Dr. Ayla Ünver Alçay, Türkiye’nin gıda ihracatında önemli bir tehdit oluşturan aflatoksin sorununa dikkat çekerek özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’den ithal edilen kuru incir ve fındık gibi ürünlerde yüksek düzeyde aflatoksin tespit ederek iade ettiğini belirtti.
Haber Giriş Tarihi: 03.01.2025 10:57
Haber Güncellenme Tarihi: 03.01.2025 11:00
Kaynak:
İHA
Dr. Alçay, Avrupa Birliği'nin Gıda Güvenliği Uyarı Sistemi’nden (RASFF) alınan verilere göre, sadece Kasım ve Aralık 2024 aylarında Türkiye’den gönderilen gıda ürünlerine yönelik 69 mikotoksin uyarısı yapıldığını ifade etti. Alçay, bu uyarıların büyük bir kısmının kuru incirlerde yoğunlaştığını, ancak kabuklu fıstık, yer fıstığı, siyah ayçiçeği çekirdeği ve mısır gibi ürünlerin de sıklıkla bu listeye dahil olduğunu belirtti. "AB ülkeleri bu konuda son derece hassas. Her bir iade, ülkemizin gıda ürünlerine olan güveni azaltıyor" diye ekledi.
AFLATOKSİN NEDİR?
Aflatoksinin ne olduğunu açıklayan Dr. Alçay, bunun Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus adı verilen küf mantarları tarafından üretilen bir toksin olduğunu belirtti. Özellikle sıcak ve nemli iklimlerde yetişen tarım ürünlerinde bu toksinin yaygın olarak görüldüğünü söyledi. "Aflatoksin B1, doğal olarak oluşan en güçlü kanserojenlerden biridir ve uzun süre maruz kalındığında karaciğer kanseri başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE NEDEN RİSK ALTINDA?
Türkiye’nin iklim şartlarının aflatoksin oluşumunu tetiklediğini ifade eden Dr. Alçay, bu riskin özellikle hasat sonrası uygulamalardaki eksikliklerden kaynaklandığını belirtti. "Uygun olmayan kurutma ve depolama şartları, nem ve sıcaklık kontrolünün yetersizliği aflatoksin oluşumunu hızlandırıyor. Bu durum, hem sağlık açısından risk oluşturuyor hem de ekonomik kayıplara yol açıyor" dedi. Türkiye’nin fındık ve kuru incir gibi stratejik tarım ürünlerinde yüksek ihracat potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Ünver Alçay, "Bu ürünlerin küresel pazarlarda tercih edilmesi, yalnızca kalitesine değil, güvenilirliğine de bağlıdır" ifadelerini kullandı.
MİKOTOKSİNLER VE TEHLİKELERİ
Dr. Alçay, aflatoksin dışında farklı mikotoksinlerin de sağlık için tehdit oluşturduğunu belirtti. "Aflatoksin sorunu tek başına bir tehdit değil. Diğer mikotoksinler de ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor" dedi. Mikotoksinlerin etkilerini şöyle sıraladı:
“Okratoksin A: Böbrek fonksiyonlarını bozabilir ve kansere neden olabilir. Fumonisinler: Sinir sistemi ve karaciğer üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir.
Zearalenon: Hormonal bozukluklara yol açabilir. Patulin: Özellikle meyve sularında bulunur ve karaciğer ile böbrek hasarına neden olabilir.”
"Bu toksinlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri hafife alınamaz" diyen Dr. Alçay, mikotoksinlerin tarım ürünlerinde oluşturduğu risklere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Dr. Alçay, aflatoksinle mücadelede bilimsel ve teknolojik yöntemlerin önemine dikkat çekti. "Gıda güvenliği, yalnızca ürün yetiştirme sürecinde değil, aynı zamanda hasat sonrası ve depolama süreçlerinde de sağlanmalıdır" dedi. Eğitim ve denetim çalışmalarının artırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Alçay, şu önerilerde bulundu:
“İyi Tarım Uygulamaları: Çiftçilere, nem ve sıcaklık kontrolü gibi kritik konularda bilgi verilmesi. Gelişmiş Analiz Yöntemleri: Aflatoksin tespiti için hızlı ve doğru analiz yöntemlerinin yaygınlaştırılması. Doğal Antifungal Maddeler: Küf oluşumunu engelleyen biyoteknolojik çözümlerin devreye alınması. Modern Depolama Sistemleri: Uygun depolama şartlarının sağlanması için yatırımlar yapılması.”
"Bu tür önlemler yalnızca ihracat pazarımızı korumak için değil, aynı zamanda halkımızın sağlığını güvence altına almak için de gereklidir" diyen Dr. Alçay, aflatoksinle mücadelenin tüm paydaşların iş birliğiyle yapılması gerektiğini ifade etti.
Dr. Alçay, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamak için acil önlemler alması gerektiğini belirterek "Aflatoksin sorunu, sadece sağlık değil aynı zamanda ekonomik bir krizdir. Halkımızın sağlığını korumak ve ihracat pazarımızı güvence altına almak için devlet kurumları, çiftçiler ve özel sektör el ele vermelidir" dedi. Ayrıca, tüketicilere de seslenerek "Satın aldığınız ürünlerin güvenilirliğine dikkat edin ve mümkünse analiz raporlarını kontrol edin" şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Aflatoksin riski kansere yol açıyor
Dr. Ayla Ünver Alçay, Türkiye’nin gıda ihracatında önemli bir tehdit oluşturan aflatoksin sorununa dikkat çekerek özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’den ithal edilen kuru incir ve fındık gibi ürünlerde yüksek düzeyde aflatoksin tespit ederek iade ettiğini belirtti.
