Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Şiddet içerikli diziler çocukların zihin sağlığını tehdit ediyor

Yazının Giriş Tarihi: 06.09.2024 09:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.09.2024 09:29

Günümüzde çocukların eğitimine aile, sosyal çevre ve okulun yanı sıra televizyon, tablet ve telefon gibi teknolojik cihazlar da katkıda bulunuyor. Bu cihazları doğru kullanmayan çocuklarda ya da ilgisiz ebeveynlerin çocuklarında ekrana maruz kalma süresi oldukça uzarken, seçiclik de bir o kadar düşüyor.

Neyi izlemesi gerektiğini ayırt edemeyen çocuk, maalesef kaydıra kaydıra yahut tıklaya tıklaya ne idüğü belirsiz şeyler izliyor. Sonrasında siz istediğiniz kadar çocuğunuza eğitim vermeye çalışın, aklında ve hareketlerinde her zaman ilk gördüğü tavır ve ekrandan aldığı eğitim karşınıza çıkıyor.

Bu noktada en belirgin sosyal bozukluğa da şiddet içerikli diziler sebep oluyor.

Seçici olmayan yahut ilgisiz kalan ebeveynlerin çocukları, şiddet içerikli dizilerle karşılaştıklarında bu diziler çocukların oldukça dikkatini çekiyor ve bu çocuklar, mafya evreninde yaratılan ‘kahraman’ adamlara özenerek büyüyorlar.

Silah, kaçakçılık, uyuşturucu, kavga, öldürme, yaralama ve bilimum suç türünün özendirildiği bu yapımlarla baş başa kalan çocuk, çevreden kendisini doğruya yöneltecek telkinlerle karşılaşmadığında da okulda, sokakta, evde adeta bir canavara dönüşme potansiyeli taşıyor.

Herkes illa ki geçmişte, büyüyünce Polat Alemdar, Maraz Ali, Süleyman Çakır olmak isteyen çocuklara denk gelmiştir.

Bu çocuklar bu dizileri izledikçe onların içinde yaşamaya başlıyorlar ve gerçeklikle bağlantılarını yitiriyorlar.

Hal böyle olunca da dizilerde izledikleri şeyler bilinçaltlarına iyice yerleşiyor ve gerçek hayatta karşılaştıkları olağan durumlarda muhataplarına ‘racon’ kesmeye kalkıyorlar. Çocuklar ilgisiz ebeveynler ve umursamaz yapımcılar eliyle potansiyel birer mafya olarak yetiştiriliyor.

Sivil toplum kuruluşları, duyarlı aileler ve toplumdaki sosyal çürümeye engel olmak aktivistler bir an önce bu mesele ile ilgilenmeli ve ilgili devlet kurumlarının da bu mevzu ile alakadar olmasını sağlamalı.

Bizler Anadolu coğrafyasının yüzlerce yıldır genişleyen, gelişe gelişe büyüyen kadim kültürü ile yetişen insanlarının mirasçılarıyız. En az bu mirası devraldığımız insanlar kadar zarafet, nezaket ve ahlak sahibi olmalıyız fakat bizler kendi ellerimizle çocuklarımızı birer kabadayı olarak yetiştiriyoruz. Onları zarafetten, nezaketten, incelikten uzak eğitiyoruz hatta başkalarının, ekranların eğitmesine fırsat veriyoruz.

Kendi geleceğimize suikast düzenliyoruz aslında. Yüzlerce yıllık nezaketi birkaç yılda tarihin çöplüğüne savuruyoruz. Geçmişin mirasını ne üzerimizde taşıyabiliyor ne de geleceğe aktarabiliyoruz.

Kamuoyu buna bir an önce dur demeli.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
Bursa
    cami
      En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.