Acil tıp teknisyeni iş hayatının stresini Karadeniz'de zıpkınla balık avlayarak atıyor
Acil tıp teknisyeni iş hayatının stresini Karadeniz'de zıpkınla balık avlayarak atıyor
Trabzon'un Ortahisar ilçesindeki 2 Nolu 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli acil tıp teknisyeni Recep Hafızoğlu, Karadeniz'de zıpkınla balık avlayarak iş hayatının stresinden uzaklaşıyor.
Haber Giriş Tarihi: 18.12.2024 14:16
Haber Güncellenme Tarihi: 18.12.2024 14:18
Kaynak:
AA
Coğrafi koşulların zor olduğu kentte vakalara ulaşmak için ambulansı da kullanan 34 yaşındaki Hafızoğlu, 20 yıldır her fırsatta hobi olarak zıpkınla balık avlıyor.
Hafızoğlu, suyun derecesi ve rüzgar gibi hava koşullarını takip ederek genellikle Akyazı sahilinden özel kıyafetleri ve zıpkınla dalış yapıyor.
Recep Hafızoğlu, insan hayatını kurtarabilmenin mutluluğunu yaşarken işin stresini de avcılık hobisiyle attığını söyledi.
İnsanların en sıkıntılı anlarında onların yanında olduklarını belirten Hafızoğlu, "İşimiz stresli çünkü insanların en sıkıntılı olduğu durum sağlık konusu. En çok sıkıntıya düştükleri, onları en çok yaralayan durum diyebiliriz. Ne kadar profesyonel yaklaşsak da ister istemez biz de o hastaların durumundan etkileniyoruz." dedi.
Hafızoğlu, hayat kurtarmak için vakaya giderken trafikte zorluklarla karşılaştıklarını, vatandaşın fermuar sistemini uygulayıp öğrenmesinin herkes için önemli olduğunu vurguladı.
Dalış yapmaya 20 sene önce babası sayesinde başladığını anlatan Hafızoğlu, "Babamın aldığı zıpkınlara heves edip başlamıştım. Ondan sonra ufak ufak kendim merak edip bir şeyler almaya çalıştım. İşe başladıktan sonra da tam takım dizip dalış yapmaya başladım. Kendimize vakit ayırabildiğimiz, havanın da iyi olduğu haftanın birkaç günü dalışa gidiyorum." diye konuştu.
Hafızoğlu, dalış yapmayı kendisine adeta ödül gibi gördüğünü dile getirerek, "Acil sağlık hizmetleri, hastayla ilgilendiğin için stresli bir iş. Buraya gelip kafamı suyun altına soktuğumda bütün dünyadan izole oluyorum. Kafamda düşünce, stres, hiçbir şey yok. Balık olmuş olmamış önemli değil, sadece suyun altındaki yengeçleri görsem bile yetiyor bana." ifadesini kullandı.
"BANA SORSANIZ HALA AMATÖRÜM VE KENDİ SINIRLARIMI BİLİYORUM"
Balık tutmanın bir amaç olsa da su altında zaman geçirmenin daha değerli olduğuna işaret eden Hafızoğlu, genellikle levrek, kefal, eşkina, karagöz ve somon avladığını söyledi.
Hafızoğlu, suya girerken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"20 yıl oldu kendime, 'profesyonelim' demiyorum. Bana sorsanız hala amatörüm ve kendi sınırlarımı biliyorum çünkü suyun, denizin şakası olmaz. Ava gelmeden önceki gün denizin, dalganın durumunu kontrol ediyorum, ona göre geliyorum. Hatta hava durumu iyi oluyor, gelip bakıyorum, denizin bozulmaya, dalgalanmaya başladığını görünce girmiyorum, dönüyorum eve. Bu şekilde koruyorum kendimi. Limitlerimi biliyorum, suyun altına daldığımda 1 dakika nefes tutabiliyorsam onu 1,5 yapıp da kendimi zorlamak istemiyorum çünkü yukarı çıkarken nefessiz kaldığında bayılabilirsin. Buna sığ su bayılması derler ve yanında biri yoksa bu ölümle sonuçlanır."
Herkese hobi edinmeyi ve spor yapmayı tavsiye eden Hafızoğlu, "İş stresini atmak isteyen arkadaşlarımızın birçoğu da buna benzer değişik şeyler yapıyorlar zaten. Şimdi su altı avcılığı yapıyorum, yüzmeyi de biliyorum tabii ki. Diğer arkadaşlarımız da dağcılık, doğa yürüyüşü gibi iş streslerini üzerlerinden atacağı farklı alanlara da yönelebilirler." dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Acil tıp teknisyeni iş hayatının stresini Karadeniz'de zıpkınla balık avlayarak atıyor
Trabzon'un Ortahisar ilçesindeki 2 Nolu 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli acil tıp teknisyeni Recep Hafızoğlu, Karadeniz'de zıpkınla balık avlayarak iş hayatının stresinden uzaklaşıyor.
