Trump'ın kabinesine seçtiği isimler Türkiye ve bölge için ne anlam ifade ediyor?
Yazının Giriş Tarihi: 15.11.2024 15:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.11.2024 15:01
ABD'de seçimleri büyük bir zaferle kazanan Donald Trump'ın kabinesi için seçtiği adaylar şimdiden ciddi şekilde tartışmaya başlandı. İsmi geçen adayların tamamına bakıldığında ortak özelliklerinin Trump'a olan yüksek kişisel bağlılıkları olduğu görülüyor.
Ulusal Güvenlik Danışmanı pozisyonu için ismi öne çıkan aday Mike Waltz. Temsilciler Meclisi Üyesi olan Waltz'un PKK/YPG hakkında daha önce Türkiye'nin hiçte lehine olmayacak açıklamalar yaptığına şahit olmuştuk. PKK/YPG terör örgütlerinin Orta Doğu'da İsrail ile birlikte ABD'nin en yakın müttefikleri olduğunu belirten Waltz, Çin ile yürütülecek ilişkiler konusunda da oldukça şahin bir pozisyon benimsemiş durumda.
Savunma Bakanlığı pozisyonu için Pete Hegseth ismi son günlerde sivrilmiş durumda. Hegseth ismi üzerinde itirazlar yoğunlaşmış halde. Bu durumun farklı nedenlerinin olduğunu söylemek mümkün. Afganistan ve Irak'ta görev almış eski bir subay olan ve askerlik kariyerinin ardından TV'de kariyer yapmayı tercih eden Hegseth'in Savunma Bakanlığı gibi kritik bir görevin altından kalkıp kalmayacağı soru işareti.
Dışişleri Bakanlığı pozisyonu için Türkiye'nin de yakından tanıdığı ve sicili pek de parlak olmayan Marco Rubio ismi öne çıktı. Rubio'nun Orta Doğu'ya hayli hakim bir isim olduğu biliniyor. Daha önce Trumpla ters düştüğü başlıklar da olmuştu. Suriye'deki askeri varlığın sonlandırılması ve Türkiye'nin Barış Pınar Harekatı'na izin verilmesini eleştirmişti Rubio. Sözde "Ermeni Soykırımı" yasasının sıkı bir destekçisi olan Rubio, ABD'nin Doğu Akdeniz'deki varlığının da daha belirgin olmasını savunuyor. Kabinedeki tüm isimler de olduğu gibi Rubio'da sıkı bir İsrail destekçisi.
Bu üç ismin göreve gelmesi halinde Orta Doğu ve Türkiye için çok da parlak bir gelecek olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Kabine görev alması beklenen isimler içerisinde Elon Musk hariç Türkiye'ye sempatiyle bakan bir isim neredeyse bulunmuyor. Vaziyet her ne kadar ülkemiz için şu aşamada çok parlak olmasa da Başkan Donald Trump'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gibi kişisel ilişkiler üzerinde yürümeyi seven bir lider olduğu biliniyor. Önceki başkanlık döneminde ters düşülen başlıkların Türkiye için acı verici sonuçları olsa da yeni dönemde ilişkilerin sağlıklı bir zeminde yürümesi Türkiye için korkulan senaryonun başına gelmemesine yardımcı olabilir. Trump'ın bir önceki başkanlık döneminde olduğu gibi bir zıtlaşmaya gidilmesi halinde Türkiye'nin ya da Orta Doğu'nun bu durumu siyasi veya ekonomik anlamda tolere edebilme imkanı görünmüyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Emirhan AKGÜL
Trump'ın kabinesine seçtiği isimler Türkiye ve bölge için ne anlam ifade ediyor?
ABD'de seçimleri büyük bir zaferle kazanan Donald Trump'ın kabinesi için seçtiği adaylar şimdiden ciddi şekilde tartışmaya başlandı. İsmi geçen adayların tamamına bakıldığında ortak özelliklerinin Trump'a olan yüksek kişisel bağlılıkları olduğu görülüyor.
Ulusal Güvenlik Danışmanı pozisyonu için ismi öne çıkan aday Mike Waltz. Temsilciler Meclisi Üyesi olan Waltz'un PKK/YPG hakkında daha önce Türkiye'nin hiçte lehine olmayacak açıklamalar yaptığına şahit olmuştuk. PKK/YPG terör örgütlerinin Orta Doğu'da İsrail ile birlikte ABD'nin en yakın müttefikleri olduğunu belirten Waltz, Çin ile yürütülecek ilişkiler konusunda da oldukça şahin bir pozisyon benimsemiş durumda.
Savunma Bakanlığı pozisyonu için Pete Hegseth ismi son günlerde sivrilmiş durumda. Hegseth ismi üzerinde itirazlar yoğunlaşmış halde. Bu durumun farklı nedenlerinin olduğunu söylemek mümkün. Afganistan ve Irak'ta görev almış eski bir subay olan ve askerlik kariyerinin ardından TV'de kariyer yapmayı tercih eden Hegseth'in Savunma Bakanlığı gibi kritik bir görevin altından kalkıp kalmayacağı soru işareti.
Dışişleri Bakanlığı pozisyonu için Türkiye'nin de yakından tanıdığı ve sicili pek de parlak olmayan Marco Rubio ismi öne çıktı. Rubio'nun Orta Doğu'ya hayli hakim bir isim olduğu biliniyor. Daha önce Trumpla ters düştüğü başlıklar da olmuştu. Suriye'deki askeri varlığın sonlandırılması ve Türkiye'nin Barış Pınar Harekatı'na izin verilmesini eleştirmişti Rubio. Sözde "Ermeni Soykırımı" yasasının sıkı bir destekçisi olan Rubio, ABD'nin Doğu Akdeniz'deki varlığının da daha belirgin olmasını savunuyor. Kabinedeki tüm isimler de olduğu gibi Rubio'da sıkı bir İsrail destekçisi.
Bu üç ismin göreve gelmesi halinde Orta Doğu ve Türkiye için çok da parlak bir gelecek olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Kabine görev alması beklenen isimler içerisinde Elon Musk hariç Türkiye'ye sempatiyle bakan bir isim neredeyse bulunmuyor. Vaziyet her ne kadar ülkemiz için şu aşamada çok parlak olmasa da Başkan Donald Trump'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gibi kişisel ilişkiler üzerinde yürümeyi seven bir lider olduğu biliniyor. Önceki başkanlık döneminde ters düşülen başlıkların Türkiye için acı verici sonuçları olsa da yeni dönemde ilişkilerin sağlıklı bir zeminde yürümesi Türkiye için korkulan senaryonun başına gelmemesine yardımcı olabilir. Trump'ın bir önceki başkanlık döneminde olduğu gibi bir zıtlaşmaya gidilmesi halinde Türkiye'nin ya da Orta Doğu'nun bu durumu siyasi veya ekonomik anlamda tolere edebilme imkanı görünmüyor.
Çölyak hastalığına dair bilinmesi gereken tüm gerçekler
C vitamininin faydaları saymakla bitmiyor!
Tüketebileceğiniz 0 kalorili besinler
Sosyal medya estetiğe sürüklüyor
Türkiye'nin antik liman kentleri
KOAH neden olur? Nelere dikkat edilmelidir?
ABD'de suikaste uğrayan başkanlar