Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Üçüncü dünya savaşı çıkar mı?

Yazının Giriş Tarihi: 01.07.2024 09:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.07.2024 09:42

Bu sorunun yanıtını vermek kolay değil. Baktığınız pencereye göre cevabınız değişebilir. Dünya genelinde büyük bir silahlanma yarışının varlığı bir gerçek. Jeopolitik gerilimler ortada. İkinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’da kol gezen faşizm, bugün yeni ve çağdaş versiyonlarıyla yine sahnede. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesi, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki hak iddiaları, ABD’nin küresel liderlik rolünü yeniden tanımlama çabaları, parçalanan demokratik kültür ve Gazze’deki katliam…

Ukrayna Krizi, NATO ile Rusya arasında bir çatışma doğurabilir mi? Elbette, zor olsa da mümkün! Zaten Ukrayna’da, ABD ve İngiltere’nin arkasında hizalanan NATO ülkeleri ile Rusya çarpışıyor. Ukrayna savaştan önce, buğday ambarıydı şimdi ise silah. Her an her şey olabilir! Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en büyük kozu, envanterindeki nükleer silahlar. Putin çekinmeden söylüyor, “Rusya’nın varlığı tehdit edilirse nükleer silah kullanmaya hazırız.”

Rusya ile Kuzey Kore arasındaki ilişkilerde de ciddi bir mesafe kat edilmiş vaziyette. İki ülke arasındaki ilişkiler, Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana en güçlü seviyesinde. Kuzey Kore, Pasifik’te ABD’yi ve yakın müttefikleri Güney Kore ile Japonya’yı tehdit etmede sınır tanımıyor. Bu yüzden Kore Yarımadası’ndaki gerilim artarak devam ediyor. Geçtiğimiz hafta Vladimir Putin ile Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un Pyongyang Zirvesi’nde imzaladıkları, “Kapsamlı Stratejik Ortalık” anlaşmasıyla gerilimin ibresi bir kademe daha artırıldı. Putin, Kore’den ABD’yi açıkça tehdit ediyor…

Basında pek fazla yer bulmasa da Hindistan ile Pakistan arasındaki anlaşmazlıklar bir başka fay hattını oluşturuyor. Her ne kadar, İndus Nehri Havzası’ndaki anlaşmazlıkları çözmek için iki ülke arasında Dünya Bankası aracılığıyla ortak projeler üretilmiş olsa da bu gelişmeler, siyasi ve askeri tansiyonu bir türlü aşağıya çekmiyor. Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimi tehlikeli kılan, her ikisinin de nükleer silahlara sahip olması.

İran ile İsrail arasındaki gerilim de önemli bir potansiyel çatışma alanı olarak düşünülebilir. Türk kamuoyu, genelde İran-İsrail ilişkilerini danışıklı dövüş olarak tanımlasa da Orta Doğu’nun iki nükleer gücü arasındaki restleşmenin hangi cehenneme kapı aralayabileceğini şimdilik kimse tam olarak tahmin edemiyor. İsrail, Lübnan’a saldırsa son barutun nerede patlayacağını kestirmek oldukça güç…

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Üçüncü Dünya Savaşı uyarısı yapmasının hemen sonrasında Milli Savunma Bakanlığının, “Üçüncü Dünya Savaşı gibi karanlık bir tabloyu başta ülkemiz olmak üzere kimse istemez, ama Ordumuzun da her türlü senaryoya hazır olduğunu belirtmek gerekir” şeklindeki açıklaması, Türkiye’nin Üçüncü Dünya Savaşı olasılığını ciddiye aldığını ve buna göre bir takım hazırlıklar içerisinde olduğuna işaret ediyor.

Dünya genelinde bir savaşın patlak vermesi durumunda, Türkiye’nin etkilenme şekli, olayların doğasına, süresine ve bölgesel dinamiklere bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Türkiye’nin bu tür senaryolara karşı ulusal güvenlik stratejileri bağlamında dikkatli bir şekilde hazırlık yaptığını biliyoruz. Türkiye içinde bulunduğu hassas coğrafyadan dolayı zaten her daim hazır olmak zorunda!

Bu noktada devletin kadim kuralı çok açık: “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.” Yani, barış ve huzur istiyorsan savaşa hazır olmalısın. Ancak, unutmamak gerekir ki en büyük zafer, savaşa hiç ihtiyaç duymadan barışı sürdürebilmektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
Bursa
    cami
      En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.