44 yıl önce hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Nişantaşı’ndaki Abdi İpekçi Anıtı ve Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenlerle anıldı.
Haber Giriş Tarihi: 01.02.2023 15:03
Haber Güncellenme Tarihi: 01.02.2023 15:03
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.herkesduysun.com/
Abdi İpekçi için Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen anma töreni saat 11.00’da başladı. Törene, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, eski çalışma arkadaşları, Milliyet Gazetesi çalışanları, ve sevenleri katıldı. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende Nükhet İpekçi İzet ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına törene katılanlara teşekkür ederek başlayan Nükhet İpekçi İzet, "Bu yıl içinde bir arkadaşımın 'artık uğraşma, kimse hatırlamıyor o günleri.' sözleri dikkat çekiciydi. Çok sevgili bir yakınım da 'En iyisi bu yıl protesto et, oraya hiç gitme.' demişti. Aslında bir zamanlar onu da yapmıştık. Annemle birlikte 'konuşacak ne kaldı ki' demiştik. Bütün suikast kurbanlarıyla alay edercesine, engellenen çabalarla dolu bir oyunun parçası olmayı, oradan oraya çekiştirilip kullanışlı mağdur haline getirilmeyi içimize sindirememiştik. O zaman da 'Bu bir vazifedir, bir sorumluluktur. Susmak korkmaktır, suça yer açmaktır. Konuşmak, var olmak, olanları hatırlatmak, tanıklık etmek, unutturmamak zorundasınız' diyenler olmuştu. Hala 1979 yılındayım. O zamanki İçişleri Bakanı' nın kendi makam odasının ardında, gizli bir oda daha olduğunu dehşet içinde fark ettiği ve bir komploya uğratıldığı dönemdeyim. O andaki hakikatin, yani aslında hepimizi ilgilendiren bu dehşetli hakikat, incelenip irdelenmemiş, isimlendirilmemiş ve tarihteki yerine resmen kaydedilmemiş haliyle olduğu gibi duruyor. Bütün bu birikimle, burada o sorumluluğu ve çaresizliği hissediyorum. Başı dik ve keskin bir kararlılıkla değil, yerine getirilmemiş bir borcun ağırlığıyla çöken omuzlarımla buradayım. ‘Bir varmış, bir yokmuş' tan öteye gidemiyoruz. Bütün bunlar bir borç duygusu yaratıyor." dedi.
"CİNAYET DOSYALARININ YENİDEN AÇILMASI, TAŞ KOYANLARIN, ENGEL OLANLARIN ORTAYA ÇIKMASI NE İYİ OLURDU"
Konuşmasına devam eden Nükhet İpekçi İzet, "Cinayet dosyalarının yeniden açılması, bir arkeolog titizliğiyle çalışılması tuzaklar kuran, engel olan, taş koyan, duvar ören, üstüne toprak örten, şaşırtmaca ve kandırmacalar yayanların ortaya çıkarılması, ne kadar iyi olurdu. Hatta o zamanlar neye hizmet ettiğinin bile ayrımında olamayanların bazıları kendiliğinden de mertçe ortaya çıkabilir hakikate katkıda bulunabilirlerdi. Ne iyi olurdu. Abdi İpekçi henüz 30 yaşına varmadan yazdığı bir yazıda bu borçluluk duygusunu şöyle dile getirmiş: "Vatana borç, yedek subaylık vazifesi ile ne başlar ne de biter. Borcumuz hayatımızla kaimdir. Doğduğumuz gün başlar, öleceğimiz güne kadar devam eder.". Gazetecilik vazifesi boyunca hep bu anlayış ve vicdanla yaşarken onun öleceği günü planlayıp canımı almasalar ne iyi olurdu." ifadelerini kullandı.
Nükhet İpekçi İzet’in konuşmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan, bir anma töreni de Nişantaşı’nda Abdi İpekçi’nin 44 sene önce saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiği noktada bulunan Abdi İpekçi Anıtı’ının önünde gerçekleştirildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası temsilcileri, sabah saatlerinde Abdi İpekçi Anıtı’na karanfil bıraktı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdi İpekçi ölümünün 44.yılında anıldı
44 yıl önce hayatını kaybeden Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Nişantaşı’ndaki Abdi İpekçi Anıtı ve Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında düzenlenen törenlerle anıldı.
Abdi İpekçi için Zincirlikuyu’daki mezarı başında düzenlenen anma töreni saat 11.00’da başladı. Törene, Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet, eski çalışma arkadaşları, Milliyet Gazetesi çalışanları, ve sevenleri katıldı. Kuran-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende Nükhet İpekçi İzet ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş konuşma gerçekleştirdi.
