Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, havaların soğuması ile birlikte solunum hastalıklarının da arttığına dikkat çekerek çocuk ve yaşlıların daha dikkatli olması gerektiğini bildirdi. Ataoğlu mikroplara karşı en etkili korumanın el yıkamak olduğunu söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 25.12.2024 09:27
Haber Güncellenme Tarihi: 25.12.2024 09:29
Kaynak:
İHA
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, kış mevsiminde artan solunum yolu hastalıklarına dikkat çekerek korunma yolları hakkında bilgi verdi. Havaların soğuması ile birlikte solunum hastalıklarının da arttığına dikkat çeken Ataoğlu, “Soğuk hava, kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirme, soğuk havalarda virüslerin daha fazla yayılma eğiliminde olması, kışın olan düşük nem ile birlikte burun mukozasının kuruması ve kişinin üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüslere karşı daha hassas hale gelmesi, kışın ısınma amaçlı kullanılan fosil yakıtlarla birlikte hava kirliliğinin artması da kışın solunum yolu hastalıklarının artma nedenlerindendir” dedi.
“ÇOCUK VE YAŞLILAR DAHA DİKKATLİ OLMALI”
Çocuk ve yaşlıların kışın grip ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha hassas olduğuna işaret eden Dr. Ataoğlu, bu kişilerin özellikle daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Çocukların bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediğinden enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olduğunu ifade eden Öğr. Üyesi Ataoğlu, “Özellikle 65 yaş üstü yaşlı bireylerin bağışıklık sistemleri zayıflayabilir, bu da grip ve diğer viral enfeksiyonları daha tehlikeli hale getirebilir. Ayrıca, astım, kronik bronşit, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, diyabet ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler, hamileler, kanser tedavisi görenler, HIV/AIDS ve organ nakli hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler de enfeksiyonlar açısından daha yüksek risk altındadır” diye konuştu.
Solunum yolu virüsleri sürveyans raporunun 48. haftasında en sık yer alan virüslerin influenza, rinovirüs, coronavirüs, SARS-CoV-2 olduğunu dile getiren Ataoğlu, bu virüslerin de sıklıkla akut bronşit, soğuk algınlığı, grip, sinüzit gibi hastalıklara neden olduğu bilgisini paylaştı.
Kış aylarında yaygın olan solunum hastalıklarının erken belirtileri hakkında da bilgi veren Dr. Özlem Ataoğlu, “Özellikle boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, öksürük, ateş ve titreme, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, bazen nefes darlığı veya hırıltı, tat ve koku kaybı, halsizlik gibi şikayetler hastaların erken belirtileri arasında” dedi.
“NEFES DARLIĞI VE GÖĞÜS AĞRISI, ÖNEMLİ AKCİĞER VEYA KALP PROBLEMLERİNE İŞARET EDEBİLİR”
38 derece ve üzeri yüksek ateş, özellikle 3 gün boyunca düşmüyorsa, iltihaplanma veya ciddi bir enfeksiyonun belirtisi olabildiğini söyleyen Ataoğlu, “Nefes darlığı, göğüs ağrısı önemli akciğer veya kalp problemlerine işaret edebilir. Koyu renkli balgam, özellikle yeşil veya kanlı balgam, bakteriyel bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Ciddi viral enfeksiyonlar, özellikle yaşlılarda bilinç bulanıklığına yol açabileceğinden, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulması önemlidir” şeklinde konuştu.
Kış aylarında solunum hastalıklarından korunmak için tavsiyelerde bulunan Öğr. Üyesi Dr. Özlem Ataoğlu, “Aşı olmak, özellikle mevsimsel grip aşısını yaptırmak, hijyen kurallarına uyarak sık sık el yıkamak, kalabalık ortamlarda maske kullanmak, yakın temastan kaçınmak, dengeli beslenmek, yeterli dinlenmek, kapalı ve kalabalık alanlardan uzak durmak, belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden doktora başvurmak, alınabilecek önlemler arasındadır” ifadelerine yer verdi.
MİKROPLARA KARŞI EN ETKİLİ KORUNMA: EL YIKAMAK
Toplu taşıma araçlarını kullandıktan sonra, yemek yemeden önce ve tuvaleti kullandıktan sonra bol su ve sabunla en az 20 saniye boyunca elleri yıkamanın mikroplara karşı en etkili korunma yollarından biri olduğunu vurgulayan Özlem Ataoğlu, “Özellikle havalandırmanın yetersiz olduğu kapalı ortamlarda ve toplu taşıma araçlarında maske kullanmak, hem kendimizi hem de çevremizdekileri korumak için önemlidir. İyi beslenmek, düzenli uyku almak ve stresle başa çıkmak gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı direncimizi artırır. Özellikle yaşlılarda ve çocuklarda en ufak bir belirti hissedildiğinde vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmak, hastalığın erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Solunum yolu enfeksiyonları arttı!
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, havaların soğuması ile birlikte solunum hastalıklarının da arttığına dikkat çekerek çocuk ve yaşlıların daha dikkatli olması gerektiğini bildirdi. Ataoğlu mikroplara karşı en etkili korumanın el yıkamak olduğunu söyledi.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özlem Ataoğlu, kış mevsiminde artan solunum yolu hastalıklarına dikkat çekerek korunma yolları hakkında bilgi verdi. Havaların soğuması ile birlikte solunum hastalıklarının da arttığına dikkat çeken Ataoğlu, “Soğuk hava, kapalı ortamlarda daha fazla zaman geçirme, soğuk havalarda virüslerin daha fazla yayılma eğiliminde olması, kışın olan düşük nem ile birlikte burun mukozasının kuruması ve kişinin üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan virüslere karşı daha hassas hale gelmesi, kışın ısınma amaçlı kullanılan fosil yakıtlarla birlikte hava kirliliğinin artması da kışın solunum yolu hastalıklarının artma nedenlerindendir” dedi.
