Taşkent, tarihi cami ve medreseleriyle öne çıkıyor
Taşkent, tarihi cami ve medreseleriyle öne çıkıyor
Orta Asya'nın en büyük şehri Taşkent, tarihi cami ve medreseleriyle seyyahların en çok ziyaret ettiği yerlerden bir tanesi olarak öne çıkıyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.01.2025 13:28
Haber Güncellenme Tarihi: 14.01.2025 13:30
Kaynak:
AA
2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından kuruluşunun 2200. yılı kutlanan, İpek Yolu’nun en önemli duraklarından Taşkent, modern binalarının yanı sıra Orta Çağ döneminden kalma tarihi cami ve medreseleriyle de dikkati çekiyor.
Birçoğu 20. yüzyılın başında Orta Asya'yı işgal eden Rus Çarlığı döneminde büyük zarar gören tarihi yapılar, şehrin köklü geçmişini yansıtıyor.
Taşkent'in özellikle eski mahallelerinde, Orta Çağ'dan kalma Tilla Şeyh, Hazreti İmam ve Süzük Ata camileri, Muyi Mübarek, Kokaldaş, Barak Han ve Abulkasım medreseleri ve Şeyh Havandi Tohur ve Yunushan türbeleri gibi yapılar, yerli ve yabancı seyyahların en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor.
SEYYAHLARIN UĞRAK YERLERİNDEN BİRİ HAZRETİ İMAM KÜLLİYESİ
Orta Asya mimarisinin nadir örneklerinden Hazreti İmam Külliyesi, birçok tarihi yapıyı bir araya getirmesiyle dikkati çekiyor ve Taşkent'e gelen seyyahların en çok ziyaret ettiği yerlerden biri durumunda.
Eski adı Şaş olan Taşkent'te 10. yüzyılda yaşayan din alimi Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi'nin "Hazreti İmam" lakabını taşıyan külliye, başkentin en önemli tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor.
Bünyesinde Keffal Şaşi'nin türbesi, Barakhan ve Muyi Mübarek medreseleri, Tilla Şeyh ve Hazreti İmam camilerini barındıran külliyenin ortasında, aynı anda binlerce kişinin bayram namazını kıldığı geniş bir alan yer alıyor.
Külliyenin arkasında, Kaffal eş-Şaşi'nin mezarının bulunduğu türbe, 1541'de mimar Gulam Hüseyin tarafından inşa edilmiş olup külliyenin en eski yapılarından biri olmasıyla önem taşıyor.
BARAKHAN MEDRESESİ, ESKİ SOVYETLER DÖNEMİNDE DEPO OLARAK KULLANILDI
Külliyenin en eski yapılarından biri olan 16. yüzyıldan kalma Barakhan Medresesi, Orta Çağ'a özgü yapısı, mimarisi ve desenleriyle Semerkand'ın tarihi medrese ve camilerini andırıyor.
Toplam 34 oda, mescit, ders salonu ve geniş iç avludan oluşan medrese, iki köşesindeki mavi kubbeleri ve girişteki büyük kapısı ile Orta Çağ'dan kalma Semerkant ve Buhara'daki medrese ve camileri anımsatıyor.
Giriş kapısındaki yarı kubbe, Orta Asya Türk mimarisine özgü özellik taşırken kapının kenarlarına ve üzerine işlenen mavi desenli motifler ile Kur'an-ı Kerim ayetleri, medresenin bölgedeki diğer tarihi yapılara benzer izler taşıdığını gösteriyor.
Geçen yüzyılın başına kadar medrese olarak kullanılan yapı, eski Sovyetler Birliği döneminde işçi yurdu ve depo olarak işlev gördü. Ardından, Özbekistan Müslümanları Dini İdaresinin ilk binası olarak hizmet verdi.
13. yüzyılda Çağatay Hanlığı'na hükmeden Barakhan'ın türbesi de adını verdiği medresenin içinde yer alıyor. Bugün medresedeki odalar, hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar olarak kullanılmaktadır.
Külliyede, 1856-1857 yıllarında inşa edilen Muyi Mübarek (Sakal-ı Şerif) Medresesi de bulunuyor. Geçmişte, Hz. Muhammed'in Sakal-ı Şerifi'nin muhafaza edilmesi nedeniyle buranın bu ismi aldığı biliniyor.
