Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mezdeke, Affet ve Adoucit La Melodie üçgeninde dansözler, narsistler ve diğerleri

Yazının Giriş Tarihi: 26.03.2025 14:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.03.2025 14:25

İnsanlar diye başlayalım… İnsanlar hatasızlıklarıyla meşhurdur. Hâlbuki hata yapma fırsatını Âdem’e veren, insanı hataları ile sever. Belki de hatasızlık düşüncesi, huzura kabulün önündeki büyük bir engeldir. Huzura çıkamayan da tabii olarak huzuru bulamaz.

Bilirsiniz, çevrenizdeki birçok kişi kusursuzdur. Bu kadar kusursuz insanın arasında kendinizi çoğu kez eksik, yarım, yetersiz, kusurlu hissedersiniz. Aslında eksik, yarım, yetersiz veya kusurlu olan siz değilsinizdir. Siz sadece narsist kişilik bozukluğu olan bir çevrenin arasında kalmışsınızdır.

Dolayısıyla bu çevreden kendinizi arındırdığınızda, onları çürük birer meyve gibi dalınızdan koparıp attığınızda her şeyin doğrusu ve makulü tüm çıplaklığıyla gözünüzün önüne serilecek.

Hayatta birbirlerini pohpohlamaktan başka tutunacak dalları olmayan, kimseyi gerçekten sevmemiş ve kimse tarafından gerçekten sevilmemiş insanların korkusudur gerçek bir sevgi ve gerçek bir samimiyet. Çünkü samimiyetin olduğu yerde tenkit olmaz, sevginin olduğu yerde kusur görülmez.

İç huzur denilen duyguyu hiçbir zaman hissetmemiş ve kaostan beslenen bu insanları samimi, sevgili ve huzurlu ortamlar besmele duymuş şeytana çevirir. Bu ortam onların en büyük korkusudur. Çünkü insan bilmediğinin düşmanıdır.

Karşınızdaki insanlarda bu alametleri gördüğünüzde onlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın. Düzeltmek sizin işiniz değil. Eğer başarılı bir psikolog değilseniz bunu denediğinizde muhtemelen siz değişeceksiniz. Çünkü bilirsiniz, ekseriyetle kötü olan iyi olana tesir eder. Çürük meyve yanındakini de çürütür. Çürümeyin.

Bu insanların sizin vereceğiniz sınırsız sevgi ve sonsuz kıymetle düzeleceklerini zannederseniz de çok büyük yanılırsınız. Siz ya da başka biri onlara hasbelkader altın muamelesi yapsa da teneke tenekedir. Eğer çağlar üstü bir simyacı değilseniz, üç kuruşluk tenekeyi bir milyonluk bir altın külçesine dönüştüremezsiniz.

Verdiğiniz tüm değer ve gösterdiğiniz tüm çabanın üstüne, olanca samimiyet ve iyi niyetinize rağmen siz suçlu olursunuz ve tenekeciler tarafından teneke muamelesi görürsünüz. Tüm tenekelik sizin üzerinize yıkılır ve muhataplarınız at izindeki sidiğin içinde yüzen bir saman çöpünün üzerinde kendisini deryaların en büyük kaptanı zanneden sinek edasıyla parıldamaya kalkar. Bu onları deryalar kaptanı veya altın yapmadığı gibi sizi de tenekeye dönüştürmez tabii, fakat cevherinizi yeniden şekillendirmenizi gerektirebilir.

Bu yüzden bu tipolojinin muhatabı olduğunuzda kendinizi “Affet” diye yalvaran Müslüm Gürses pozisyonuna düşürmeyin. Siz onları affedin ve sizi onlardan ayıran alamet-i farikalarınızdan taviz vermeden onlardan uzaklaşın. Sizi çırpındıkları bataklığa çekmelerine fırsat vermeyin. Korkmayın, iki gün körle yattınız diye şaşı kalkmayacaksınız. Tenekeci size “teneke” dedi diye siz altın olmaktan çıkmayacaksınız. Belki şunu sorgulamanız doğru ve çözüme yakın bir sonuç verir: “Bu altının tenekeci dükkânında ne işi var?”

Bu tip insanlar hiçbir gerçek duygu yaşayamadıkları için sizin onlara verdiğiniz değere muhtaçtırlar. Çünkü bir teneke ancak kuyumcunun övgüsünü alırsa o kadar altının içinde kendisini değerli hissedebilir ve artık kuyumcu ona o övgüyü vermediğinde, çevresindeki altınları da kendi bulunduğu konuma çekmeye çalışır. Düşmeyin.

İyi düşünmek, doğru olmak, fırsat vermek sizin hamiyetiniz; bunları tepmek ise onların acziyetidir. Mesela susabilmek en büyük keramettir. Çünkü hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör değildir. Cahile laf anlatacağınıza kırk deveye kırk hendek atlatın. Ne demişler? “Söz gümüşse sükût altındır.” Boşuna yorulmayalım diye bize öğüt vermişler. Herkes kendisine yakışanı yapar, herkes kendi kalitesinde konuşur, herkesin çapı neyse çevresi odur.

