Gençlerin nöbet geçirmesine rağmen epilepsiyi kabullenmemesi sorun oluşturuyor
Gençlerin nöbet geçirmesine rağmen epilepsiyi kabullenmemesi sorun oluşturuyor
Prof. Dr. İbrahim Öztura, epilepsinin toplumda "damgalanmış" hastalık gibi yanlış bir algısı olduğuna dikkati çekerek bu ön yargının tedaviyi geciktirdiğini, hastanın ileride daha ölümcül nöbet geçirmesine yol açabildiğini belirtti.
Haber Giriş Tarihi: 04.12.2024 11:58
Haber Güncellenme Tarihi: 04.12.2024 11:59
Kaynak:
AA
Türk Nöroloji Derneği'nin başkan yardımcısı da olan, epilepsi ve uyku bozuklukları üzerine çalışmalar yürüten Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı P Prof. Dr. Öztura, sağlık kongresi için geldiği Antalya'da yaptığı açıklamada, epilepsinin tedavi edilebilir hastalık olduğunu söyledi.
Nöbet önleyici ilaçların olduğunu belirten Öztura, "Bir ilaçla uygun dozda hastaların yarısını tedavi edebiliyoruz. Diğer yarısında ikinci, üçüncü, çok mecbur kalırsak dördüncü ilaçla yaklaşık yüzde 75'lik kesimi tedavi edebiliyoruz ancak yüzde 20-30 civarında tedavi edemediğimiz epilepsi hastamız var. Bunları dirençli epilepsi kabul ediyoruz." dedi.
Öztura, özellikle doğumsal ya da sonradan olan hasara bağlı oluşan epilepsi ya da ilaca dirençli hastaları belli merkezlerde cerrahi yöntemlerle tedavi edebildiklerini kaydetti.
Epilepsinin her yaş grubunda ancak ağırlıklı olarak çocukluk çağında ve yaşlılıkta daha yüksek oranda görüldüğünü dile getiren Öztura, "40'ın üzerinde epilepsi nöbeti var. Hastanın yere düşmesi, gözlerinin yukarı dönmesi, elinin ayağının kasılması, dilini ısırması, idrar kaçırması dediğimiz ana nöbetler var. Hastanın boş bakması, ağzında bir yemek varmış, bir şey yutkunuyormuş gibi ağzını yalama, şapırdatma hareketlerinin olması, ani irkilme reaksiyonu gösteren epilepsi nöbetleri de var." diye konuştu.
Öztura, tedavi edilmeyen epilepsinin büyük nöbetlerin artmasına neden olduğu uyarısında bulunarak gece uykuda ortaya çıkan nöbetlerde ölüm riskinin arttığını vurguladı.
"DÜZENSİZ UYKU EPİLEPSİYİ TETİKLİYOR"
Bazı nöbetlerde hastanın bir karış suda bile boğulabildiğini belirten Öztura, şöyle devam etti:
"Hastanın yanında kimsenin olmadığı koşullarda geçirdiği nöbetlerde ölüm riski yüksek çünkü epileptik nöbet başladığında bilinç kapanıyor, nöbet biterken hastanın nefes alıp kendine gelmesi gerekiyor. O esnada boğulma ve ölüm riski oluyor. İlk nöbetten sonra epilepsi teşhisi konulmasına rağmen özellikle gençler ve ailesi, 'bir sefer nöbet geçirdim, sınav vardı, o gün uykusuzdum, çok kahve içmiştim' gibi bahanelerle kabullenmiyor, ilacı reddediyor. Bu hastalar, ileride ölüme neden olabilen büyük nöbet geçiriyor. Bu durumlarda aileyi de ikna etmek gerekiyor."
Öztura, düzensiz uykunun epilepsiyi tetiklediğini belirterek, özellikle gençlerin uyku düzenini çok bozduğunu, bunun da hastalık riskini ve nöbetleri artırdığını söyledi.
Düzenli uykunun epilepsi hastalığından korunmada oldukça önemli olduğunu ifade eden Öztura, "Epilepsi toplumumuzda 'damgalanmış' hastalık kategorisinde gibi görünüyor. Bu da hastaların ve ailenin hekime ulaşmasını, tedavi almasını biraz geciktirebiliyor. Epilepsi tedavi edilebilir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değil. Genetik yükü yüzde 10'un altında. Epilepsi hastaları da diğer bireyler gibi çalışıp, üreten normal bireylerden farklı değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gençlerin nöbet geçirmesine rağmen epilepsiyi kabullenmemesi sorun oluşturuyor
Prof. Dr. İbrahim Öztura, epilepsinin toplumda "damgalanmış" hastalık gibi yanlış bir algısı olduğuna dikkati çekerek bu ön yargının tedaviyi geciktirdiğini, hastanın ileride daha ölümcül nöbet geçirmesine yol açabildiğini belirtti.
