Orta Doğu’da işler iyice karışıyor. Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da bir suikast sonucu öldürülmesi, bölgedeki tansiyonu fazlasıyla artırdı.

Haniye’nin öldürülmesi sadece Hamas ve İran’ı değil, tüm bölgeyi etkileyecek bir olay.

New York Times’ın haberine göre, Tahran’daki suikastta Haniye’ye yönelik bombalı saldırı, aylar önce konuta gizlice yerleştirilen bir bomba ile gerçekleştirilmiş.

Bu bilgi, suikastın önceden planlandığını ve uzun süredir hazırlık yapıldığını öne sürüyor.

Böylece İran da töhmet altında bırakılıyor. Ancak İran’ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, suikastın bir roketle yapıldığını bildirdi. Bu açıklamaya göre, Haniye’ye yönelik saldırı, İsrail tarafından havadan karaya atılan bir roketle gerçekleştirilmiş.

SUİKASTIN ARKASINDA KİM VAR?

Suikastın şüphelisi İsrail. Nitekim İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, suikast sonrasında yaptığı bir konuşmada, İran’ın vekil güçlerine ağır bir darbe indirdiklerini söyledi. Bu açıklama, İsrail’in Haniye’nin katili olabileceğine ilişkin şüpheleri daha da güçlendiriyor.

Haniye’nin öldürülmesi sadece Filistin’le sınırlı bir mesele değil; İsrail ve İran arasındaki gerilimin de bir yansıması.

HİZBULLAH VE HAMAS’IN YANITLARI

Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, İsrail ve müttefiklerine karşı sert bir yanıt vereceklerini duyurdu. Hamas’ın silahlı kanadı da Haniye’nin öldürülmesinin savaşı daha da şiddetlendireceğini açıkladı. Bu açıklamalar, bölgedeki gerilimin artacağı endişesini güçlendiriyor.

İRAN NE DÜŞÜNÜYOR?

İran, suikastın arkasında İsrail’in olduğundan emin.

İran’a göre İsrail, içeride reformist, dışarıdaysa iyi komşuluk ilişkilerini, diplomasiyi ve bölgede barış ve istikrarı savunan Türk asıllı Mesud Pezeşkiyan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden oldukça rahatsız.

Yeni hükümetin ilk gününe gölge düşüren suikastın ardından İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Amir Saeid İravani, “uygun gördüğümüz zaman ve şekilde cevap vereceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı.

Maalesef bu gelişmeler, sadece Orta Doğu’yu değil, tüm dünyayı etkileyebilir.

Gerilimin yayılması, uluslararası ilişkileri ve güvenlik politikalarını da etkileyebilir. Suikastlar ve ardından gelen tepkiler, bölgedeki çatışmaların daha da büyümesine yol açabilir.

İSRAİL’İN KORUNMASI

Uluslararası aktörlerin İsrail’i koruyucu politikaları, onun hukuk tanımaz tutumunu daha da güçlendiriyor.

Kaçınılmaz olarak İsrail’in pervasızlığı, bölgedeki diğer ülkelerin de güvenliğini tehdit ediyor.

Bu durum, uluslararası toplumun sessiz kalmaması gereken bir hukuk ihlalidir.

Eğer İsrail’in bu tür uygulamaları devam ederse, bölgede kalıcı bir barış ve istikrarın sağlanması mümkün olmayacaktır.

Dahası İsrail’in savaş çığırtkanlığı ve hukuk tanımaz tutumu, küresel barışa ve güvenliğe karşı da ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Çünkü bu tür eylemler ve tutumlar, bölgesel çatışmaların büyümesini ve küresel düzeyde istikrarsızlığı teşvik ediyor.

Ayrıca, uluslararası toplumun bu tür davranışlara karşı etkin bir şekilde müdahale etmemesi, diğer ülkeler ve gruplar için de kötü bir örnek teşkil ediyor.