Ağızdayken söz sahibine, ağızdan çıktıktan sonra sahibi söze aittir. Ok yaydan çıktıktan sonra geri dönüşü olmaz. Unutmayın; kime ve neye karşı olursa olsun söylediğiniz her sözün, icra ettiğiniz her eylemin sizin için bir bedeli vardır. Çoğu insan düşünmeden konuşmanın ne kadar büyük bir hata olduğunu; o hatayı unuttuğu, artık onunla ilgili hesaba çekilmeyeceğini düşünmeye başladığı sırada, çok ağır bedeller ödeyerek öğrenir. Siz siz olun, bedelini ödemeyi göze alamayacağınız şeyler söylemeyin, hesabını veremeyeceğiniz şeyler yapmayın. Çünkü insanın hayvandan farkı düşünce ve iradedir. Bilirsiniz, herkes insan olarak doğar fakat herkes insan olarak kalamaz. Siz siz olun, fikrinize ve iradenize sahip çıkın. Hayvan olmayın, insan kalın.

Yaşadığınız her şey sizin için paha biçilmez birer tecrübedir. Eğer kendinizden ve vicdanınızdan eminseniz yaptığınızdan da yapmadığınızdan da pişman olmayın. Çünkü siz, size yakışanı yaptınız, onlar da kendilerine yakışanı…

Vaktinizi ve emeğinizi boşa harcadığınızı da düşünmeyin. Sizin onlara verdiğiniz kıymet, fukaraya verdiğiniz sadaka misali onlara ihsanınız olsun.

Müzik örneğiyle başlamıştık, toparlayalım ve onunla bitirelim…

Muhataplarınızda tüm bu emareleri fark ettiğinizde uzaklaşmalı ve şunu artık anlamalısınız: Böyle insanların(!) ederi, taksim gazinolarında tef-darbuka çalıp, Mezdeke oynayarak dansöz muamelesi görmektir.

Sizin yapacağınız ise dansözü, darbukacıyı ve şakşakçıyı, bahşişlerini verip oynadıkları masada baş başa bıraktıktan sonra, gök kubbenin altında tabiatın güzelliklerini müşahede ederken Adoucit La Melodie dinlemek olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (2)
Yorumcu
Süleyman ünlü - 6 gün önce

Eyvallah güzel tespitler

Yorumcu
Selin - 6 gün önce

Herkesin hayatının bir noktasında böyle kalitesiz tipler oluyor maalesef. Allah herkesi bunlardan kurtarsın. Tenekeler.

Mezdeke, Affet ve Adoucit La Melodie üçgeninde dansözler, narsistler ve diğerleri

26.03.2025 14:25

İnsanlar diye başlayalım… İnsanlar hatasızlıklarıyla meşhurdur. Hâlbuki hata yapma fırsatını Âdem’e veren, insanı hataları ile sever. Belki de hatasızlık düşüncesi, huzura kabulün önündeki büyük bir engeldir. Huzura çıkamayan da tabii olarak huzuru bulamaz. Bilirsiniz, çevrenizdeki birçok kişi kusu

Koşu bittikten sonra treni kaçırmak

17.11.2024 21:39

İlk gençlik zamanlarımdı. Her yerden adını duyuyordum. Kimi şiirlerinden okuyor, kimi düşüncelerinden ve muhtelif kitaplarından alıntılar yapıyordu. Tanımadan sevdiğim ender insanlardan biri; ilk gençlik zamanlarımın en naif, en nazik kahramanıydı… Avucunda sıktığı taştan damlayan su, kor yürekleri

Vatansız bir p*ç olarak öldü

22.10.2024 14:40

Eli binlerce insanımızın kanına bulaşan, milyonlarca insanımızın vebalini alan FETÖ lideri Fethullah Gülen öldü. Yazacak çok fazla şey var. Yitirilmiş canlar, kaybedilmiş gençler, hayallere vurulan prangalar, iğdiş edilmiş zihinler, pespaye edilmiş kavramlar, tahfif edilmiş hükümler ve nihayetinde

Yaşanmaya değer hayat, bedeli ödenmiş hayattır

01.10.2024 14:54

Herkesi var eden, kendisi yapan ve farklı kılan birtakım değerler ile tecrübeleri vardır. İnsanın yaşadıkları, yaşattıkları, yaşamadıkları ve yaşayamadıkları onu var eden, onu kendisi yapan en önemli kıymetler belki de. Kitabi bilgiler bir yere kadar… Asıl insanı kendisi yapan işte bunlar. Hayat bi

Hata yapmak korkusuyla hayatı ıskalamak

25.09.2024 11:34

Hata yapmak korkusuyla birçoğumuz hayatı ıskalıyoruz. Belki de daha önce yapılan hatalara tekrar düşmek istemiyoruz, kim bilir? Fakat cesurca yaşanmayan hiçbir hayat, nihayetinde yaşanmış sayılmaz. Ne diyor Oscar Wilde: "Yaşamak çok nadir görülen bir şeydir, çoğu insan sadece var olur." Evet; nefe

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Herkes Duysun En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.