"Dua taneleri"nin genç ustası tespihçiliği yaşatmaya çalışıyor
"Dua taneleri"nin genç ustası tespihçiliği yaşatmaya çalışıyor
Çanakkale'de yaşayan tespih ustası Furkan Odabaşı, "dua taneleri"ni sabır ve maneviyat ile işliyor.
Haber Giriş Tarihi: 21.11.2024 12:00
Haber Güncellenme Tarihi: 21.11.2024 12:03
Kaynak:
AA
Aslen Ordulu olan, İstanbul'da doğup büyüyen 28 yaşındaki Odabaşı, Kapalıçarşı'da ticaretle uğraşan babasının dükkanına küçük yaşlarda gittiğinde tespihçilikle tanıştı. Komşu dükkanlarda atölyesi bulunan ustalardan etkilenen Odabaşı, ilk tespihini zeytin çekirdeklerinden yaptı.
Büyüdükçe tespih sanatına ilgisi artan Odabaşı, Çanakkale'ye taşındıktan sonra uzun zamandır uğraştığı antika alışverişine yoğunlaştı, ustalara yaptırdığı tespihleri mezatlarda sattı.
Aynalı Çarşı'da atölyesi bulunan tespih sanatçısı Samet Uzuner'le yolları kesişen Odabaşı, tespih yapımının inceliklerini ondan öğrendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı olan Odabaşı, kurduğu atölyede mesleğini sürdürüyor.
Neyzen de olan tespih ustası Odabaşı, tespih, plak ve neylerin de yer aldığı atölyesini sokak kedisi "Pırtık" ve kanarya "Yavuz" ile paylaşıyor, misafirlerini ağırlıyor.
"BENİ ESKİ BİR TERZİ GİBİ DE DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ"
Sanatının inceliklerini anlatan Furkan Odabaşı, tespihin birçok anlamı bünyesinde barındırdığına inandığını söyledi.
"Tespih, en derininde Allahutaala'yı anmak için bir araçtır, aynı zamanda bir aksesuardır. İşin içine koleksiyon girdiğinde yatırım aracına dönüşüyor. Bir ustanın gözünden bakarsak gözünün nurudur." diyen Odabaşı, ustasının tespihlere "ruhundan parçalar üflediğini" dile getirdi.
Ustası için tespihin, evlatları gibi olduğunu kaydeden Odabaşı, "Beslediğim kanaryam nasılsa, tespihin her tanesi de öyle. Hatıralar biriktirdiğim, 33 boncuğu olan bir aksesuar. Benim özel anlarıma eşlik eden yarenim, dostum, arkadaşım, sırdaşım. Birçok şey, tek bir şey değil." ifadesini kullandı.
Odabaşı, geleneksel el sanatlarından olan tespihin klasik versiyonuyla ilgilendiğini, Osmanlı'dan bugüne gelen sanatı klasik üslupla geleceğe taşımaya çalıştığını belirtti.
Sipariş üzerine çalıştığını dile getiren Odabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birisi benden bir tespih istiyor. Ben ona çeşitli materyaller sunuyorum ya da kendisi bana materyalini gönderiyor. Kişi ile tanıştıktan sonra onun ölçülerini keşfediyorum. Beni eski bir terzi gibi de düşünebilirsiniz. Eskiden terziye gittiğinizde sizinle tanışır, ölçülerinizi alır, bir kumaş seçtirir, onun üzerine bir kıyafet tasarlar. Ben de aslında günümüzde onu yaşatmaya devam ediyorum. Tespih, çok kişisel bir eşya ve aynı insanlar gibi biricik. Bir keresinde baba, oğul, torun için ayrı ayrı tespih yaptım. Ailenin mirası taşıması ve devam ettirmesi bende özel bir iz bıraktı."
Odabaşı, tespih yapımında kullandığı ham maddelerin kaliteli ve nadir olduğunu anlattı.
Bunların ağaç türlerinden fosillere, kabuklardan diş gruplarına kadar çok geniş yelpazeden oluştuğuna değinen Odabaşı, nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerden elde edilen ham maddeleri işlemediğini söyledi.
Tespih yapımının minimum 3 gün sürdüğünü, materyale göre sürenin değiştiğini anlatan Odabaşı, tespih sanatını merak eden herkese yardımcı olmaya çalıştığını ve çırak yetiştirdiğini ifade etti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Dua taneleri"nin genç ustası tespihçiliği yaşatmaya çalışıyor
Çanakkale'de yaşayan tespih ustası Furkan Odabaşı, "dua taneleri"ni sabır ve maneviyat ile işliyor.
Aslen Ordulu olan, İstanbul'da doğup büyüyen 28 yaşındaki Odabaşı, Kapalıçarşı'da ticaretle uğraşan babasının dükkanına küçük yaşlarda gittiğinde tespihçilikle tanıştı. Komşu dükkanlarda atölyesi bulunan ustalardan etkilenen Odabaşı, ilk tespihini zeytin çekirdeklerinden yaptı.