Türk Nöroloji Derneği'nin başkan yardımcısı da olan, epilepsi ve uyku bozuklukları üzerine çalışmalar yürüten Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı P Prof. Dr. Öztura, sağlık kongresi için geldiği Antalya'da yaptığı açıklamada, epilepsinin tedavi edilebilir hastalık olduğunu söyledi.
Nöbet önleyici ilaçların olduğunu belirten Öztura, "Bir ilaçla uygun dozda hastaların yarısını tedavi edebiliyoruz. Diğer yarısında ikinci, üçüncü, çok mecbur kalırsak dördüncü ilaçla yaklaşık yüzde 75'lik kesimi tedavi edebiliyoruz ancak yüzde 20-30 civarında tedavi edemediğimiz epilepsi hastamız var. Bunları dirençli epilepsi kabul ediyoruz." dedi.
Öztura, özellikle doğumsal ya da sonradan olan hasara bağlı oluşan epilepsi ya da ilaca dirençli hastaları belli merkezlerde cerrahi yöntemlerle tedavi edebildiklerini kaydetti.
Epilepsinin her yaş grubunda ancak ağırlıklı olarak çocukluk çağında ve yaşlılıkta daha yüksek oranda görüldüğünü dile getiren Öztura, "40'ın üzerinde epilepsi nöbeti var. Hastanın yere düşmesi, gözlerinin yukarı dönmesi, elinin ayağının kasılması, dilini ısırması, idrar kaçırması dediğimiz ana nöbetler var. Hastanın boş bakması, ağzında bir yemek varmış, bir şey yutkunuyormuş gibi ağzını yalama, şapırdatma hareketlerinin olması, ani irkilme reaksiyonu gösteren epilepsi nöbetleri de var." diye konuştu.
Öztura, tedavi edilmeyen epilepsinin büyük nöbetlerin artmasına neden olduğu uyarısında bulunarak gece uykuda ortaya çıkan nöbetlerde ölüm riskinin arttığını vurguladı.
"DÜZENSİZ UYKU EPİLEPSİYİ TETİKLİYOR"
Bazı nöbetlerde hastanın bir karış suda bile boğulabildiğini belirten Öztura, şöyle devam etti:
"Hastanın yanında kimsenin olmadığı koşullarda geçirdiği nöbetlerde ölüm riski yüksek çünkü epileptik nöbet başladığında bilinç kapanıyor, nöbet biterken hastanın nefes alıp kendine gelmesi gerekiyor. O esnada boğulma ve ölüm riski oluyor. İlk nöbetten sonra epilepsi teşhisi konulmasına rağmen özellikle gençler ve ailesi, 'bir sefer nöbet geçirdim, sınav vardı, o gün uykusuzdum, çok kahve içmiştim' gibi bahanelerle kabullenmiyor, ilacı reddediyor. Bu hastalar, ileride ölüme neden olabilen büyük nöbet geçiriyor. Bu durumlarda aileyi de ikna etmek gerekiyor."
Öztura, düzensiz uykunun epilepsiyi tetiklediğini belirterek, özellikle gençlerin uyku düzenini çok bozduğunu, bunun da hastalık riskini ve nöbetleri artırdığını söyledi.
Düzenli uykunun epilepsi hastalığından korunmada oldukça önemli olduğunu ifade eden Öztura, "Epilepsi toplumumuzda 'damgalanmış' hastalık kategorisinde gibi görünüyor. Bu da hastaların ve ailenin hekime ulaşmasını, tedavi almasını biraz geciktirebiliyor. Epilepsi tedavi edilebilir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değil. Genetik yükü yüzde 10'un altında. Epilepsi hastaları da diğer bireyler gibi çalışıp, üreten normal bireylerden farklı değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Yüksek yağlı yiyecekler kaygıya ve depresyona neden oluyor
Ebeveynler için 7 adımda çocukları sosyal medyada güvenli tutma rehberi
Sosyal medyada yaş sınırı yolda! Yaş sınırı dünyada nasıl uygulanıyor?
En çok kahve tüketen 6 ülke
Soğuk havalarda omurga sağlığına dikkat!
Sinema salonlarında bu hafta 11 film vizyona girecek
2024'ün en unutulmaz filmleri
Kalorifer peteklerine çamaşır asmayın!
Dünyanın en ilginç hastalıkları
Sağlıklı Kemikler İçin Gerekli Olan 7 Vitamin
Kusurlu kahve çekirdekleri nitelikli dönüşümle ekonomiye kazandırılıyor
Bursa'da şarampole devrilen tırda yüklü talaşlar yola saçıldı
İnegöl'de evinde çıkan yangında dumandan etkilenen kadın hastaneye kaldırıldı
Makineden fırlayan ahşap parçası bacağına saplanan işçi hayatını kaybetti
Yüsra'nın ailesi kızlarının ölümü ile ilgili soruşturma açılmasını istiyor