Dr. Alçay, Avrupa Birliği'nin Gıda Güvenliği Uyarı Sistemi’nden (RASFF) alınan verilere göre, sadece Kasım ve Aralık 2024 aylarında Türkiye’den gönderilen gıda ürünlerine yönelik 69 mikotoksin uyarısı yapıldığını ifade etti. Alçay, bu uyarıların büyük bir kısmının kuru incirlerde yoğunlaştığını, ancak kabuklu fıstık, yer fıstığı, siyah ayçiçeği çekirdeği ve mısır gibi ürünlerin de sıklıkla bu listeye dahil olduğunu belirtti. "AB ülkeleri bu konuda son derece hassas. Her bir iade, ülkemizin gıda ürünlerine olan güveni azaltıyor" diye ekledi.
AFLATOKSİN NEDİR?
Aflatoksinin ne olduğunu açıklayan Dr. Alçay, bunun Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus adı verilen küf mantarları tarafından üretilen bir toksin olduğunu belirtti. Özellikle sıcak ve nemli iklimlerde yetişen tarım ürünlerinde bu toksinin yaygın olarak görüldüğünü söyledi. "Aflatoksin B1, doğal olarak oluşan en güçlü kanserojenlerden biridir ve uzun süre maruz kalındığında karaciğer kanseri başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE NEDEN RİSK ALTINDA?
Türkiye’nin iklim şartlarının aflatoksin oluşumunu tetiklediğini ifade eden Dr. Alçay, bu riskin özellikle hasat sonrası uygulamalardaki eksikliklerden kaynaklandığını belirtti. "Uygun olmayan kurutma ve depolama şartları, nem ve sıcaklık kontrolünün yetersizliği aflatoksin oluşumunu hızlandırıyor. Bu durum, hem sağlık açısından risk oluşturuyor hem de ekonomik kayıplara yol açıyor" dedi. Türkiye’nin fındık ve kuru incir gibi stratejik tarım ürünlerinde yüksek ihracat potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Ünver Alçay, "Bu ürünlerin küresel pazarlarda tercih edilmesi, yalnızca kalitesine değil, güvenilirliğine de bağlıdır" ifadelerini kullandı.
MİKOTOKSİNLER VE TEHLİKELERİ
Dr. Alçay, aflatoksin dışında farklı mikotoksinlerin de sağlık için tehdit oluşturduğunu belirtti. "Aflatoksin sorunu tek başına bir tehdit değil. Diğer mikotoksinler de ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor" dedi. Mikotoksinlerin etkilerini şöyle sıraladı:
“Okratoksin A: Böbrek fonksiyonlarını bozabilir ve kansere neden olabilir.
Fumonisinler: Sinir sistemi ve karaciğer üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir.
Zearalenon: Hormonal bozukluklara yol açabilir.
Patulin: Özellikle meyve sularında bulunur ve karaciğer ile böbrek hasarına neden olabilir.”
"Bu toksinlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri hafife alınamaz" diyen Dr. Alçay, mikotoksinlerin tarım ürünlerinde oluşturduğu risklere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ
Dr. Alçay, aflatoksinle mücadelede bilimsel ve teknolojik yöntemlerin önemine dikkat çekti. "Gıda güvenliği, yalnızca ürün yetiştirme sürecinde değil, aynı zamanda hasat sonrası ve depolama süreçlerinde de sağlanmalıdır" dedi. Eğitim ve denetim çalışmalarının artırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Alçay, şu önerilerde bulundu:
“İyi Tarım Uygulamaları: Çiftçilere, nem ve sıcaklık kontrolü gibi kritik konularda bilgi verilmesi.
Gelişmiş Analiz Yöntemleri: Aflatoksin tespiti için hızlı ve doğru analiz yöntemlerinin yaygınlaştırılması.
Doğal Antifungal Maddeler: Küf oluşumunu engelleyen biyoteknolojik çözümlerin devreye alınması.
Modern Depolama Sistemleri: Uygun depolama şartlarının sağlanması için yatırımlar yapılması.”
"Bu tür önlemler yalnızca ihracat pazarımızı korumak için değil, aynı zamanda halkımızın sağlığını güvence altına almak için de gereklidir" diyen Dr. Alçay, aflatoksinle mücadelenin tüm paydaşların iş birliğiyle yapılması gerektiğini ifade etti.
Dr. Alçay, Türkiye’nin gıda güvenliğini sağlamak için acil önlemler alması gerektiğini belirterek "Aflatoksin sorunu, sadece sağlık değil aynı zamanda ekonomik bir krizdir. Halkımızın sağlığını korumak ve ihracat pazarımızı güvence altına almak için devlet kurumları, çiftçiler ve özel sektör el ele vermelidir" dedi. Ayrıca, tüketicilere de seslenerek "Satın aldığınız ürünlerin güvenilirliğine dikkat edin ve mümkünse analiz raporlarını kontrol edin" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
2024'ün adli dosyaları
Elektronik aletler sağlıksız uykuya neden oluyor
Dünya'da en çok sigara tüketen ülkeler!
Beşiktaş'ın en golcü isimleri işte şöyle
Bu gece paraya para demeyecek o isimler!
Çocuklarda geçmeyen öksürük ciddi sorunlara neden olabilir
Yeni yıla girmeden önce bunları mutlaka yapın!
2024'ün en popüler yemekleri
2025'te Türkiye'yi neler bekliyor?
Çocuklarda başarıyı artıran 6 besin
Batman Belediyesi şoförlerinin dinlenme kabinini yakan 4 zanlı yakalandı
Berlin’de İsrail'in Gazze'ye saldırıları protesto edildi
Ferdi Tayfur, yüksek hızlı trende de unutulmadı
Aydın'da uyuşturucu operasyonu
Özgür Özel, Kars'ta ziyaretler gerçekleştirdi