“ÇOCUK VE YAŞLILAR DAHA DİKKATLİ OLMALI”
Çocuk ve yaşlıların kışın grip ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha hassas olduğuna işaret eden Dr. Ataoğlu, bu kişilerin özellikle daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Çocukların bağışıklık sistemleri henüz tam olarak gelişmediğinden enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olduğunu ifade eden Öğr. Üyesi Ataoğlu, “Özellikle 65 yaş üstü yaşlı bireylerin bağışıklık sistemleri zayıflayabilir, bu da grip ve diğer viral enfeksiyonları daha tehlikeli hale getirebilir. Ayrıca, astım, kronik bronşit, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, diyabet ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler, hamileler, kanser tedavisi görenler, HIV/AIDS ve organ nakli hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler de enfeksiyonlar açısından daha yüksek risk altındadır” diye konuştu.
Solunum yolu virüsleri sürveyans raporunun 48. haftasında en sık yer alan virüslerin influenza, rinovirüs, coronavirüs, SARS-CoV-2 olduğunu dile getiren Ataoğlu, bu virüslerin de sıklıkla akut bronşit, soğuk algınlığı, grip, sinüzit gibi hastalıklara neden olduğu bilgisini paylaştı.
Kış aylarında yaygın olan solunum hastalıklarının erken belirtileri hakkında da bilgi veren Dr. Özlem Ataoğlu, “Özellikle boğaz ağrısı, burun akıntısı ve burun tıkanıklığı, öksürük, ateş ve titreme, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, bazen nefes darlığı veya hırıltı, tat ve koku kaybı, halsizlik gibi şikayetler hastaların erken belirtileri arasında” dedi.
“NEFES DARLIĞI VE GÖĞÜS AĞRISI, ÖNEMLİ AKCİĞER VEYA KALP PROBLEMLERİNE İŞARET EDEBİLİR”
38 derece ve üzeri yüksek ateş, özellikle 3 gün boyunca düşmüyorsa, iltihaplanma veya ciddi bir enfeksiyonun belirtisi olabildiğini söyleyen Ataoğlu, “Nefes darlığı, göğüs ağrısı önemli akciğer veya kalp problemlerine işaret edebilir. Koyu renkli balgam, özellikle yeşil veya kanlı balgam, bakteriyel bir enfeksiyonun belirtisi olabilir. Ciddi viral enfeksiyonlar, özellikle yaşlılarda bilinç bulanıklığına yol açabileceğinden, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulması önemlidir” şeklinde konuştu.
“AŞI, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİREREK HASTALIKLARA YAKALANMA RİSKİNİ AZALTIR”
Kış aylarında solunum hastalıklarından korunmak için tavsiyelerde bulunan Öğr. Üyesi Dr. Özlem Ataoğlu, “Aşı olmak, özellikle mevsimsel grip aşısını yaptırmak, hijyen kurallarına uyarak sık sık el yıkamak, kalabalık ortamlarda maske kullanmak, yakın temastan kaçınmak, dengeli beslenmek, yeterli dinlenmek, kapalı ve kalabalık alanlardan uzak durmak, belirtiler görüldüğünde zaman kaybetmeden doktora başvurmak, alınabilecek önlemler arasındadır” ifadelerine yer verdi.
MİKROPLARA KARŞI EN ETKİLİ KORUNMA: EL YIKAMAK
Toplu taşıma araçlarını kullandıktan sonra, yemek yemeden önce ve tuvaleti kullandıktan sonra bol su ve sabunla en az 20 saniye boyunca elleri yıkamanın mikroplara karşı en etkili korunma yollarından biri olduğunu vurgulayan Özlem Ataoğlu, “Özellikle havalandırmanın yetersiz olduğu kapalı ortamlarda ve toplu taşıma araçlarında maske kullanmak, hem kendimizi hem de çevremizdekileri korumak için önemlidir. İyi beslenmek, düzenli uyku almak ve stresle başa çıkmak gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklara karşı direncimizi artırır. Özellikle yaşlılarda ve çocuklarda en ufak bir belirti hissedildiğinde vakit kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmak, hastalığın erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler
2024’ün en çok satan parfümleri
Dünyanın en ilginç yılbaşı gelenekleri
Okyanusların en derinlerinde yaşayan canlılar
Sadece kadınlarda görülen hastalıklar
Soğuk ısırmasına iyi gelen 8 doğal çözüm
Son yılların en popüler sirkesi! Günde iki kaşık içmek iştah kesiyor
BBC, 2024 yılının en iyi dizilerini açıkladı
Dünyanın en güzel 10 yolu
Sinema salonlarında bu hafta 9 film izleyiciyle buluşacak
Kaygı bozukluğuyla baş etmenin yolları
Düzce'de freni boşalan hasta nakil aracı binaya çarptı! O anlar kamerada
Yeni yıla günler kaldı: Hindi etine rağbet artıyor
Kütahya OSB'de asgari ücretle çalışan yok
TEM otoyolunda okul servisi devrildi!
Ömer Bolat, “Türkiye-Filistin Ekonomik İşbirliği Konseyi 2. Dönem Toplantısı”na katıldı