"HALA 1979 YILINDAYIM BORCUN AĞIRLIĞIYLA ÇÖKEN OMUZLARIMLA BURADAYIM"
Konuşmasına törene katılanlara teşekkür ederek başlayan Nükhet İpekçi İzet, "Bu yıl içinde bir arkadaşımın 'artık uğraşma, kimse hatırlamıyor o günleri.' sözleri dikkat çekiciydi. Çok sevgili bir yakınım da 'En iyisi bu yıl protesto et, oraya hiç gitme.' demişti. Aslında bir zamanlar onu da yapmıştık. Annemle birlikte 'konuşacak ne kaldı ki' demiştik. Bütün suikast kurbanlarıyla alay edercesine, engellenen çabalarla dolu bir oyunun parçası olmayı, oradan oraya çekiştirilip kullanışlı mağdur haline getirilmeyi içimize sindirememiştik. O zaman da 'Bu bir vazifedir, bir sorumluluktur. Susmak korkmaktır, suça yer açmaktır. Konuşmak, var olmak, olanları hatırlatmak, tanıklık etmek, unutturmamak zorundasınız' diyenler olmuştu. Hala 1979 yılındayım. O zamanki İçişleri Bakanı' nın kendi makam odasının ardında, gizli bir oda daha olduğunu dehşet içinde fark ettiği ve bir komploya uğratıldığı dönemdeyim. O andaki hakikatin, yani aslında hepimizi ilgilendiren bu dehşetli hakikat, incelenip irdelenmemiş, isimlendirilmemiş ve tarihteki yerine resmen kaydedilmemiş haliyle olduğu gibi duruyor. Bütün bu birikimle, burada o sorumluluğu ve çaresizliği hissediyorum. Başı dik ve keskin bir kararlılıkla değil, yerine getirilmemiş bir borcun ağırlığıyla çöken omuzlarımla buradayım. ‘Bir varmış, bir yokmuş' tan öteye gidemiyoruz. Bütün bunlar bir borç duygusu yaratıyor." dedi.
"CİNAYET DOSYALARININ YENİDEN AÇILMASI, TAŞ KOYANLARIN, ENGEL OLANLARIN ORTAYA ÇIKMASI NE İYİ OLURDU"
Konuşmasına devam eden Nükhet İpekçi İzet, "Cinayet dosyalarının yeniden açılması, bir arkeolog titizliğiyle çalışılması tuzaklar kuran, engel olan, taş koyan, duvar ören, üstüne toprak örten, şaşırtmaca ve kandırmacalar yayanların ortaya çıkarılması, ne kadar iyi olurdu. Hatta o zamanlar neye hizmet ettiğinin bile ayrımında olamayanların bazıları kendiliğinden de mertçe ortaya çıkabilir hakikate katkıda bulunabilirlerdi. Ne iyi olurdu. Abdi İpekçi henüz 30 yaşına varmadan yazdığı bir yazıda bu borçluluk duygusunu şöyle dile getirmiş: "Vatana borç, yedek subaylık vazifesi ile ne başlar ne de biter. Borcumuz hayatımızla kaimdir. Doğduğumuz gün başlar, öleceğimiz güne kadar devam eder.". Gazetecilik vazifesi boyunca hep bu anlayış ve vicdanla yaşarken onun öleceği günü planlayıp canımı almasalar ne iyi olurdu." ifadelerini kullandı.
Nükhet İpekçi İzet’in konuşmasının ardından tören sona erdi. Öte yandan, bir anma töreni de Nişantaşı’nda Abdi İpekçi’nin 44 sene önce saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiği noktada bulunan Abdi İpekçi Anıtı’ının önünde gerçekleştirildi. Türkiye Gazeteciler Sendikası temsilcileri, sabah saatlerinde Abdi İpekçi Anıtı’na karanfil bıraktı.
En Çok Okunan Haberler
Uzmanlar dağcıları uyarıyor!
Uludağ'da Alaca Baykuş böyle görüntülendi
Bağırsak enfeksiyonuna iyi gelen 10 etkili besin
Aşı hakkında yanlış bilinen gerçekler
Ülkelere göre boşanma oranları
Sigara içmeyen bireylerde akciğer kanseri riski altında
Aktaş Şelalesi, sonbahar renklerine büründü
Türkiye'de yetişen tropikal meyveler
Dünyanın 100 marka şehri belli oldu! Türkiye’den 3 şehir listeye damgasını vurdu!
Kahve düşkünleri dikkat! "Filtresi kağıtsa zehirler"
Köroğlu Dağları'ndan sofralara doğal şifa: Kozalak şurubu
Polyester fabrikasında boru patladı: Panik anları kameralara yansıdı!
Otomobil sürücüsü, tartıştığı motokuryeye demirle saldırdı: O anlar kamerada
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, İstanbul Energy Forum'da konuştu
Yolda yatan köpeği araçla ezen cani yakalandı! 'Görmedim' dedi