Coğrafi koşulların zor olduğu kentte vakalara ulaşmak için ambulansı da kullanan 34 yaşındaki Hafızoğlu, 20 yıldır her fırsatta hobi olarak zıpkınla balık avlıyor.
Hafızoğlu, suyun derecesi ve rüzgar gibi hava koşullarını takip ederek genellikle Akyazı sahilinden özel kıyafetleri ve zıpkınla dalış yapıyor.
Recep Hafızoğlu, insan hayatını kurtarabilmenin mutluluğunu yaşarken işin stresini de avcılık hobisiyle attığını söyledi.
İnsanların en sıkıntılı anlarında onların yanında olduklarını belirten Hafızoğlu, "İşimiz stresli çünkü insanların en sıkıntılı olduğu durum sağlık konusu. En çok sıkıntıya düştükleri, onları en çok yaralayan durum diyebiliriz. Ne kadar profesyonel yaklaşsak da ister istemez biz de o hastaların durumundan etkileniyoruz." dedi.
Hafızoğlu, hayat kurtarmak için vakaya giderken trafikte zorluklarla karşılaştıklarını, vatandaşın fermuar sistemini uygulayıp öğrenmesinin herkes için önemli olduğunu vurguladı.
Dalış yapmaya 20 sene önce babası sayesinde başladığını anlatan Hafızoğlu, "Babamın aldığı zıpkınlara heves edip başlamıştım. Ondan sonra ufak ufak kendim merak edip bir şeyler almaya çalıştım. İşe başladıktan sonra da tam takım dizip dalış yapmaya başladım. Kendimize vakit ayırabildiğimiz, havanın da iyi olduğu haftanın birkaç günü dalışa gidiyorum." diye konuştu.
Hafızoğlu, dalış yapmayı kendisine adeta ödül gibi gördüğünü dile getirerek, "Acil sağlık hizmetleri, hastayla ilgilendiğin için stresli bir iş. Buraya gelip kafamı suyun altına soktuğumda bütün dünyadan izole oluyorum. Kafamda düşünce, stres, hiçbir şey yok. Balık olmuş olmamış önemli değil, sadece suyun altındaki yengeçleri görsem bile yetiyor bana." ifadesini kullandı.
"BANA SORSANIZ HALA AMATÖRÜM VE KENDİ SINIRLARIMI BİLİYORUM"
Balık tutmanın bir amaç olsa da su altında zaman geçirmenin daha değerli olduğuna işaret eden Hafızoğlu, genellikle levrek, kefal, eşkina, karagöz ve somon avladığını söyledi.
Hafızoğlu, suya girerken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"20 yıl oldu kendime, 'profesyonelim' demiyorum. Bana sorsanız hala amatörüm ve kendi sınırlarımı biliyorum çünkü suyun, denizin şakası olmaz. Ava gelmeden önceki gün denizin, dalganın durumunu kontrol ediyorum, ona göre geliyorum. Hatta hava durumu iyi oluyor, gelip bakıyorum, denizin bozulmaya, dalgalanmaya başladığını görünce girmiyorum, dönüyorum eve. Bu şekilde koruyorum kendimi. Limitlerimi biliyorum, suyun altına daldığımda 1 dakika nefes tutabiliyorsam onu 1,5 yapıp da kendimi zorlamak istemiyorum çünkü yukarı çıkarken nefessiz kaldığında bayılabilirsin. Buna sığ su bayılması derler ve yanında biri yoksa bu ölümle sonuçlanır."
Herkese hobi edinmeyi ve spor yapmayı tavsiye eden Hafızoğlu, "İş stresini atmak isteyen arkadaşlarımızın birçoğu da buna benzer değişik şeyler yapıyorlar zaten. Şimdi su altı avcılığı yapıyorum, yüzmeyi de biliyorum tabii ki. Diğer arkadaşlarımız da dağcılık, doğa yürüyüşü gibi iş streslerini üzerlerinden atacağı farklı alanlara da yönelebilirler." dedi.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Sosyal medyanın gizli tehlikesi: "Beyin çürümesi"
Çifte vatandaşlığa izin vermeyen ülkeler
İdam edilmeden önce çekilmiş rahatsız edici fotoğraflar
Demans riskini azaltmanın en etkili yolları
Kışın cilt sağlığınızı soğuklardan koruyabileceğiniz 8 öneri
Ülsere iyi gelen 8 mucizevi besin
Mutlaka görülmesi gereken 11 ülke
Sinema salonlarında bu hafta 11 film izleyici ile buluşacak
Dünyanın en zor öğrenilen 10 dili belli oldu
Yapay zekaya göre Dünya Savaşı'nda en fazla hasar alacak ülkeler
Kırşehir Şeker Fabrikası, pancar işleme kapasitesini 10 bin tona çıkaracak
Çataltepe'deki düğüm çözülecek mi?
Muğla Büyükşehirden yangından etkilenen çiftçilere destek
Mahalleli dehşeti yaşadı! Saldırı anı güvenlik kamerasında
Renault ticari pazarında atağa geçiyor