Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, gözün saydam tabakasının incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan keratokonus hastalığının erken teşhis edilmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Haber Giriş Tarihi: 26.12.2024 10:51
Haber Güncellenme Tarihi: 26.12.2024 10:53
Kaynak:
AA
Op. Dr. Serdar Marol, erken tanının görme kaybını engellediğini ve bazı durumlarda kaybedilen görmelerin geri kazanılabileceğini vurguladı.
Marol, gözdeki dış mercek tabakası olan korneanın incelmesi ve dikleşmesiyle meydana gelen keratokonusun tedavi edilmediğinde ilerleyici görme kaybına yol açabilen ciddi bir hastalık olduğunu vurguladı.
Hastalığın erken teşhisinin önemine dikkati çeken Marol, "Erken tanıyla hem görme kaybını engelleyebiliyoruz hem de bazı durumlarda kaybedilen görmeleri geri kazanabiliyoruz." ifadesini kullandı.
Keratokonusun en önemli nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğunu belirten Marol, "Genetik yatkınlık bu hastalığın temelini oluşturuyor. Ancak sadece yatkınlık, keratokonus oluşumunu tetiklemiyor. Özellikle çocukluk çağında aşırı göz kaşıma, hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor. Çocuklar gözlerini kaşıdığında, bu alışkanlık ilerleyen dönemlerde kornea tabakasında şekil bozukluklarına ve keratokonusa yol açabiliyor." bilgisini verdi.
Hastalığın ilerleyişini durdurabilmenin mümkün olduğunu vurgulayan Marol, "Erken teşhisle görme kaybını engellemek mümkün. Keratokonus ne kadar erken tespit edilirse, hastalığın ilerlemesi o kadar önlenebilir. Keratokonusun tespiti için yapılan topografik cihazlar ve detaylı tetkikler çok önemlidir. Eğer gözlüklerle görme iyileştirilemiyorsa, bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve keratokonus şüphesiyle gerekli tetkikler yapılmalıdır." açıklamasında bulundu.
Çapraz bağlama tedavisinin, hastaların görme kayıplarını önleyebilecek yüzde 100 başarı oranına sahip bir yönte olduğunu aktaran Marol, "Bu tedaviyle hastalar, görme kaybına uğramadan günlük hayatlarına devam edebilirler. Sert kontakt lensler, göz içi halkalar ve topografi lazerle yapılan tedavilerle kaybedilen görmelerin bir kısmı geri kazanılabiliyor." ifadesini kullandı.
40 yaş sonrası hastalarda göz içi mercekler kullanılarak, görme kaybı olan bireyler için önemli iyileşmeler sağlanabildiğine işaret eden Marol, bazı hastaların, gözlük veya kontakt lens kullanmadan günlük yaşamlarına devam edebildiğini belirtti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Keratokonus hastalığında erkan tanı önemli!
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, gözün saydam tabakasının incelmesi ve sivrileşmesiyle oluşan keratokonus hastalığının erken teşhis edilmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Op. Dr. Serdar Marol, erken tanının görme kaybını engellediğini ve bazı durumlarda kaybedilen görmelerin geri kazanılabileceğini vurguladı.
Marol, gözdeki dış mercek tabakası olan korneanın incelmesi ve dikleşmesiyle meydana gelen keratokonusun tedavi edilmediğinde ilerleyici görme kaybına yol açabilen ciddi bir hastalık olduğunu vurguladı.
Hastalığın erken teşhisinin önemine dikkati çeken Marol, "Erken tanıyla hem görme kaybını engelleyebiliyoruz hem de bazı durumlarda kaybedilen görmeleri geri kazanabiliyoruz." ifadesini kullandı.
Keratokonusun en önemli nedenlerinden birinin genetik yatkınlık olduğunu belirten Marol, "Genetik yatkınlık bu hastalığın temelini oluşturuyor. Ancak sadece yatkınlık, keratokonus oluşumunu tetiklemiyor. Özellikle çocukluk çağında aşırı göz kaşıma, hastalığın ilerlemesine neden olabiliyor. Çocuklar gözlerini kaşıdığında, bu alışkanlık ilerleyen dönemlerde kornea tabakasında şekil bozukluklarına ve keratokonusa yol açabiliyor." bilgisini verdi.
Hastalığın ilerleyişini durdurabilmenin mümkün olduğunu vurgulayan Marol, "Erken teşhisle görme kaybını engellemek mümkün. Keratokonus ne kadar erken tespit edilirse, hastalığın ilerlemesi o kadar önlenebilir. Keratokonusun tespiti için yapılan topografik cihazlar ve detaylı tetkikler çok önemlidir. Eğer gözlüklerle görme iyileştirilemiyorsa, bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve keratokonus şüphesiyle gerekli tetkikler yapılmalıdır." açıklamasında bulundu.
Çapraz bağlama tedavisinin, hastaların görme kayıplarını önleyebilecek yüzde 100 başarı oranına sahip bir yönte olduğunu aktaran Marol, "Bu tedaviyle hastalar, görme kaybına uğramadan günlük hayatlarına devam edebilirler. Sert kontakt lensler, göz içi halkalar ve topografi lazerle yapılan tedavilerle kaybedilen görmelerin bir kısmı geri kazanılabiliyor." ifadesini kullandı.
40 yaş sonrası hastalarda göz içi mercekler kullanılarak, görme kaybı olan bireyler için önemli iyileşmeler sağlanabildiğine işaret eden Marol, bazı hastaların, gözlük veya kontakt lens kullanmadan günlük yaşamlarına devam edebildiğini belirtti.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Ünlülerin yılbaşı ücretleri belli oldu!
Sizi insanların %95’inden daha sağlıklı yapacak 10 şey
Aynı yerlerin mevsimlere göre muhteşem değişimi
2024 yılının en kötü filmleri
90'ların unutulmaz eşyaları
2024’ün en çok satan parfümleri
Dünyanın en ilginç yılbaşı gelenekleri
Okyanusların en derinlerinde yaşayan canlılar
Sadece kadınlarda görülen hastalıklar
Soğuk ısırmasına iyi gelen 8 doğal çözüm
Döviz bürosunda silahlı soygun ve rehin alma anı kamerada
İzmir'de marketler ve gıda işletmelerinde fahiş fiyat denetimi
Ticari araçlar için zorunlu UTTS montajları sürüyor
Ticaret Bakanlığından asgari ücret artışı sonrası "fahiş fiyat" ve "etiket" denetimi
Bakan Bolat, Kuzey Makedonya'da: Ticari işbirlikleri sürüyor