Türkiye’nin yoğun gündemi hepimizi meşgul ediyor. Kimimiz eve nasıl ekmek götüreceğimizin kavgasını verirken, kimimiz bir diğerine görüşlerimizi kabul ettirmenin tartışmasının içindeyiz.

Psikolojik, sosyolojik ve ekonomik birçok problemimiz var. Çoğumuz kendimize vakit ayırmaktan uzak yaşıyoruz maalesef. Kafamızdaki düşüncelerden arınamıyoruz, her an yeni bir şey düşünmekten kendimizi alıkoyamıyoruz ve düşüncelerimize mahkûm yaşıyoruz.

Girift bir hayatın içerisinde oradan oraya koşuyoruz her gün. Kendisi için bir şeyler yapanlarımız çok azdır aramızda. Sürekli başkaları için yaşıyoruz.

Fakat bunlardan bir nebze de olsa uzaklaşmamız gerekiyor artık. Mesela ben, her gün hiç olmazsa yarım saatimi kendime ayırıyorum. Gece veya gündüz fark etmez. Her gün kendime ayırabileceğim bir zaman dilimi buluyorum ve bu zaman diliminde çoğu kez sakin bir müzik eşliğinde yürüyerek kendimi teskin etmenin, sakinleşmenin mücadelesini veriyorum. Adeta günün karmaşası içinde oradan oraya savrulan ruhumu dinlendirmeye çalışıyorum.

Çok seferinde bunu başarıyorum da. Hayatın, insanı içine çeken kurnazlığından yarım saatliğine kendime kaçıyorum.

Siz bunun için kendinize yeni bir yöntem belirleyebilirsiniz. Bu resim çizmek olabilir, boyama yapmak olabilir, enstrüman çalmak olabilir, spor yapmak olabilir. Bu, ruhunuzu dinginleştirebilecek herhangi bir şey olabilir. Fakat muhakkak ruhunuzu teskin edecek, sizi dinlendirecek bir şeyler yapmalı, kendinize zaman ayırmalısınız.

Aksi takdirde yıllar sonra bunu yapmak istediğinizde kendinizi tanımadığınızı fark edebilir, aynaya baktığınızda hiç tanımadığınız biriyle karşılaşabilirsiniz.

Bu yüzden bir an önce kendinizi keşfedin ve kendinize zaman ayırarak ruhunuzun sükûnet bulmasına yardımcı olun…