Bugün müze olarak kullanılan medrese, "Osman Mushafı" olarak bilinen ve üzerine Hazreti Osman'ın kanının aktığı ceylan derisine yazılı Kur'an-ı Kerim'in muhafaza edilmesi nedeniyle İslam alemi için büyük öneme sahip.
Bu Kur'an-ı Kerim'in, Timur Devleti'nin kurucusu Emir Timur tarafından 14. yüzyılda Bağdat'tan Semerkand'a getirildiği tahmin ediliyor. Rusların Orta Asya'yı ele geçirmesinin ardından 1869'da St. Petersburg'a götürülen Kur'an, 1923'te geri getirilerek önce Semerkand'a, sonra da Özbekistan Müslümanları Dini İdaresinin müzesi olan Muyi Mübarek Medresesi'nde muhafaza edilmeye başlandı.
Külliyede ayrıca, 19. yüzyılın sonunda inşa edilen Tilla Şeyh Camisi ve Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından 2007'de yaptırılan Hazreti İmam Camisi de bulunuyor.
KOKALDAŞ MEDRESESİ
Taşkent'teki en görkemli tarihi eserlerden biri olarak öne çıkan medrese, başkentin eski şehir kısmında, Çarşu Meydanı'ndaki yüksek bir tepenin üzerinde yer alıyor.
1551-1575 yıllarında Şeybaniler Sultanı Dervişhan'ın Kokaldaş lakaplı veziri tarafından yaptırıldığı biliniyor. Medresenin girişinde solda cami, sağda kubbeli derslikler bulunuyor, ortada ise odalarla çevrili geniş bir iç avlu yer alıyor.
Eskiden 3 katlı olan medresenin, bugün sadece 2 katı mevcut. Avlu, etrafındaki 38 oda ve camiyi birleştiriyor. Geçmişte eğitim kurumu olarak hizmet veren medrese, bugün tarihi bir yapı olarak öne çıksa da aynı zamanda İslami eğitim verilen bir yüksekokul olarak faaliyetini sürdürüyor.
ABULKASIM MEDRESESİ
Taşkent’in merkezinde yer alan Abulkasım Medresesi, bölgenin yakın tarihinde inşa edilen en yeni medreselerden biri olarak öne çıkıyor.
Dini ulema Abulkasım tarafından 1850 yılında tek katlı olarak inşa edilen medrese, 1864 yılında iki katlı olarak yeniden yapıldı.
Orta Asya mimarisine uygun olarak büyük bir girişe sahip olan medrese, iki yanında kubbeli minarelerle dikkati çekiyor.
İçeride geniş bir iç avlu bulunuyor; avlunun ortasında sarnıç yer alırken etrafında 60 kadar ders salonu ve yatak odası bulunuyor. Medresenin sol bitişiğinde ise cami ve hamam yer alıyor.
1900’lü yılların başına kadar eğitim kurumu olarak kullanılan medrese, Sovyetler Birliği'nin bölgeyi ele geçirmesinin ardından, 1919'da diğer dini eğitim kuruluşlarıyla birlikte faaliyetine son verdi.
Sovyet döneminde bir süre kukla fabrikası atölyesi olarak kullanılan medrese, büyük bir tahribata uğrayarak tanınmayacak hale gelmiştir.
1980'lerin başında onarılan yapı, Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından yeniden restore edilmiştir. 1990'larda ise eski görünümüne kavuştu.
Bugün geleneksel el sanatları ustalarının atölye olarak kullandığı medrese binası, Orta Asya mimarisinin örneklerini barındırması nedeniyle seyyahların uğrak yerleri arasında yer alıyor.
Devlet muhafazasına alınan Taşkent'teki bu tarihi cami ve medreseler, her gün çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Taşkent, tarihi cami ve medreseleriyle öne çıkıyor
Orta Asya'nın en büyük şehri Taşkent, tarihi cami ve medreseleriyle seyyahların en çok ziyaret ettiği yerlerden bir tanesi olarak öne çıkıyor.
2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından kuruluşunun 2200. yılı kutlanan, İpek Yolu’nun en önemli duraklarından Taşkent, modern binalarının yanı sıra Orta Çağ döneminden kalma tarihi cami ve medreseleriyle de dikkati çekiyor.