Büyüdükçe tespih sanatına ilgisi artan Odabaşı, Çanakkale'ye taşındıktan sonra uzun zamandır uğraştığı antika alışverişine yoğunlaştı, ustalara yaptırdığı tespihleri mezatlarda sattı.
Aynalı Çarşı'da atölyesi bulunan tespih sanatçısı Samet Uzuner'le yolları kesişen Odabaşı, tespih yapımının inceliklerini ondan öğrendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatçısı olan Odabaşı, kurduğu atölyede mesleğini sürdürüyor.
Neyzen de olan tespih ustası Odabaşı, tespih, plak ve neylerin de yer aldığı atölyesini sokak kedisi "Pırtık" ve kanarya "Yavuz" ile paylaşıyor, misafirlerini ağırlıyor.
"BENİ ESKİ BİR TERZİ GİBİ DE DÜŞÜNEBİLİRSİNİZ"
Sanatının inceliklerini anlatan Furkan Odabaşı, tespihin birçok anlamı bünyesinde barındırdığına inandığını söyledi.
"Tespih, en derininde Allahutaala'yı anmak için bir araçtır, aynı zamanda bir aksesuardır. İşin içine koleksiyon girdiğinde yatırım aracına dönüşüyor. Bir ustanın gözünden bakarsak gözünün nurudur." diyen Odabaşı, ustasının tespihlere "ruhundan parçalar üflediğini" dile getirdi.
Ustası için tespihin, evlatları gibi olduğunu kaydeden Odabaşı, "Beslediğim kanaryam nasılsa, tespihin her tanesi de öyle. Hatıralar biriktirdiğim, 33 boncuğu olan bir aksesuar. Benim özel anlarıma eşlik eden yarenim, dostum, arkadaşım, sırdaşım. Birçok şey, tek bir şey değil." ifadesini kullandı.
Odabaşı, geleneksel el sanatlarından olan tespihin klasik versiyonuyla ilgilendiğini, Osmanlı'dan bugüne gelen sanatı klasik üslupla geleceğe taşımaya çalıştığını belirtti.
Sipariş üzerine çalıştığını dile getiren Odabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birisi benden bir tespih istiyor. Ben ona çeşitli materyaller sunuyorum ya da kendisi bana materyalini gönderiyor. Kişi ile tanıştıktan sonra onun ölçülerini keşfediyorum. Beni eski bir terzi gibi de düşünebilirsiniz. Eskiden terziye gittiğinizde sizinle tanışır, ölçülerinizi alır, bir kumaş seçtirir, onun üzerine bir kıyafet tasarlar. Ben de aslında günümüzde onu yaşatmaya devam ediyorum. Tespih, çok kişisel bir eşya ve aynı insanlar gibi biricik. Bir keresinde baba, oğul, torun için ayrı ayrı tespih yaptım. Ailenin mirası taşıması ve devam ettirmesi bende özel bir iz bıraktı."
Odabaşı, tespih yapımında kullandığı ham maddelerin kaliteli ve nadir olduğunu anlattı.
Bunların ağaç türlerinden fosillere, kabuklardan diş gruplarına kadar çok geniş yelpazeden oluştuğuna değinen Odabaşı, nesli tükenme tehlikesi altında olan türlerden elde edilen ham maddeleri işlemediğini söyledi.
Tespih yapımının minimum 3 gün sürdüğünü, materyale göre sürenin değiştiğini anlatan Odabaşı, tespih sanatını merak eden herkese yardımcı olmaya çalıştığını ve çırak yetiştirdiğini ifade etti.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Aşı hakkında yanlış bilinen gerçekler
Ülkelere göre boşanma oranları
Sigara içmeyen bireylerde akciğer kanseri riski altında
Aktaş Şelalesi, sonbahar renklerine büründü
Türkiye'de yetişen tropikal meyveler
Dünyanın 100 marka şehri belli oldu! Türkiye’den 3 şehir listeye damgasını vurdu!
Kahve düşkünleri dikkat! "Filtresi kağıtsa zehirler"
Enerjinizi düşüren 9 besin
İnsanlık tarihinin kara lekesi 'Ahıska Sürgünü'nün 80. yılı
Sinema salonlarında bu hafta 6 film vizyona girecek
Dünyanın "en uzun ve en kısa kadını" ilk kez bir arada
Kadıköy sahili dev dalgalara teslim oldu
Yoğun trafikten kaçmak isteyen İETT otobüs şoförü kural tanımadı
Apartmana giren hırsızlar pahalı ayakkabıya rastlayınca böyle sevindi
Antalya'da seyir halindeki kuruyemiş yüklü kamyon alev aldı