Dolgu ve alüvyon alanların depremin şiddeti daha çok hissediliyor
Dolgu ve alüvyon alanların depremin şiddeti daha çok hissediliyor
Prof. Dr. Nilgün Lütfiye Sayıl, ivme değerlerinin Trabzon'un deprem riski açısından "düşük tehlike" kategorisinde olduğunu gösterdiğini belirterek, "Ancak, yer ivmesi değeri gevşek zeminlerde ve dolgu alanlarda çok daha fazla büyüyecektir." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 10.01.2025 16:36
Haber Güncellenme Tarihi: 10.01.2025 16:38
Kaynak:
AA
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayıl, Trabzon'da 6 Ocak tarihinde 7 kilometre derinlikte, büyüklüğü 2,5 olan bir depremin ardından 9 Ocak'ta da Trabzon sahil açıklarında 9 kilometre derinlikte, büyüklüğü 3,3 olan ikinci bir depremin KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü deprem kayıt istasyonunda da kaydedildiğini söyledi.
Söz konusu depremin sahil kesimlerinde de diğer bölgelerde de hissedildiğini dile getiren Sayıl, "Karadeniz Bölgesi'nde son dönemde artan bu deprem aktivitesi ve belirgin hissedilme derecesi bölgede yaşayan halk tarafından endişeyle karşılanmıştır." ifadesini kullandı.
Sayıl, Karadeniz'in kıyı kesimlerini ve Trabzon'u etkileyen fayların, doğudan batıya doğru uzanan Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve kuzeyden de sahile paralel uzanan Karadeniz fayı olabileceğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güneyde bulunan KAFZ çok aktif, Karadeniz fayı ise yavaş hareket eden bir faydır. Büyüklüğü 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan KAFZ ilimize en yakın mesafesi 100-150 kilometredir. Bu fay üzerinde bu büyüklükteki depremler meydana geldiğinde Trabzon ve çevresi, özellikle sahil kesimi gibi zayıf (gevşek) zemin özelliğindeki yerler de bu depremleri oldukça şiddetli bir şekilde hissedecektir. Zira, KAFZ üzerinde meydana gelen Türkiye'de yaşanan en büyük depremlerden olan 1939 Erzincan depremi büyüklüğü 7,9 Trabzon'da da hissedilmiş, yıkıma ve ölümlere yol açmıştır."
"SON YAŞANAN BU KÜÇÜK DEPREMLER AKTİVİTENİN SÜRECEĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR"
Karadeniz'in deprem akvitesinin de pasif olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Sayıl, "Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen aletsel dönem deprem aktivitesine bakıldığında 3 Eylül 1968 tarihli Bartın depremi 6,5 büyüklüğünde ve 23 Aralık 2012 tarihinde Karadeniz (Gürcistan) açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremlerin bölgenin pasif olmadığını ve çok sık olmasa da deprem ürettiğini göstermektedir. Zira son yaşanan bu küçük depremler de aktivitenin süreceğini göstermektedir." dedi.
Sayıl, Türkiye'nin yeni deprem tehlike haritasının oluşturulmasında kullanılan jeofizik parametrelerden olan yer çekimi ivmesi hesaplamalarına göre, Trabzon'un beklenen en büyük yer ivme değerlerinin ortalama 0.2g civarında olduğunu belirterek, "Bu ivme değerleri ilimizin 'düşük tehlike' kategorisinde olduğunu göstermektedir. Ancak, yer ivmesi değeri (g) gevşek zeminlerde ve dolgu alanlarda çok daha fazla büyüyecek ve depremin daha şiddetli hissedilmesine neden olabilecektir." diye konuştu.
Trabzon'da son yıllarda deniz dolgu alanlarında ve alüvyonal arazilerde yapılaşmanın artmasının riskleri daha da artırdığına dikkati çeken Sayıl, şunları kaydetti:
"Bu sebeple özellikle Trabzon sahil kesimde bulunan dolgu ve alüvyon alanların deprem büyütmesine neden olabilecekleri dikkate alınarak yapı stoklarının güvenlikleri sorgulanmalıdır. Yerel yönetimlerce, mikro bölgeleme çalışmaları yapılarak, depremde riskli alanlar ve riskli binalar belirlenmeli, bu kapsamda kentsel dönüşüm ve güçlendirme işlemleri uygulanarak yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesi sağlanmalıdır."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dolgu ve alüvyon alanların depremin şiddeti daha çok hissediliyor
Prof. Dr. Nilgün Lütfiye Sayıl, ivme değerlerinin Trabzon'un deprem riski açısından "düşük tehlike" kategorisinde olduğunu gösterdiğini belirterek, "Ancak, yer ivmesi değeri gevşek zeminlerde ve dolgu alanlarda çok daha fazla büyüyecektir." dedi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayıl, Trabzon'da 6 Ocak tarihinde 7 kilometre derinlikte, büyüklüğü 2,5 olan bir depremin ardından 9 Ocak'ta da Trabzon sahil açıklarında 9 kilometre derinlikte, büyüklüğü 3,3 olan ikinci bir depremin KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü deprem kayıt istasyonunda da kaydedildiğini söyledi.