Birçoğu 20. yüzyılın başında Orta Asya'yı işgal eden Rus Çarlığı döneminde büyük zarar gören tarihi yapılar, şehrin köklü geçmişini yansıtıyor.
Taşkent'in özellikle eski mahallelerinde, Orta Çağ'dan kalma Tilla Şeyh, Hazreti İmam ve Süzük Ata camileri, Muyi Mübarek, Kokaldaş, Barak Han ve Abulkasım medreseleri ve Şeyh Havandi Tohur ve Yunushan türbeleri gibi yapılar, yerli ve yabancı seyyahların en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yer alıyor.
SEYYAHLARIN UĞRAK YERLERİNDEN BİRİ HAZRETİ İMAM KÜLLİYESİ
Orta Asya mimarisinin nadir örneklerinden Hazreti İmam Külliyesi, birçok tarihi yapıyı bir araya getirmesiyle dikkati çekiyor ve Taşkent'e gelen seyyahların en çok ziyaret ettiği yerlerden biri durumunda.
Eski adı Şaş olan Taşkent'te 10. yüzyılda yaşayan din alimi Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi'nin "Hazreti İmam" lakabını taşıyan külliye, başkentin en önemli tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor.
Bünyesinde Keffal Şaşi'nin türbesi, Barakhan ve Muyi Mübarek medreseleri, Tilla Şeyh ve Hazreti İmam camilerini barındıran külliyenin ortasında, aynı anda binlerce kişinin bayram namazını kıldığı geniş bir alan yer alıyor.
Külliyenin arkasında, Kaffal eş-Şaşi'nin mezarının bulunduğu türbe, 1541'de mimar Gulam Hüseyin tarafından inşa edilmiş olup külliyenin en eski yapılarından biri olmasıyla önem taşıyor.
BARAKHAN MEDRESESİ, ESKİ SOVYETLER DÖNEMİNDE DEPO OLARAK KULLANILDI
Külliyenin en eski yapılarından biri olan 16. yüzyıldan kalma Barakhan Medresesi, Orta Çağ'a özgü yapısı, mimarisi ve desenleriyle Semerkand'ın tarihi medrese ve camilerini andırıyor.
Toplam 34 oda, mescit, ders salonu ve geniş iç avludan oluşan medrese, iki köşesindeki mavi kubbeleri ve girişteki büyük kapısı ile Orta Çağ'dan kalma Semerkant ve Buhara'daki medrese ve camileri anımsatıyor.
Giriş kapısındaki yarı kubbe, Orta Asya Türk mimarisine özgü özellik taşırken kapının kenarlarına ve üzerine işlenen mavi desenli motifler ile Kur'an-ı Kerim ayetleri, medresenin bölgedeki diğer tarihi yapılara benzer izler taşıdığını gösteriyor.
Geçen yüzyılın başına kadar medrese olarak kullanılan yapı, eski Sovyetler Birliği döneminde işçi yurdu ve depo olarak işlev gördü. Ardından, Özbekistan Müslümanları Dini İdaresinin ilk binası olarak hizmet verdi.
13. yüzyılda Çağatay Hanlığı'na hükmeden Barakhan'ın türbesi de adını verdiği medresenin içinde yer alıyor. Bugün medresedeki odalar, hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar olarak kullanılmaktadır.
MUYİ MÜBAREK MEDRESESİ'NDE, "OSMAN MUSHAFI" ADLI KUR'AN-I KERİM MUHAFAZA EDİLİYOR
Külliyede, 1856-1857 yıllarında inşa edilen Muyi Mübarek (Sakal-ı Şerif) Medresesi de bulunuyor. Geçmişte, Hz. Muhammed'in Sakal-ı Şerifi'nin muhafaza edilmesi nedeniyle buranın bu ismi aldığı biliniyor.
Bugün müze olarak kullanılan medrese, "Osman Mushafı" olarak bilinen ve üzerine Hazreti Osman'ın kanının aktığı ceylan derisine yazılı Kur'an-ı Kerim'in muhafaza edilmesi nedeniyle İslam alemi için büyük öneme sahip.
