Temsilcimiz Fenerbahçe dün gece UEFA Avrupa Ligi maçında evinde ağırladığı rakibi Athletic Bilbao'ya 2-0 mağlup oldu ve çok etkisiz bir oyun sergiledi.

Maça Samet Akaydın'ın hatasıyla adeta 1-0 geride giren temsilcimiz taraftarın da protesto gösterilerine sahne olan maçta ne yazık ki hiçbir varlık gösteremedi.

Süper Lig'de de hedef maçların neredeyse tamamında istediği sonucu alamayan sarı lacivertlilerde Jose Mourinho ile yola devam edilmemesi gerektiği fikri baskın gelmeye başlıyor.

Tribünlerin Ali Koç ve yönetimini hedef alan açıklamaları sahadaki sonuçların bir süre daha böyle gitmesi halinde şüphesiz Mourinho ve ekibine de yönelecektir.

Bir önceki yıl takımı son maça kadar şampiyonluk potasında tutan ve 99 puan alan İsmail Kartal'ın Fenerbahçesi ile Mourinho Fenerbahçesi taraftarların gözünde kıyaslanıyor.

Ekseriyet İsmail Kartal'ın Fenerbahçesini bu takıma oranla doğal olarak çok daha hırslı ve istekli bir takım olarak görüyor.

Taraftarlar nerede yanlış yapıldığını daha yüksek sesle sorgulamaya başladı. Sezon başında verilen büyük vaatlerin yerine getirilememesi, milyonlarca euro bonservis bedeli harcananan isimlerin büyük maçlarda sahada adeta hayalete dönüşmesi taraftarın takıma olan güvenini sıfırladı.

"Öyle bir takım kuracağız ki şampiyonluk sözü vermemize gerek kalmayacak" diyenlerin şu andaki tablo karşısında Fenerbahçelilere verecekleri yanıt merak ediliyor.

Belli ki Mourinho'nun ruhu değil sadece bedeni Türkiye'ye gelmiş.

Avrupa arenası ve Türkiye Ligi maçlarında Mourinho'nun duruşundan mimiklerine giyiminden tavırlarına her şeyi farklı.

Hoca açıkça Avrupa'da tekrar üst seviye bir takımı çalıştırmanın fırsatını kolluyor.

Bu tablo net bir şekilde karşımızda duruyorken Fenerbahçe taraftarına daha fazla işkence etmenin de anlamı kalmıyor.

Kadronun yetersiz olduğuna dair söylentilerin de altı ne yazık ki boş.

Ezeli rakibi Galatasaray ile kadroları kıyaslandığında Fenerbahçe'nin zayıf yanları olduğu gibi güçlü yönleri de olduğunu söylemek durumundayız.

Galatasaray'ın yaklaşık 1 yıldır orijinal sağ bekinin olmadığı ve keza sol bek pozisyonunda da aradığı ismi yıllardır bulamadığını, buna rağmen sarı kırmızılıların Avrupa ve Türkiye'de oynadığı oyunu değerlendirdiğimizde meselenin isimlerden çok daha derin olduğunu görebiliyoruz.

Sözün özü, Fenerbahçe taraftarını bu ızdıraptan artık kurtarmak gerekiyor.

Fenerbahçe yönetiminin en kısa süre içerisinde 'The Special One' ile görüşerek minimum hasarla yolların ayrılmasının sağlanması elzem.

Sezonun geri kalanında yola takımın başına geçmek için doğal camianın doğal adayları var.

Yılda en az 10 milyon euro maaş alan bir teknik direktörün 6 aydan uzun bir süre içerisinde Fenerbahçe'ye kattıklarını ve götürdüklerini teraziye koyduğumuzda büyük bir fiyasko ile karşılaştığımızı itifaf etmemiz gerekiyor.

En başta bu itirafı Fenerbahçe yönetiminin kendisine yapması gerekiyor.