı konuları ele almaya çalıştık. Bunları yaparken ele aldığımız konularla samimi bir bağ kurmaya çalıştık. Afrika üzerine bir dosya yaparken de 15 Temmuz'u ele alırken de hep bu hassasiyetle meseleye yaklaştık. Fethi Gemuhluoğlu, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç sayıları yaptık. Bu dosyalar, dergimizin beslendiği yerleri göstermesi bakımından önemliydi." değerlendirmesinde bulundu.

Şair Resul Tamgüç ise derginin "Gül bahçesinde bulunan gül kokar" ifadesinin bir temsili olduğunu belirterek, "Geriye dönüp baktığımda, burada olmamın bir örgü içinde geliştiğini görüyorum. Nurettin Durman ve Mürsel Sönmez'le tanıştıktan sonra onlardan büyük destek gördüm. Onların esas aldıkları temel, kişisel tekamüldü. Edebiyat ise bunun bir aracı ve suretiydi. Bir dönem derginin yayın yönetmenliğini yürütmeye çalıştım. Burada Mürsel Sönmez ve Süleyman Çelik özel sayılarını yaptım. Bunlar benim bir anlamda tez savunmamdır." diye konuştu.

Yoğun bir katılımın olduğu etkinlik, soru cevapların ardından sona erdi.