Bu Kur'an-ı Kerim'in, Timur Devleti'nin kurucusu Emir Timur tarafından 14. yüzyılda Bağdat'tan Semerkand'a getirildiği tahmin ediliyor. Rusların Orta Asya'yı ele geçirmesinin ardından 1869'da St. Petersburg'a götürülen Kur'an, 1923'te geri getirilerek önce Semerkand'a, sonra da Özbekistan Müslümanları Dini İdaresinin müzesi olan Muyi Mübarek Medresesi'nde muhafaza edilmeye başlandı.
Külliyede ayrıca, 19. yüzyılın sonunda inşa edilen Tilla Şeyh Camisi ve Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından 2007'de yaptırılan Hazreti İmam Camisi de bulunuyor.
KOKALDAŞ MEDRESESİ
Taşkent'teki en görkemli tarihi eserlerden biri olarak öne çıkan medrese, başkentin eski şehir kısmında, Çarşu Meydanı'ndaki yüksek bir tepenin üzerinde yer alıyor.
1551-1575 yıllarında Şeybaniler Sultanı Dervişhan'ın Kokaldaş lakaplı veziri tarafından yaptırıldığı biliniyor. Medresenin girişinde solda cami, sağda kubbeli derslikler bulunuyor, ortada ise odalarla çevrili geniş bir iç avlu yer alıyor.
Eskiden 3 katlı olan medresenin, bugün sadece 2 katı mevcut. Avlu, etrafındaki 38 oda ve camiyi birleştiriyor. Geçmişte eğitim kurumu olarak hizmet veren medrese, bugün tarihi bir yapı olarak öne çıksa da aynı zamanda İslami eğitim verilen bir yüksekokul olarak faaliyetini sürdürüyor.
ABULKASIM MEDRESESİ
Taşkent’in merkezinde yer alan Abulkasım Medresesi, bölgenin yakın tarihinde inşa edilen en yeni medreselerden biri olarak öne çıkıyor.
Dini ulema Abulkasım tarafından 1850 yılında tek katlı olarak inşa edilen medrese, 1864 yılında iki katlı olarak yeniden yapıldı.
Orta Asya mimarisine uygun olarak büyük bir girişe sahip olan medrese, iki yanında kubbeli minarelerle dikkati çekiyor.
İçeride geniş bir iç avlu bulunuyor; avlunun ortasında sarnıç yer alırken etrafında 60 kadar ders salonu ve yatak odası bulunuyor. Medresenin sol bitişiğinde ise cami ve hamam yer alıyor.
1900’lü yılların başına kadar eğitim kurumu olarak kullanılan medrese, Sovyetler Birliği'nin bölgeyi ele geçirmesinin ardından, 1919'da diğer dini eğitim kuruluşlarıyla birlikte faaliyetine son verdi.
Sovyet döneminde bir süre kukla fabrikası atölyesi olarak kullanılan medrese, büyük bir tahribata uğrayarak tanınmayacak hale gelmiştir.
1980'lerin başında onarılan yapı, Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından yeniden restore edilmiştir. 1990'larda ise eski görünümüne kavuştu.
Bugün geleneksel el sanatları ustalarının atölye olarak kullandığı medrese binası, Orta Asya mimarisinin örneklerini barındırması nedeniyle seyyahların uğrak yerleri arasında yer alıyor.
Devlet muhafazasına alınan Taşkent'teki bu tarihi cami ve medreseler, her gün çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
İsviçre hakkında 20 farklı bilgi
Gökyüzünün en etkileyici anları!
Sinema salonlarında bu hafta 6 film izleyiciyle buluşacak
Beyin sağlığına zarar veren 7 alışkanlık
Çocuğunuz sürekli üşüyorsa bunlara dikkat edin!
Şahterm gösterişli bir gece ile 2025'e 'merhaba' dedi
Çocukların beslenme çantasında olması gereken 10 besin
Dünya kuruyor: İşte 2024'ün kuraklık karnesi
Dünyanın en değerli kedi cinsleri
Kızıldeniz'deki renkli su altı dünyası görüntülendi
Baykar, ilk uydusunu uzaya fırlattı
TFF, Süper Lig'de 19. haftanın VAR kayıtlarını açıkladı
Bakan Bak, Türkiye-Slovenya KEK Toplantısı ve İş Forumu'nda konuştu
Suriyelilerin Hatay'daki sınır kapılarından ülkelerine dönüşü sürüyor
THY, İstanbul-Bingazi seferlerine 10 yıl aradan sonra yeniden başladı