Söz konusu depremin sahil kesimlerinde de diğer bölgelerde de hissedildiğini dile getiren Sayıl, "Karadeniz Bölgesi'nde son dönemde artan bu deprem aktivitesi ve belirgin hissedilme derecesi bölgede yaşayan halk tarafından endişeyle karşılanmıştır." ifadesini kullandı.
Sayıl, Karadeniz'in kıyı kesimlerini ve Trabzon'u etkileyen fayların, doğudan batıya doğru uzanan Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ve kuzeyden de sahile paralel uzanan Karadeniz fayı olabileceğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güneyde bulunan KAFZ çok aktif, Karadeniz fayı ise yavaş hareket eden bir faydır. Büyüklüğü 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan KAFZ ilimize en yakın mesafesi 100-150 kilometredir. Bu fay üzerinde bu büyüklükteki depremler meydana geldiğinde Trabzon ve çevresi, özellikle sahil kesimi gibi zayıf (gevşek) zemin özelliğindeki yerler de bu depremleri oldukça şiddetli bir şekilde hissedecektir. Zira, KAFZ üzerinde meydana gelen Türkiye'de yaşanan en büyük depremlerden olan 1939 Erzincan depremi büyüklüğü 7,9 Trabzon'da da hissedilmiş, yıkıma ve ölümlere yol açmıştır."
"SON YAŞANAN BU KÜÇÜK DEPREMLER AKTİVİTENİN SÜRECEĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR"
Karadeniz'in deprem akvitesinin de pasif olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Sayıl, "Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen aletsel dönem deprem aktivitesine bakıldığında 3 Eylül 1968 tarihli Bartın depremi 6,5 büyüklüğünde ve 23 Aralık 2012 tarihinde Karadeniz (Gürcistan) açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremlerin bölgenin pasif olmadığını ve çok sık olmasa da deprem ürettiğini göstermektedir. Zira son yaşanan bu küçük depremler de aktivitenin süreceğini göstermektedir." dedi.
Sayıl, Türkiye'nin yeni deprem tehlike haritasının oluşturulmasında kullanılan jeofizik parametrelerden olan yer çekimi ivmesi hesaplamalarına göre, Trabzon'un beklenen en büyük yer ivme değerlerinin ortalama 0.2g civarında olduğunu belirterek, "Bu ivme değerleri ilimizin 'düşük tehlike' kategorisinde olduğunu göstermektedir. Ancak, yer ivmesi değeri (g) gevşek zeminlerde ve dolgu alanlarda çok daha fazla büyüyecek ve depremin daha şiddetli hissedilmesine neden olabilecektir." diye konuştu.
Trabzon'da son yıllarda deniz dolgu alanlarında ve alüvyonal arazilerde yapılaşmanın artmasının riskleri daha da artırdığına dikkati çeken Sayıl, şunları kaydetti:
"Bu sebeple özellikle Trabzon sahil kesimde bulunan dolgu ve alüvyon alanların deprem büyütmesine neden olabilecekleri dikkate alınarak yapı stoklarının güvenlikleri sorgulanmalıdır. Yerel yönetimlerce, mikro bölgeleme çalışmaları yapılarak, depremde riskli alanlar ve riskli binalar belirlenmeli, bu kapsamda kentsel dönüşüm ve güçlendirme işlemleri uygulanarak yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesi sağlanmalıdır."
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler
Çocukların beslenme çantasında olması gereken 10 besin
Dünya kuruyor: İşte 2024'ün kuraklık karnesi
Dünyanın en değerli kedi cinsleri
Kızıldeniz'deki renkli su altı dünyası görüntülendi
Otomotiv sektöründe tüm zamanların rekoru kırıldı: Bakın zirvede hangisi var?
Mutlaka tüketilmesi gereken o besinin faydaları saymakla bitmiyor!
Dünyanın en ünlü alışveriş caddeleri
Vatandaşlar tarafından en çok sevilen Ferdi Tayfur şarkıları
Kulağa tuhaf gelen gerçek dışı bilgiler
Kurtlar Vadisi'nin en sevilenleri!
Serdal Adalı: "Sosyal medya baskısıyla, taraftar baskısıyla bir şey yapmayacağız"
Suriye'nin başkenti Şam'daki Emevi Camisi'nde çıkan izdihamda 3 kişi öldü
AK Parti Denizli 8. Olağan Kongresi gerçekleşti
Dışişleri Bakanı Fidan, İstanbul'da medya kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu
Ortalamanın üzerindeki aralık yağışları İzmir'de barajları doldurmaya yetmedi